Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ağustos 2020

Gaz hazımsızlık yaptı!

Türkiye her alanda olduğu gibi enerjide de yerli ve milli atılımlarla yüzümüzü güldürmeye ve yavaş yavaş bu atılımların meyvelerini toplamaya başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, Enerji ve Tabiİ Kaynaklar Bakanlığı döneminde, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile alınan sondaj gemileri ilk büyük keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi ve Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfedildi. Müjdeyi Başkan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’ndan mübarek bir gün olan cuma günü duyurdu. Millet yekvücut bu müjdeye odaklandı. Küllerinden yeniden doğan bu millet daha nice güzelliklere imza atacaktır inşallah.

Bu keşif dünyada geniş yankı uyandırırken, bizdeki muhalefette maalesef hazımsızlık yaptı. Yerli

muhaliflerin; “Doğal gaz keşfinin Türkiye’ye faydası yok.”, “320 milyar metreküp olup olmadığı henüz belli olmayan bir doğal gaz ile değiştirseniz değiştirseniz sinemada sandalye değiştirirsiniz.”, “Türkiye’yi zengin etmez, 6-7 yıldan önce çıkmaz.”, “Erdoğan istifa ederse dolar 5 TL olur, ortaçağ karanlığından cumhuriyet aydınlığına kavuşuruz.”, “Adalete susayan ülkemde benim için müjde kuvvetler ayrılığına dayalı güçlü parlamenter sistemdir.”, “Dünyanın en büyük enerji rezervlerine sahip olan Venezuela’da, bir bidon petrol, bir tane damak çikolata bile etmiyor.”, “Astarı yüzünden pahalı olmasın.” diye karşıladığı, küçümsediği ve itibarsızlaştırmak istediği doğalgaz keşfini, İtalya; “Türkiye, Karadeniz’de tarihindeki en büyük rezervi keşfetti”, Almanya; “Türk milleti için yeni bir dönem”, Yunanistan; “Erdoğan’ın sevinç çığlığı”, Ukrayna; “Tarihi keşif”, ABD; “Türkiye zor durumdaki ekonomiyi desteklemek için büyük doğal gaz keşfine güveniyor” başlıkları ile verdi.

Ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, milletvekillerine “Konuşmayın, sessiz kalın” diyerek “Milletvekillerimizin Cumhurbaşkanı’nın yapacağı açıklamalar hakkında yazılı ve görsel medyaya açıklama yapmamaları, sosyal medya üzerinden görüş bildirmemeleri önemle rica olunur.” mesajı çekerken, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, müjdeli haber hakkında sessiz kaldılar, adeta küçük dillerini yuttular. Haberi hayırlı olsun diye sözde kutlarken, “Ülkeyi yönetenler keşke ikinci bir müjdeyi verip ekonomi

yönetiminde de yeni bir dönemi başlatabilselerdi” , “Rezervin ekonomimize katkısını ölçümlemek şimdilik mümkün değil. Şeffaf yönetim ilkesi gereği, en kısa zamanda detayların açıklanmasını temenni ediyoruz” mesajlarıyla bu güzel haberi gölgeleyen sözde vatanseverler de işin cabası.

Bu nasıl bir anlayış? Dünyada en büyük havalimanını yapıyorsun “Çok yürünüyor” diye eleştiriyorlar.

***

Yerli bir otomobil üretiyorsun “Tuşları İngilizce” diye uyduruyorlar. İki kıtayı birbirine Marmaray’la bağlıyorsun, “Su sızdırabilir” diye saçmalıyorlar. Avrasya tünelini açıyorsun “ Güvenlik” ve “Çevre” sorunları var diye kandırıyorlar. Köprüler inşa ediyorsun “Soygun” diye yanıltıyorlar. Kanal İstanbul’u yapacaksın “Yaptırmayız” diye ciyak ciyak bağırıyorlar. Çamlıca’da cami yapıyorsun “İstanbul’un simgesi bellidir. Koca Sinan’a haksızlık yapılıyor” diye atıyorlar. Taksim’e cami yapıyorsun “Yanlış yer” diyerek istemiyorlar. Avrupa’da eşi olmayan ve en kıymetli varlığımız olan sağlığımız için şehir hastaneleri inşa ediyorsun, “İsraf”, ülkeyi otoyollarla döşüyorsun “Masraf” diyorlar. Tank yapıyorsun “Ne kadar milli” diye dalga geçiyorlar. Yerli İnsansız Hava Aracını ve Silahlı İnsansız Hava Aracını yapıyorsun; “Ne gerek var”, denizlerde petrol ve doğalgaz için sondaj vuruyorsun “Gerilim yaratmayalım”, doğal gaz buluyorsun “Sadece 8 yıllık ihtiyacı karşılıyormuş” diyorlar.

Bütün bunlar bu kadim milletin varlığı ve geleceği için değil mi?

Üretilen ve yapılan her şey tek tek bu milletin her bir ferdinin serveti değil mi?

Bu ülke için gayret etmek ve bu ülkenin kazanımları için mutlu olmak, milletimizin sevincine ortak olmak, sevinciyle sevinip hüznüyle hüzünlenmek gerekmez mi?

Yıllardır hasret kaldığımız günlere ulaşmak bizi mutlu etmemeli mi?

Yahu siz dost musunuz, yoksa düşman mı?

Yerli ve milli kazanımlarımıza, yıllardır bizi sömürüp üzerimizden mutlu hayatlar kuran ülke ve millet düşmanları kadar da mı olumlu bakamıyorsunuz? Her yeni ve güzel olan şeylere sizdeki bu hazımsızlığın sebebi nedir acaba?

Kimin Türkiye düşmanı olduğunu ayırt etmek zor arkadaş!

İçeridekilerin mi yoksa dışarıdakilerin mi?

Kararı siz verin…