Futbolumuz nereye gidiyor?
UEFA Uluslar Ligi maçları için Teknik Direktör
Şenol Güneş’in açıkladığı aday kadroya iyi bakmak lazım.
Bu listeyi dikkatli inceleyenler futbolun
gelecekteki sorunlarını çok rahat çözebilir.
Her fırsatta yabancı sınırının kaldırılması
için yaygara yapan tüm büyük kulüpler, Milli Takıma oyuncu veremez hale geldi.
Koskoca Beşiktaş’tan bir tane oyuncu yok.
Tam bir hayal kırıklığı!
Geçen sezon sahaya birçok maçta 11 yabancıyla
çıkan Galatasaray, Emre Kılınç’ı transfer etmese onun da durumu aynı.
Trabzonspor’dan şimdilik sadece Uğurcan
Çakır... Sakatlar iyileşince devamı gelecektir...
Fenerbahçe nispeten ezeli rakiplerine göre daha
iyi. Çünkü iki oyuncuya davet gelmiş...
Durum ortada, tam bir fiyasko.
4 Büyükler, A Milli Futbol Takımı’na sadece ve
sadece 4 futbolcu verebilmiş...
Ne büyük başarı(!) hepsini ayakta
alkışlıyorum...
“Yabancı yabancı” diye diretenlerin Avrupa’daki
durumu da ortada...
Transfer sezonu ve gelenekler devam ediyor...
Takımlarımız, yine çuval çuval dövizi yabancı sevdası yüzünden har vurup,
harman savuruyor...
Koskoca Lyon bizim TFF 1. Lig’deki takımımızdan
oyuncu alırken, Türk futbolunun lokomotifleri o yöne bakmıyor bile. Hepsi günü
kurtarmanın derdine düşmüş...
Yazık...
Hem altyapıda oynayan gencecik futbolcularımıza,
hem de boşa giden paralarımıza yazık...
Böyle devam edersek, şampiyonumuz da yakında ön
eleme oynamak zorunda kalacaktır...
Ekonomik olarak iflas noktasına gelmemiz an
meselesi... Yani futbolumuz hızla çöküyor!
Benden uyarması...
SEYİRCİSİZ FUTBOL VE TEDBİRLER
210 karşılaşma taraftarsız, tatsız ve tuzsuz
oynanacak...
Tüm uğraşlar sağlığımız için...
Lakin bu çözüm yeterli mi?
21 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlaması için
yoğun çaba harcanırken özel okullarda bazı sınıflar için (Anasınıfı, 8. ve 12.
sınıflar) ders zili pardon kurs zili çalmış bile.
Özetle, “okullar kapalı” diyoruz ama bazı
sınıflar için açık, “düğünlere dikkat edelim” diyoruz ama sahiller tıklım
tıklım, “sosyal mesafeyi koruyalım” diyoruz ama toplu taşımaların hali
ortada...
Bir taraftan salgının yayılmaması için çözüm
ararken, diğer yandan basit hatalara çare bulunmak zorunda. Aksi halde bir
tarafın yaptığı tüm fedakarlıklar boşa gider, gidiyor da...
Herkes taşın altına elini koymalı...