Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.16
Gram Altın
2964.79
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Ağustos 2024

​Gazze'de komutan olmak

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımı ziyarete gitmiştim; Hüseyin Yıldırım!

Kendisiyle buluşmalarımızda üç arkadaş birlikte oturur (Kenan Kapısız), İslam’ın hayat penceresinden geleceğe nasıl bakılması gerektiği üzerine tespitlerde bulunurduk.

Ancak bu kez Kenan Kapısız yoktu. Ben ise üzerimden buldozer geçmiş bir haldeydim.

Boş gözlerle Hüseyin’e bakarken o deruni bir ilham ile başlamıştı konuşmaya;

Komutan bak! Dün 28 Şubat’ta mücadelemiz bir anlam ifade ediyordu. Başörtüsü eylemine katılacağız diye iller arası yollara revan olurduk.

Sütçü İmam misali başörtüsüne uzanan copların önüne kalkan yapardık göğüslerimizi.

O gün mücadele uğruna ukbayı tercih etmiş, dünyayı terk etmiştik.

Sonra her şey geride kaldı. Öyle ya; Kazanmıştık.

Zafer bizimdi ama katil İsrail’i boykot eylemlerinde 3 kişi bir araya gelemez olmuştuk.

Milyarlarca insan gibi Gazze’de paramparça edilen bebeleri izler olduk.

Peygambere hakaret eden vatandaşı sadece sosyal medyada protesto edip, boykot kafede boykot kahvemizi içmeye devam ettik.

Biz mi İslam’ın kurtarıcısı olacağız. Hayır komutan biz gerçekten kaybettik!

Yürek dağlayan sohbete kalbim daha fazla dayanamadı. Kelimeler boğazıma düğümlenmişti.

Elimdeki bardakta var olan su dahi boğazımdan geçmemek için direniyordu.

Şimdiye kadar hep ben konuşmuştum, onlar dinlemişti. Ama şimdi konuşan onlardı.

Aradan bir gün geçmişti. Hüseyin’in sözleri zihnimde çalkalanıp duruyordu.

Birden imdadıma Muhammed Emin Yıldırım Hoca yetişti.

Gazze’de bebeler ağlıyor, anneler yürek dağlıyor, babalar şehadete yükseliyor.

Heyhat ki ümmet ise sadece seyrediyor.

Gazze katliamı ile alakalı bir meseleyi istişare etmek için Nisan 2024’te Muhammed Emin Yıldırım hocamızı ziyarete gitmiştim.

“Siyerden Hayata Hz. Peygamberden Hayat Dersleri” adlı kitabı elime tutuştururken öncelikle; “Bir komutan olarak Hz. Peygamber (sav)” adlı hayat dersini okumamı önermişti.

İyi de yapmış. Okudukça asrı saadetten günümüze açılan pencereden alemi seyreder gibi olmuştum.

Bir komutan olarak komutanlık zanaatına bu pencereden hiç bakamamıştım.

Baktırmamışlardı…

Heyhat! 1400 yıl öncesinin muallimi imdada yetişmişti.

Talutun askerleri sayısınca 313 Bedir Arslan’ı hak ile batılın zirve noktasında mücadele etmişti.

İşte bedir buydu; Asrı saadetin mayasıydı. Asrı saadeti, o güzel topluluğu mayalayan ruhtu. O kutlu yürüyüşü başlatan 313 yiğitti.

Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın tarifi ile;

“Bu 313 yiğit, o topluluğun içerisinde her zaman için bir emniyet noktası olarak kalmıştır. O topluluk içerisinde bir çözülme, bir dağılma, bir yorulma olduğunda bakıyorsunuz ki bu yiğitler ortaya çıkıyor.”

Unutmayınız; “Huneyn’de İslam orduları dağıldığı zaman biri meydana çıktı ve şöyle bağırdı; Ey Ensar, Ey Muhacir ve en önemlisi Ey Bakara Suresinin ashabı!”

İşte bugün Müslümanların ayaklar altına alınan haysiyetinin kurtarıcısı Gazze mücahitleri asrı saadetin günümüze yansıyan 313 erlerinin birer numunesiydi.

Ve biliyoruz ki vakti geldiğinde biri çıkacak ve Ey Bedrin varisleri, Ey Bakara Suresinin muhatapları diyecek ve zamanımızın mayası 313 er meydana doluşacaktır.

Asla umutsuzluk yok. Asla karamsarlık yok.

Çünkü biliyoruz ki;

Bedir; eğer yaralarımız varsa o yaraları saran bir hastanedir.

Bedir, eğer heyecanlarımız bitmişse bize heyecan aşılayacak bir ocaktır.

Bedir, eğer ayağa kalkamayacak kadar çaresizsek bizi yeniden ayağa kaldıracak ruhun adıdır.

Bu sebeple Bedir; “tarihte olmuş bitmiş bir savaşın adı değildir. Her an örnek alabileceğimiz ve oradan kendi asrımıza mesajlarını taşıyabileceğimiz bir modeldir!”

İşte buradan Muhammed Emin Yıldırım Hoca gibi haykırıyorum;

“Ümmetin bu kadar aciz düştüğü, bir yerde bizi ayağa kaldıracak maya olsun. Yeter artık süründüğümüz! Ayağa kalkalım ve silkelenelim. Bedirden ilham alarak yürüyüşümüzü devam ettirelim”

Kalın sağlıcakla…

22.08.2024