Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.52
Gram Altın
2950.32
BIST 100
9878.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Gece hayatı ve futbol

Bazı meslekler ve görevler vardır ki istikrar, tutarlılık ve dikkat gerektirir. Uzun soluklu ve mücadele gerektiren işlerde sağlığa, özel hayata ve çalışma temposuna özen göstermek lazımdır. Bir anlık boş verme, ihmal ve duyarsızlık bütün çabaları tüketir. Sonuçta hayaller ve planlar alt üst olur, verimsizlik ve çevre ile ilişkilerde aksama ortaya çıkar.

Yukarıda yazdıklarım spor özellikle futbol için geçerlidir. Hayatını futboldan kazananlar ve bu uğurda ter dökenler için tutarlılık, istikrar ve sağlığa dikkat çok daha elzemdir. Rakiplerin özel bilimsel program uyguladığı ve seferber olduğu futbol alanında oyuncuların işlerine dört elle sarılmaları, uzmanların uyarılarını ciddiye almaları kendi menfaatleri icabıdır.

Bu yazılarımı kaleme almamın sebebi var. 13 Kasım 2012 Salı günü yayınlanan gazetelerde dikkatimi çeken bir haber vardı: Eski Bursaspor'lu yeni Galatasaray'lı futbolcu Sercan Yıldırım'ın futbol hayatının bittiğini, kariyerinin sonuna geldiği yazılıyordu. Bursaspor'da iken yıldızı parlayan, Milli Takım'a kadar yükselen futbolcu Sercan Yıldırım'ın performansı en alt düzeye inmişti. Sercan Yıldırım yakın zamana kadar Süper Lig'in en çok aranan oyuncularından birisiydi.

Futbolcu Sercan Yıldırım İngiltere'nin köklü kulüplerinden biri olan Manchester United'ın dikkatini dahi çekmişti. Hatta Manchester United kendisine parlak bir teklif yapmıştı. Galatasaray'a büyük ümitlerle transfer olan Sercan Yıldırım yedeklerin arasına bile giremiyor. Sercan Yıldırım'ın adı unutulmak üzere, belli ki bir süre sonra futbol hayatı bitecek gibi. Hiç temenni etmeyiz ama, emekleri ve hayalleri heba olacak.

Gazetelerin yazdığına göre Sercan Yıldırım'ın futbol hayatının bitmesindeki en önemli etken özel hayatına özen göstermemesidir. Sercan Yıldırım İstanbul'a gelince gece hayatından ve pırıltılı eğlencelerden vazgeçememiş, gençliğinin ve yeteneklerinin değerini bilememiştir. Kendisi "gerçeklerden" kopuk bir hayata dalmış, uyarılara aldırış etmemiştir.

Hep dikkatimi çeker durur. Anadolu'da veya dış ülkelerin bazılarında futbol oynayanlar İstanbul'a gelince kendilerini kaybediyorlar, akıl tutulmasına uğruyorlar. Bazıları kendisini "vazgeçilmez" sanıyor, "ben özel yaratılmışım" diye düşünüyor. Tabii ki, hata ediyorlar, önünü göremiyorlar. Kendilerine "emanet" edilen yeteneğin ve sağlığın farkında değildirler.

Halbuki futbol bir maratondur, futbolculuk da bir koşucu olduğunu unutmamalıdır. Herkesin bildiği ancak tekrarlamaya gerek duymadıklarını ben yazacağım. Futbolcunun gece hayatı ve karmaşık yaşantısı olmamalıdır. Antrenörlerinin ve hekimlerinin söylediklerine harfiyen dikkat etmelidir. Hele hele içki, sigara kullanmamalıdır. Sigaranın ve içkinin futbol hayatını bitireceğini bilmelidir.

Futbolcu "oyunculuğu" sebebiyle kendisine verilen değeri algılamalıdır. Asla şımarmamalıdır, kibirli olmamalıdır. Bilmelidir ki, özel hayatına dikkat etmez ise futbol hayatı sona erecektir. Hiçbir futbolcu kulübünden ve Milli Takım'dan daha üstün olmadığını algılamalıdır. Futbolcular alçakgönüllü, geldiği yeri unutmayan bir tutum sergilemelidir. Kasaba ve köy kökenli ise, gece hayatına girmemelidir ve kendisine tuzak kurulabileceğini aklından çıkarmamalıdır.

Hasıl-ı Kelam: "Futbolculuk dikkat, özen ve farkındalık gerektirir."