Fransa sömürgeciliğinin günümüze yansıyan sonuçları (1)
Daha önce hem bu köşede hem de çıktığım televizyon programlarında birçok kez dile getirdiğim şu hususu tekrar edeceğim: Sömürgecilerin gerçek yüzünü anlamak için onların bulundukları yerlere değil, gittikleri coğrafyalara gitmek gerekir.
Birçok Afrika
ülkesine defalarca gitmek bize nasip oldu ve gittiğimiz her ülkenin
akademisyenleriyle, yazarlarıyla görüştük, notlar tutuk ve dosyalar oluşturduk.
Okuyacağınız bu yazı serisi, notlarımdan ve Soyalp Tamçelik’in editörlüğünü
yaptığı ‘’Küresel Politikada Yükselen Afrika’’ adlı eserinden ve Afrika üzerine
yazılmış yabancı makalelerden derlenmiştir.
Öncelikle
şunu belirtmeliyim ki güncel gelişmeleri doğru analiz edilebilmesi için,
tarihsel arka planın ortaya konulmasında fayda vardır. Bu nedenle bu yazımızda
Fransa’nın Afrika’daki sömürgecilik tarihi ile ilgili özet bilgiler vermeye
çalışacağız.
Fransız
Sömürge İmparatorluğu 17. yüzyılda başlamış ve 1960’lara kadar sürmüştür. 20.
yüzyıllarda Fransız İmparatorluğu, İngiliz İmparatorluğu’nun ardından gelen
ikinci büyük sömürge imparatorluğu olmuştur.
Fransız
sömürgecilik faaliyetleri 16. yüzyılın başlarında Giovanni da Verrazzano ve
Jacques Cartier’in seyahatleriyle başlamıştır. Fakat İspanya’nın Amerika kıtası
üzerindeki hegemonyasını koruması ve din savaşlarının o dönemde olması,
Fransa’nın sömürgecilik çabalarını sekteye uğratmıştır. Fransa’nın ilk
sömürgecilik denemesi 1555 yılında Brezilya’da Rio de Janerio’da olmuştur.
Fransa, 1612’lı
yıllarda yine Brezilya’nın son derece stratejik öneme sahip bir şehri olan Sâo
Luîs’i ele geçirmek istemiş ancak bu defa Portekiz engeliyle karşılaşmıştır.
Ardından Kuzey Amerika’da Florida’yı ele geçirme teşebbüslerinde bulunmuştur.
Fransa,
1624’ten itibaren Kuzey Amerika başta olmak üzere, Afrika ve Hindistan
kıyılarında düzenli bir şekilde sömürgeciliğe başlamıştır. Bu kapsamda 1664 ile
1670 yılları arasında ise dört tane büyük ticaret şirketi kurarak denizaşırı
ticareti sistemli bir hâle getirmeye çalışmıştır.
Fransa’nın
Afrika’daki sömürgecilik faaliyetleri, İngiltere’nin aksi istikametinde
gerçekleşmiştir. Örneğin, Fransa Afrika’daki sömürgecilik hareketlerini
Doğu-Batı istikametinde geliştirmeye çalışırken, İngiltere, Kuzey-Güney
doğrultusunda ilerletmiştir.
Fransa’nın
Afrika’daki bu ilerleyişi İngiltere’yi ciddi derecede endişelendirmiştir. Çünkü
İngiltere, Fransa’nın Afrika’daki İngiliz sömürgelerine yönelmesinden
endişelenmiştir. Bu nedenle Fransa’nın Doğu istikametinde genişlemesi bir
tercihten ziyade, İngiltere’nin stratejik tutumundan dolayı mecbur
bırakılmıştır.
Kuzey-Güney
istikametinde genişleyen İngiltere ile Doğu-Batı güzergâhında ilerleyen Fransa,
Sudan bölgesinde çıkarları çatıştı. 1898 yılında iki büyük sömürgeci devletin
karşı karşıya gelmesi her iki ülke içinde savaş riskini doğurdu. İngiltere’nin
temel stratejisi Fransa’yı Sudan’dan çıkartmaktı. İngiltere’yle savaşmaya cesaret
edemeyen Fransa, dönemin İngiliz hükümetiyle ile anlaştı ve Sudan’dan çekilmek
zorunda kalmıştı.
Bu tarihten
sonra, Nil Nehri tamamen İngilizlerin hâkimiyetine geçmişti. Fransızlar ise
Afrika’nın Kuzey, Batı ve Ekvator çevresinde yoğunlaşmışlardı. Görüldüğü gibi
Fransa’nın Afrika’daki sömürgecilik faaliyetlerinin tarihi çok eski yıllara
dayanmaktadır.
Fransa’nın
Afrika kıtasında 19. Yüzyıldan beri yoğunlaşan sömürgecilik faaliyetleri ve
bunun günümüz Afrika’sına yansımalarını zaman zaman ortaya çıkmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde askeri bir darbeyle gündeme gelen Nijer, bu ülkelerden
biridir.
Dolayısıyla Fransız
sömürgeciliğinin Afrika’daki mevcut siyasal, toplumsal ve kültürel yapısına etkisinin
anlaşılması oldukça önemlidir. Önümüzdeki yazılarımızda bu etkilerin neler
olduğu üzerinde durmaya çalışacağız.
İletişim:
@MehmetB78849685 – [email protected]