Gaz hazımsızlık yaptı!
Türkiye her alanda
olduğu gibi enerjide de yerli ve milli atılımlarla yüzümüzü güldürmeye ve yavaş
yavaş bu atılımların meyvelerini toplamaya başladı. Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak’ın, Enerji ve Tabiİ Kaynaklar Bakanlığı döneminde, Başkan Recep
Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile alınan sondaj gemileri ilk büyük keşfini
Karadeniz’de gerçekleştirdi ve Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz
rezervi keşfedildi. Müjdeyi Başkan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’ndan mübarek bir
gün olan cuma günü duyurdu. Millet yekvücut bu müjdeye odaklandı. Küllerinden
yeniden doğan bu millet daha nice güzelliklere imza atacaktır inşallah.
Bu keşif dünyada
geniş yankı uyandırırken, bizdeki muhalefette maalesef hazımsızlık yaptı. Yerli
muhaliflerin; “Doğal
gaz keşfinin Türkiye’ye faydası yok.”, “320 milyar metreküp olup olmadığı henüz
belli olmayan bir doğal gaz ile değiştirseniz değiştirseniz sinemada sandalye
değiştirirsiniz.”, “Türkiye’yi zengin etmez, 6-7 yıldan önce çıkmaz.”, “Erdoğan
istifa ederse dolar 5 TL olur, ortaçağ karanlığından cumhuriyet aydınlığına
kavuşuruz.”, “Adalete susayan ülkemde benim için müjde kuvvetler ayrılığına
dayalı güçlü parlamenter sistemdir.”, “Dünyanın en büyük enerji rezervlerine
sahip olan Venezuela’da, bir bidon petrol, bir tane damak çikolata bile
etmiyor.”, “Astarı yüzünden pahalı olmasın.” diye karşıladığı, küçümsediği ve
itibarsızlaştırmak istediği doğalgaz keşfini, İtalya; “Türkiye, Karadeniz’de
tarihindeki en büyük rezervi keşfetti”, Almanya; “Türk milleti için yeni bir
dönem”, Yunanistan; “Erdoğan’ın sevinç çığlığı”, Ukrayna; “Tarihi keşif”, ABD;
“Türkiye zor durumdaki ekonomiyi desteklemek için büyük doğal gaz keşfine
güveniyor” başlıkları ile verdi.
Ana muhalefet
partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, milletvekillerine “Konuşmayın, sessiz
kalın” diyerek “Milletvekillerimizin Cumhurbaşkanı’nın yapacağı açıklamalar
hakkında yazılı ve görsel medyaya açıklama yapmamaları, sosyal medya üzerinden
görüş bildirmemeleri önemle rica olunur.” mesajı çekerken, HDP Eş Genel Başkanı
Mithat Sancar, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel
Başkanı Temel Karamollaoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, müjdeli haber
hakkında sessiz kaldılar, adeta küçük dillerini yuttular. Haberi hayırlı olsun
diye sözde kutlarken, “Ülkeyi yönetenler keşke ikinci bir müjdeyi verip ekonomi
yönetiminde de yeni
bir dönemi başlatabilselerdi” , “Rezervin ekonomimize katkısını ölçümlemek
şimdilik mümkün değil. Şeffaf yönetim ilkesi gereği, en kısa zamanda detayların
açıklanmasını temenni ediyoruz” mesajlarıyla bu güzel haberi gölgeleyen sözde
vatanseverler de işin cabası.
Bu nasıl bir
anlayış? Dünyada en büyük havalimanını yapıyorsun “Çok yürünüyor” diye
eleştiriyorlar.
***
Yerli bir otomobil
üretiyorsun “Tuşları İngilizce” diye uyduruyorlar. İki kıtayı birbirine
Marmaray’la bağlıyorsun, “Su sızdırabilir” diye saçmalıyorlar. Avrasya tünelini
açıyorsun “ Güvenlik” ve “Çevre” sorunları var diye kandırıyorlar. Köprüler
inşa ediyorsun “Soygun” diye yanıltıyorlar. Kanal İstanbul’u yapacaksın
“Yaptırmayız” diye ciyak ciyak bağırıyorlar. Çamlıca’da cami yapıyorsun
“İstanbul’un simgesi bellidir. Koca Sinan’a haksızlık yapılıyor” diye
atıyorlar. Taksim’e cami yapıyorsun “Yanlış yer” diyerek istemiyorlar.
Avrupa’da eşi olmayan ve en kıymetli varlığımız olan sağlığımız için şehir
hastaneleri inşa ediyorsun, “İsraf”, ülkeyi otoyollarla döşüyorsun “Masraf”
diyorlar. Tank yapıyorsun “Ne kadar milli” diye dalga geçiyorlar. Yerli
İnsansız Hava Aracını ve Silahlı İnsansız Hava Aracını yapıyorsun; “Ne gerek
var”, denizlerde petrol ve doğalgaz için sondaj vuruyorsun “Gerilim
yaratmayalım”, doğal gaz buluyorsun “Sadece 8 yıllık ihtiyacı karşılıyormuş”
diyorlar.
Bütün bunlar bu
kadim milletin varlığı ve geleceği için değil mi?
Üretilen ve yapılan
her şey tek tek bu milletin her bir ferdinin serveti değil mi?
Bu ülke için gayret
etmek ve bu ülkenin kazanımları için mutlu olmak, milletimizin sevincine ortak
olmak, sevinciyle sevinip hüznüyle hüzünlenmek gerekmez mi?
Yıllardır hasret
kaldığımız günlere ulaşmak bizi mutlu etmemeli mi?
Yahu siz dost
musunuz, yoksa düşman mı?
Yerli ve milli
kazanımlarımıza, yıllardır bizi sömürüp üzerimizden mutlu hayatlar kuran ülke
ve millet düşmanları kadar da mı olumlu bakamıyorsunuz? Her yeni ve güzel olan
şeylere sizdeki bu hazımsızlığın sebebi nedir acaba?
Kimin Türkiye
düşmanı olduğunu ayırt etmek zor arkadaş!
İçeridekilerin mi
yoksa dışarıdakilerin mi?
Kararı siz verin…