Gaz sancısı
21 Ağustos 2020 Cuma, saat 15.05…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarihi müjdeyi verdi:
Karadeniz’de Sakarya
Gaz Sahası’nda ilk belirlemelere göre 320
milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfedildi.
“Ne işimiz var
Karadeniz’de !..
Gazın millete bir
faydası olmayacak.
Bu kadar masrafa ne
gerek var…”
Joe Bidenlarda
gaz sancısı hat safhada…
İMF’ye olan borcunun son taksitini ödeyen Türkiye, sismik
araştırmalara da 2013’te başladı.
Emperyalizmin koçbaşları da Gezi darbe girişiminde “ Mesele
ağaç değil arkadaş . Sen daha anlamadın
mı?” diyerek gerçek niyetlerini açıklamışlardı.
JOE BİDENLAR:
“ İstanbul Havalimanı
yapılmasın.
Yavuz Sultan Köprüsü yapılmasın.
Marmaray, Avrasya tüneli
yapılmasın.
Şehir hastaneleri
yapılmasın.
Duble yollar
yapılmasın.
Türkiye’nin otomobili
olmasın.
Türkiye doğal gaz
aramasın, bulmasın, satmasın; kalkınmasın.” diyorlar.
İstanbul’da hizmete hazır hastanenin yolunu açmadılar.
Terörle mücadele
edilmesin; operasyonlar, harekâtlar yapılmasın.” diyerek açıklamışlardı...
Bu aymazlıklarını sadece 2013’te ortaya sermiş değiller;
‘muktedir’ oldukları dönemlerde gaflet ve dalaletten de öte hıyanet içinde
oldular.
Türkiye’de enerji üretimini sağlayacak yatırımlara engel
oldular. Hidroelektrik santrallerinin yapılmasını çevrecilik maskesiyle
engelleme girişimlerinden geri durmuyorlar.
1970’li yıllara kadar Türkiye’nin köylerinin yüzde doksan
üçünde elektrik yoktu. 1950 öncesinde hiç hidroelektrik santrali
yapılmadığından sanayii kurulamadı.
Şehirlerin aydınlanması dizelle çalışan jeneratörlerle
sağlanıyordu.
İlçe merkezine 15,
Başkent’e 100 kilometre mesafede
olan köyümüzde babamın dizel motorla çalışan un değirmeni vardı. Dizeli
variller içinde at arabasıyla taşıyorduk.
İki öküzü, 17 numara
lamba şişesi olan orta halli, iki atı, ‘gazlı löküs’ü olan da süper zengindi…
1970’li yılların ortalarına kadar kamyon, traktör daha icat
edilmemiş gibiydi.
Bugün vatandaşın ev alırken yola, hastaneye yakın olsun
ısrarının şuur altında yolsuz, susuz, hastanesiz o yıllar yatmaktadır.
Anadolu sahipsiz idi..
Yavuz Bülent Bakiler’in ifadesiyle:
“Ben Anadolu’yum.../
Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar
yılı aç... / Şükrederek, kalktığım
sofralarımda / Ya soğan ekmek olur,
yahut bulamaç. / Hastalarım ölüm yataklarında / Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç. / Zaman
zaman nankör çıktı büyütüp
okuttuğum, / Gölge vermedi çok kere
diktiğim ağaç... / Devlet denince hep vergi geldi aklıma / Jandarma deyince
kırbaç... / En gümrah ırmaklarım boşuna
akıp gitti / Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç. / Gittim, yiğitçe
döğüştüm gazâ meydanlarında / Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç... / Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara / Barışta düştü üstüme gölge gölge haç...”
Menderes’i
asanlar: “ Çok ağlama, Menderes baraj
yapar.” diyerek kendilerince onu aşağılamış oluyorlardı.
Terör örgütü yandaşlıklarının alt yapısını böyle
oluşturdular. Teröre, Joe Bidenlara
böyle entegre oldular.
Türkiye’nin
başarıları onlar için kâbus…
320 milyar
metreküp doğal gaz morallerini fena
bozdu.
İsveçli Ekonomi Stratejisti Per Hammarlund, Türkiye'nin Karadeniz'de doğal gaz bulmasının olumlu bir durum olduğunu, Türkiye'nin
uzun vadede borçlanma ihtiyacının azalacağını, Türk lirasının istikrar
kazanacağını" ifade ediyorken ‘Yerli
Baydınlar’ ise felaket senaryoları yazıyorlar.
Türkiye, makus
tarihini zafere dönüştürüyor.
Sismik araştırma gemilerimiz: Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç
Reis "denizlerin röntgenini çekmeye", sondaj gemilerimiz: Fatih, Yavuz ve Kanuni de enerji kuyuları
açmaya devam ediyor.
Türkiye’de cadde
ve meydanlara teröristlerin isimlerini vermeye yeltenen, Fatih,
Yavuz, Kanuni, Recep Tayyip Erdoğan, Berat Albayrak, Selçuk Bayraktar, adlarını duyunca da kurt görmüş eşeğe dönüşen,
Türkiye’nin kalkınmasından, huzurundan çılgınlaşan bir güruh var.
Nerdeyse, sancıdan telef olacaklar…