Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Mart 2023

Geceler rahmettir

Gece, önümüze açılan bir rahmet sürecidir. Geceleri değerlendiremeyenler manen yükselemezler. Rabbimizin iftihar ettiği güzel kullardan olamazlar. Güzel kullardan olamayanlar, yararlı bir toplum insanı da olamazlar. Birbirimize dua edelim de gecelerini değerlendirebilen kullar dercesine yükselebilelim.

MUHTEREM Milat okuyucuları…. Cuma gününüz mübarek olsun. Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Sâlât ve selâm, biricik önderimiz sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) üzerine olsun.

Geceleri kulluk inancı ve duygusu içerisinde değerlendirebilmek, gündüzleri de kulca yaşayabilmek için muhtaç olduğumuz gece uykusu bizim için ibadettir. Madem geceler istirahat için kılındı, gecelerde istirahat etmek, geceleri arz edeceğimiz ibadetlerle değerlendirmek görevimiz olmalıdır. Gündüz öğle vakitlerindeki Kaylüle uykusuyla da gece uyanıklığına kendimizi hazırlamalıyız.

Geceler tefekkür zamanı

Geceler tefekkür zamanıdır. Özellikle geceler. Bu gerçek Furkan suresinin 62. âyetinde şöyle açıklanıyor: “Düşünüp öğüt alacak ve de şükredici kul olmak isteyecekler için Yaradan gece ile gündüzü ard arda getirendir.“

Demek ki gece tefekkür zamanıdır. Hayatı düşünme, ölümü düşünme, yaşadıklarımızı düşünme, çevremizdeki varlıkları, doğal afetleri tefekkür etme zamanıdır. Üzerinde düşünebildiğimiz her bir varlığı da Rabbimize kul olarak yönelebilmemiz için aracı kılmalıyız.

Ölüm ve diriliş zamanı

Gecelerimizin bir başka özelliği var ki ondan nedense gaflet ediyoruz. Açıklamaya başlamadan önce Kur’an’da bildirilen ve çevremizde izleyebildiğimiz bir gerçeğe dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

İlk peygamberden yaşadığımız bu ana kadar, İslam Dîni’ni inkâr edip başına buyruk hayat sürenlerin inkârlarının temel sebebi ölümle başlayacak âhiret hayatını; yeniden dirilişi ve sorgulanmayı içlerine sindirememeleridir. Oysaki insan her an ölümü ve dirilişi yaşıyor. Vücudumuzda her an ölen hücreler var, her an yeni hücreler yaratılıyor. Ölüm ve diriliş her an yaşanıyor ve her gece yaşanıyor.

Uyku bir tür ölümdür aziz kardeşlerim. Ölümün benzeri olan uykuya daldığınız zaman hayat noktalanır gibidir, dünyevi imkânlar bir tarafta kalır ve size bir başka vücudunuzun olacağını ihtar eden rüyalar başlar. Yaradan dikkatlerimizi çekiyor ama kullar dikkatlerini odaklaştırmıyorlar gecelere ve uykulara. Bakınız Rabbimiz En’am sûresinin 60. ayetinde ne buyuruyor: “Allah size her gece ölümü tattırıyor. O, gündüz ne yaptığınızı da o biliyor. Takdir edilen ömrü yaşayasınız diye uyandırarak sizi her sabah yeniden hayata döndürüyor. Dönüşünüz O’na olacaktır. Sonra da O, size iradelerinizi kullanarak yaptığınız her bir işinizi haber verecek (sizi işlerinize göre mükafatlandırıp cezalandıracak) tır.”

Geceler Kur’an Okuma vaktidir

Aziz Peygamberimiz, ölümü uyku gibi niteleyen âyetlerden ilham almış olacak ki gece “Bismillêhi emûtü ve ehyê /Allah’ın adıyla ölür ve dirilirim” diyerek yatardı. Peygamberimiz her sabah uyandığında da şöylece hamd ve senâ ederdi: “Elhamdulillehillezi ehyêne ba’de mê emêtene ve ileyhin-nüşûr / Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun. Dirilişimiz-dönüşümüz de O’nun huzuruna olacaktır.“

Evet, Peygamberimiz uykuya böylece yatar ve uykudan böylece kalkardı.

