Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Kasım 2020

G20'nin Aşı Kumarı

Dünya Liderleri, küresel sorunlarla mücadele için zirveden zirveye koşturuyor. Asya Pasifik zirvesi, AB Liderler zirvesinin hemen ardından sanal ortamda 21. Yüzyılın fırsatlarını yakalamak temasıyla toplanan G20 liderler zirvesinin ana gündemi de pandemi ve küresel ekonominin yeniden yapılandırılması oldu. Büyüme, istihdam ve iklim değişikliği görüşülen konular arasında.

Pandemi’de başı çeken ABD, Hindistan, Brezilya, Fransa, Rusya, İspanya, İngiltere, Arjantin ve İtalya aynı zamanda G20 üyesi. Trump’ın yolunu kaybeden G20’yi raydan çıkarmasıyla liderliği tartışılan ABD’nin Biden döneminde eski statüsünü geri alması ise çok zor. ABD’nin en büyük ticari ortağı Çin, ikinci sırada ise Brezilya geliyor. Çin ile köprüleri atan ABD’nin Brezilya’yı da kaybetmesi durumunda sokak olayları ve korona arasında tercihe zorlanacak.

Ekonomilerini, pandemiye teslim etmek istemeyen bu ülkelerin en büyük umutları ise koronavirüs aşısı. Aşı geliştirmek için 10 milyar dolarlık bir bütçe ayrılmışken, dağıtımı için ise 28 milyar dolarlık bütçe gerekiyor. Aşı kumarında kartlar dağıtıldı. Çin, Rusya, Almanya, ABD gibi Türkiye’nin de elinde aşı kozu olacaktır. Aşının piyasaları ne kadar rahatlatacağı bilinmiyor. Şayet aşı kumarı tutmazsa, The Time’ın resetleme dediği dünya ekonomisi büyük bir kaosa girecek.

İMF’ye göre küresel üretim yüzde 4.4 küçülecek, 150 milyon insan ise aşırı yoksullaşarak açlıkla karşı karşıya gelecek. Bu süreçte, ABD kendi ekonomisini ayakta tutmak için 3 trilyon dolar, AB, 3 trilyon dolar, Japonya ise 2 trilyon dolar sübvanse etti. G 20 ülkeleri fakirleşen ülkelere 11.5 milyar dolar katkı sağlamayı, 14 milyar dolar borç ötelemesi yapmayı teahhüt ediyorlar. Pandemiyle baş etmek için kapattıkları ekonomi dolayısıyla devletler tefeci yapılara borçlanıyorlar. Aşı kumarı tutup salgın durdurulamazsa, başta Avrupa olmak üzere ulusal devletlerin birer ikişer çöküşlerini, ABD’nin de parçalanmasını izleyeceğiz.

G20 ülkeleri arasında Türkiye, Endonezya ve Suudi Arabistan üç Müslüman ülke. Endonezya ile Suudi Arabistan arasındaki en büyük sıkıntı ise, kefalet sistemi ile ucuza çalıştırılan işçilerin sömürülmesi. Körfez ekonomilerini Afrika ve Asya’dan gelen ucuz işçiler ayakta tutuyor. Bu bölgelerde kefalet sistemiyle çalıştırılan işçilerin sayısı ülke vatandaşlarının sayısını en az üçe katlıyor. Çin’i üretimde lider yapan boğazı tokluğuna çalıştırma ayrıcalığını Suudi Arabistan gibi ülkeler de vahşice uyguluyorlar. Sadece Ürdün ve Lübnan’da 35 milyon göçmen yaşıyor. Ürdün vatandaşının aylık 310 dolara çalıştığı bir işte göçmen 210 doların altında çalışmak zorunda kalıyor. Kefalet işçi sistemine alternatif olarak üretilmek istenen altın vize, esnek vize sistemleri oturtulamazsa, demografik yapının zorunlu kılacağı demokrasi ile ülke yöneticilerinin tahtta kalma şansı zayıflıyor. Yani İhvan korkusu kefilli işçi kabusuna dönüşecek.

Bu süreçte Türkiye’yi de tökezleterek İMF, DSÖ gibi uluslararası çetelere mahkum etmek isteyenlerin başvuracakları ilk yöntem sokakları karıştırmak. AB ve ABD’de muhtemel sokak olaylarına paralel olarak Türkiye, Gezici Kavala, Çukurcu Demirtaş’tan mağdur oluşturarak anayasa, demokrasi ve hukuk reformu söylemleriyle köşeye sıkıştırılmak isteniyor. Apo mektubu organizasyonuyla Bilderbergci çeteye İstanbul’u teslim eden özgül ağırlıklı adamın bu işte bayraktarlık yapmasına ise kimse şaşırmıyor.

Bilderberg’in geçtiğimiz yıl toplantısında CHP’yi temsil eden Ünal Çeviköz’ün Amerikan-Alman Marchal Fonu’nda yaptığı konuşmayı Arınç’ın taleplerine eklemleyebilirsiniz. Çeviköz, Türkiye’nin uluslararası topluma entegre edilmesi için CHP iktidarında Suriye’den çekilineceğini (PKK devletine onay verileceğini), S-400’lerin aktive edilmeyeceğini (Hava güvenliğinin batılılara teslim edileceğini), Libya’da sömürgeci çeteye yol verileceğini (Mavi Vatan’ın Yunana bırakılacağını), Maraş’ın açılmayacağını (Kıbrıs’ın Rum’a emanet edileceğini) belirterek, Biden’den Türkiye’de demokrasiye katkı için yönetime baskı yapılmasını istemiş.

Size başka bir komik haber vereyim, Türkiye’nin kalkınması için kredi vermesi gereken Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, “IDFC Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bildirgesi”nin yanı sıra biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği konulu deklarasyonların da imzacısı oldu. Bunun anlamı Türkiye aile yıkılarak, ahlaksızlık yaygınlaştırılarak kalkınacakmış. Ekonomiyi faiz tuzağına çekmek isteyenlerin amacı, yatırım için döviz girdisi sağlamadan çok, para babalarının kur silahına mühimmat taşınması gerçeğidir.

Emperyalizmin Müslümanları aşağılayan Kara Cuma kampanyasını Türkiye’ye efsane Cuma diye yedirdiğini sananların en büyük korkuları 27 Kasım Şükran Günü. Hindistan’daki festivallerde 125 bin kişiye bulaşan Kovid’in Şükran Günü süpriziyle oluşturacağı kaosu hiçbir aşı kumarı temizleyemez. ABD seçimlerinde Trump gidip yerine Biden gelmedi. Biden’in de parçası olduğu sömürü düzeni resetlendi. Bu resetlenmeden 10-12 Aralıkta Türkiye’ye ambargo gündemiyle toplanacak AB de payını alacak. ABD’yi parçalanmaya götürecek ve AB’yi ekonomik olarak cazibe merkezi olmaktan çıkartacak süreçte, Biz AB’nin peşinde değil AB bizim peşimizde koşacaktır. Vessellam….