Folklordan folkteolojiye
Her kültürde köklü ve kurumsal nitelikte inançlar,
ritüeller, değerler ve doğmalar vardır. İnsanlar, kültür içinde hazır
buldukları inançları, değerleri, ritüelleri ve doğmaları otomatikmen kabul
ederler, içselleştirirler ve uygularlar. Dinin gücü, doğumdan itibaren dini
inançların mutlak doğru olarak öğretilmesinden ve benimsetilmesinden kaynaklanmaktadır.
İnsanların büyük çoğunluğu, dini inançları kendilerine öğretildiği şekliyle kabul
etmektedir. Avam olarak nitelenen folk,
yani halkın kendisine ait inançları, ritüelleri ve kurumları vardır. Avama ait
olan folklor, aslında folkteolojinin kaynağını ve kendisini oluşturmaktadır.
Folkteolojide eleştirel düşünce yoktur.
Kalıblar, kurumlar, kişiler ve kaynaklar etrafında oluşturulan efsanelerin,
menkıbelerin, ritüellerin ve basmakalıpların olduğu gibi, sorgusuz sualsiz
kabul edilmesi ve uygulanması, folkteolojinin ana karakteristiğidir. Avam yani
halk, belirli bir inançlar manzumesini kabul etmekte, o inançların ne anlama
geldiğiyle hiç ilgilenmemektedir. Folkteoloji, kulaktan dolma söylentilerden
beslenmektedir. Folkteolojide, felsefi, bilimsel ve sanatsal bir söylem yoktur,
söylenti vardır. Folkteolojiyi besleyen ana kaynak, zayıf ve yüzeysel vaazlar,
menkıbeler ve kıssalardır. Dini kaynakların muhtevasına ve anlamına dair,
avamın tam bir bilgisi olmadığı gibi, avam, kendi inançlarının dini kaynaklarla
uyum içinde olduğuna inanmaktadır. Folkteoloji, kendi inançlarına,
menkıbelerine ve mitlerine aykırı söylemlerden ve görüşlerden çok rahatsız
olmaktadır. Farklı teolojik görüşler, bilgiler ve yorumlar ortaya konduğunda
avam, hemen kendisini doğru dindar olarak konumlandırırken, karşı fikir
sahiplerini dindışı ilan etmektedir. Folkteoloji, radikal ve dışlayıcıdır.
Folkteoloji, Tanrı, insan, doğa, tarih ve
toplum hakkında sağlıklı, verimli ve yaratıcı fikirlerin gelişimine imkan
vermemektedir. Folkteoloji, aslında tamamen yanlış, yanılgı ve yanılsama
üzerine kurulu bir maneviyat, ahlak ve adalet inşa etmektedir. Çalışmadan çabalamadan
her şeyin Tanrı’dan beklenmesi, Tanrı’nın veli, kutup, gavs, şeyh ve müceddit
gibi ünvanlarla anılan kişiler aracılığıyla işlerini yerine getirdiği, duanın
büyüsel gücünün olduğu, Mehdi gibi bir kurtarıcının geleceği, ahirzaman
alametleri, büyüsel inançların ve pratiklerin iyileştirici olduğu gibi
hususlar, folkteolojinin yanlış ve yanılsamadan başka bir şey olmayan
inançlarından beslenmektedir. Geniş halk kitlelerinin kolektif bir şeye
inanması, bir yanlışı, yanılgıyı ve yanılsamayı, doğru haline getirmemektedir.
Follkteolojinin gücü, benimsenen inançların doğruluğundan değil, kalabalıkların
sorgusuz sualsiz o inançları kabul etmesinden kaynaklanmaktadır.
Folkteolojide demokrasi ve çoğulculuk yoktur.
Avam, herkesin kendisi gibi inanmasını ve yaşamasını öngören bir eğilim ve
yönelim içindedir. Avam yani folk, kendisinin benimsediği inançlardan farklı
inanç sahiplerine tahammül etmez. Avamın yani halkın inançları kutsaldır,
hiçbir şekilde sorgulanmamalı, zayıflatılmamalıdır. Halkın inançlarına saygı,
günümüzde çok yaygınlaştırılan bir kilşedir. Halkın inançlarına saygıdan kasıt,
mutlak bir şekilde halkın inançlarının dokunulmaz ve sorgulanmaz olduğunun
kabul edilmesidir. Avam, kendi inançlarını bütün sorgulamalara kapatan otoriter
bir folkteolojiye sahiptir.
Avam teolojisi veya folkteoloji denilen olgu,
basmakalıb inançların geniş kalabalıklar tarafından paylaşılması ve
benimsenmesidir. Folkteolojinin en önemli özelliği, bu teolojide hiçbir şekilde
akla ve eleştirel düşünceye yer olmamasıdır. Folteoloji, taklide ve nakle
dayanmaktadır. Efsaneler, menkıbeler ve kıssalar, folkteolojinin
kaynaklarıdırlar. Avam, dinlediği menkıbelerden çok etkilenmektedir.
Televizyonlarda ve sosyal medya kanallarıında menkıbeler anlatarak geniş kitleleri
etkileyen köhnemiş vaizlerin ve kıssacıların otorite haline gelmesi, folkteolojinin
doğal bir sonucudur. Günümüzdeki modern teknoloji ve kitle iletişim araçları
folkteolojiyi güçlendirmekte, yaygınlaştırmakta ve globalleştirmektedir.