Güzel kardeşlerim; geceler Kur’an okumalarının daha bir verimli vaktidir. Biliyor musunuz Rabbimiz aziz Peygamberimize Kur’an okumaları görevini yüklemiştir.

Peygamberimiz Mekke yıllarında her gece kalkar ve kendisine indirilen Kur’an ayetlerini okur ve bu ayetler üzerinde düşünürdü. Müzzemmil sûresini biliyorsunuz. Ha bilmiyorsanız bilmeniz gerekir güzel kardeşlerim. Herhangi bir Kur’an sûresinin adı geçtiğinde, Kur’an kültürüyle donanımlı olması gereken mümin hemen çağrışım yapmalıdır. Rabbimiz Peygamberimize; “Gecenin değişik vakitlerinde kalkmasını ve Kur’an’ı tane tane ve anlamı üzerine düşünerek okumasını “ emir buyurmuştur. Çünkü aynı surede bildirildiği üzere “gece okumaları daha bir kavratıcı, daha bir ruha sindirtici”dir.

Allah bu gece okumaları emrini sadece Peygamberine vermiyor. Bakınız bu emirlerin ilk muhatabı Peygamberimiz, tamam, ama her bir mümin de muhatap.

Nafile namazlar için verimli vakitler

Geceler, geceler farz üstü nafile namazlar için daha bir ruhaniyetlidir. Akşam var, yatsı var, sabah var. Bu namazları kılan gecelerden gaflet etmiyor demektir. Allah bir kulunu namaza muvaffak kıldı mı ona değer veriyor demektir. Yaradan bize değer vermese, huzuruna kabul etmez. Gecelerin bir özelliği de gösterişten uzak, halis ibadet edilebilme zamanları olmasıdır. Onun için Peygamberimiz ayakları şişinceye kadar gece ibadetine de kalkardı. O, kurduğu devletin yöneticisi, yargıcı, ve komutanıydı. Akşama kadar bin bir türlü meseleyle yorulan Peygamberimiz ‘Ben güzel kul, şükredici kul olmayayım mı?’ diyerek gecelerini Kur’an okumaları yanı sıra namazla da değerlendirirdi.

Allah’ı çokça zikretme anları

Geceler Allah’ı çokça zikretmenin zamanlarıdır. İnsan suresinde şöyle buyrulur: “Sabah, akşam rabbini tesbih et, geceleri bir vakit ayır ve O’na secdeler kapan ve uzun gecelerde rabbini tesbih et yüceliklerle an. “ (İnsan 26 ) Gecelerin seher vakti yani fecir vaktinden hemen önceki vakti pek bereketlidir. Güneşin doğmasına yaklaşık bir saat kala fecir vakti girer. Ondan önceki süre yani güneşin doğmasından yaklaşık bir buçuk saat öncesinden fecir vaktine kadar geçen süre seher vaktidir. Allah Cennetlerle nimetlendireceği kullarının vasıflarını beyan ederken Zariyat sûresinin 15 ila 17. âyetlerinde “Onlar geceleri az uyku uyuyan ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyen kullardır” buyuruyor. Secde sûresinin 16. âyetinde de gece ibadeti için kalkanlara özel bir övgü yapılır güzel kardeşlerim.

Her gece özelliklidir

Böylesine özellikli olan geceler, bütün gecelerdir. Rabbimizin rahmeti istisnasız her gece tecelli etmektedir. Peygamberimiz bu gerçeği şöyle anlatır: “Gecenin üçte bir vakti çıktığında Rabbimiz rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur: Yaratan benim, halik benim, malik benim, sahip benim. Yok mu bana dua edecek kulum, duasını kabul edeyim; yok mu bir isteyen duasını kabul edeyim, yok mu bağışlanmasını isteyen bağışlayayım? “

Rabbimizin bu lütfu her gece ama her gece fecir vaktine kadar devam eder.

Sözü Peygamberimizin bir hadisiyle bağlıyorum: “Aman gece ibadetine sarılın. Sizden önceki erdemli kullar gece ibadetini benimseyerek yüceldiler. Çünkü gece ibadeti Allah’a yakınlaştırıcı günahlar bağışlatıcı ve günahlardan uzaklaştırıcı ve bedeni rahatsızlıkları da gidericidir.”