Gebece
Kıymetli yazar Ali Tutluoğlu olmasaydı belki de “Gebece” kelimesinden hiç haberdar olmayacaktık. Anadolu’nun uçsuz bucaksız bozkırlarında “Gebece” gibi daha nice kelimeler var bilinmeyen. Türk Dil Kurumu’nun derleyemediği derleyip de ulaşamadığımız yüzlerce belki de binlerce kelime...
Uçsuz bucaksız bozkırlarda göçerlerin daha çok kelimesi var bize aktarılmayan. Bu kelimeleri her birini yerden kaldırdığımızda efsaneleri, türküleri, ağıtları ve hatıralarıyla birlikte yerden kalkıyor. Şehirlilerin kelimeleri daha erken ve daha hızlı kitaplara giriyor. Asıl taşrada, kıyıda köşede kalmış kelimelere eğilmek lazım.
“Gitmediğin yer senin değildir.”* sözünü dikkate alarak hareket etmemiz gerekir. Bugün hâlâ Karayolları Genel Müdürlüğünün toplantı salonunun girişinde kocaman harflerle yazılmıştır bu söz. Kara Yolları, yol olarak coğrafi olarak gitmediğimiz yerin bize ait olmadığını düşünüyor. Bizim ise buralara edebiyat, sanat, dil ve kültür vb. olarak gitmemiz gerekiyor.
***
Gebece, bir göçer kelimesi olmasa da taşra sayılabilecek bir kelime. Bu kelimeyi yerden kaldırmak gerekiyor. Yazar Ali Tutluoğlu da hatıra ve hikayelerini topladığı kitabına Gebece ismini vererek ayağa kaldırmıştır.
Kitabı okumadan önce Gebece ismi merakımı çok celp etti. Bu kelimeyi önce TDK sözlüğü internet sitesinde aradım ama bulamadım. Merakım biraz daha artınca Kubbealtı Cemiyetinin Misalli Türkçe Sözlüğü’ne baktım. Yaklaşık 100 bin kelimelik bu sözlükte de “Gebece” kelimesi yoktu. Gebece’ye sadece kıymetli dil emekçisi yazar Mehmet Doğan’ın Büyük Türkçe Sözlüğünde rast geldim. Orada “gebece” için küçük karınlı küp denilmektedir. Bu mana, muhtemelen yeni gebe kalmış kadınlara nisbet edilerek oluşmuştur. Gebece için Google amca ise başak vermeye başlamış ekim anlamını veriyordu. Yani anlaşılan Gebece hakkında pek fazla bilgi yok.
Urfa’nın Karaköprü ilçesi sınırları içinde daha doğrusu bugün şehir içinde kalmış bir su pınarıdır Gebece. “Karaköprü narlıktır/güzellik bir varlıktır/Şal aba giyenler/sevdiğine layıktır.” Türküsünün neş’et ettiği yerdir Gebece. Bugün hâlâ suyu kurumamış bölgenin onlarca su pınarından biridir Gebece.
***
Yazarın çocukluk yıllarında nüfusu bini bulmayan bu köy, bugün 350 bin nüfusuyla Şanlıurfa merkez Karaköprü ilçesidir. Şimdi sadece Gebece bir park içinde korumaya alınmış. Bugün Urfa-karköprü’de Diyarbakır yolunun sağı ve solunda Gebece gibi onlarca su pınarı, yapılan binaların altında kaldı. Kışın bu pınarların suyu taşınca binalardan su tahliyesi yapılmakta. Karaköprü Deresinin kaynağını oluşturan bu pınarlar, beton ve izolasyon nedeniyle mecrasıyla buluşmadı. Karaköprü Deresi sadece ismi türkülerde kaldı.
Yazar, Gebece isminin nereden geldiği konusunda önce ninesinin anlatısına kulak vermiş. Ninesi, bu pınarın başında bir yatırın var olduğu ve çocuğu olmayan kadınların bu pınar başındaki yatıra gelip dua ettiklerini söylermiş. Gebe kaldıklarında ise yine bu pınar başına gidip teşekkür babında oradaki insanlara çeşitli ikramlarda bulunurlarmış. Yazarın ninesi gebece ismi ile gebe kadınlar arasında bir anlam bağı kuruyor. Bu da doğru olabilir.
Gebece isminin gebe kalan kadınlardan mı geldiğini yoksa Su pınarının şeklinden mi gebe kadınlara ilham olduğu inşallah gelecek yazımızda değineceğiz.
*Gitmediğin yer senin değildir.
Bu söz Osmanlı’nın son dönemlerinde Sivas valiliği yapmış Halil Rıfat Paşa’nın bir sözüdür.
Halen Karayolları Genel Müdürlüğü'nün paşanın adını vermiş olduğu toplantı salonunun girişinde kocaman harflerle yazmaktadır.