Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2957.06
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Kasım 2020

Gazete Okurluğu Farklıdır

Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda gazeteler matbaalardan paketlenip kamyonlara yüklendikten sonra gazete satış büfelerine kamyonların kasalarından fırlatılarak teslim edilirdi. Logosu altında Her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah taze bir başlangıçtır’ yazısıyla farklı bir gazete olduğu hissini veren ‘Tercüman’la tanışmamız o yıllardadır. Daha paketler açılmadan satın aldığım gazeteyi babamın işe gitmeden göz atabilmesi için nefes nefese kalırdım.

Tercüman’ı haberleri, köşe yazarları, romanları ve spor sayfasına varıncaya kadar didik didik ailece okurken akşam olurdu. Babamın PTT’de posta dağıtımı yaptığı Ankara’nın Bâb-ı Âli’si olarak bilinen Rüzgârlı Sokak olduğundan ‘Tasvir, Zafer ve Adalet’ gazetelerini okumamız babamın akşam eve gelmesinden sonra olurdu. Gerçi gün bittiğinden yazılan haberler bayatlardı ama bizler ilk defa okuduğumuzdan yeni haber gibi okurduk. Gazetelerin iç sayfalarındaki çizgi romanlar, pehlivan tefrikaları, çocuklar için resimli bulmacalar yanında düşünce ve bilgi geliştirmek için bilmeceler yanı sıra futbol müsabakalarına ait yapılan tenkitler, yorumlar, siyasî polemikler ve magazin yazıları, dünya basınından seçmelerin yer aldığı dolu dolu sayfalar arasında ailece dolaşırken gazetelerden ayrılmak zor olduğu için annenizin ‘Sofra hazır, haydi yemeğe!’ davetini duymazlıktan geldiğinizde ses tonu ve ifade anında değişince yediğiniz fırçanın tadı ile yemeğinki karışırdı.

Gazetelerle aşinalığımız

Ortaokul yıllarımda Türkçe öğretmenim yazar Dursun Akçam’dı. Anadolu insanının fakirliği, çilekeşliği ve garipliği anlattığı hikâyeler derslerimizde okunup, çocuk aklımızla değerlendirme yapardık. Her ne kadar yazılanlar bizden birilerinin hayatına dokunsa da biz olmadığımız için halimize şükrederdik. O yıllarda özellikle köy enstitüsü orijinli Fakir Baykurt gibi yazarlar eserlerinde toprak, köy, kırsal kesim, ağa, maraba vs. gibi konuları ele almışlardı. Geleneksel değerlerine bağlı bir aile ve çevrede yetiştiğimizden olsa gerek yazılanları abartılı bulduğumdan inandırıcı gelmezdi. O nedenle sınıfta yapılan değerlendirmelerde farklı ses çıkaran birisi olmamı gazete okumama bağlardım. O yıllarda evine günlük gazete giren sayısı azdı.

Haber veya bilgiyi kitlelere ulaştırma aracı olarak görülen gazeteler, haberi ve bilgiyi gerçeğe en yakın biçimde aktarma görevini yerine getirirken, tarafsız ve doğru yayıncılık hizmetini unutmaması gerektiğinin altını çizmek isterim.

Günümüz insanına okumanın zor geldiği gerçektir. Okuma yerine seyretmenin günümüzde daha belirgin hale geldiğini söyleyebiliriz.

Dijitalleşme her alanda olduğu gibi medyada da etkisini gösterdi. Öyle ki baş döndürücü bir hızla ilerlediğinden yetişmekte zorlanıyoruz diyebilirim.

Geriye doğru bir göz atıp on veya on beş yıl öncesine göz atacak olursak, hayatımızda akıllı telefonların girmemiş, internet yaygınlaşmamıştı. Elimizdeki telefonların 'cep bilgisayarı' görevi görmesiyle insanlarımızın sanal âlemde ilerlemesine tanıklık ediyoruz. Teknolojik değişimden etkilenenlerin en başında gazeteler gelmektedir.

Günlük satış rakamlarından bunu görebiliyoruz. Olumsuz şartlara rağmen ülke gündemini gazete alarak takip eden duyarlı insanlarımız olduğunu da biliyoruz. Gazeteyi internetten okumak yerine bayiden satın alarak okumanın gazetelere güç vereceği açıktır. Unutulmasın gazeteler gerçek güçlerini okurlarından alırlar. Okurunun sahiplendiği gazete, yaşanılan olumsuzlukları gündeme getirdiğinde asli görevini yapmanın huzurunu yakalayacaktır.

Okur desteğinin gazeteciliği güçlendireceği şuuruyla yerel gazetelerin bundan beri tutulmaması için gazete okuyalım, okutalım diyerek sizleri selamlıyorum.