Flashback Yapalım
Yaklaşan seçimlerle birlikte siyaset arenasında tartışmalar da artmaktadır. Bugünlerde ekranlarda ve diğer toplantılarda tartışılan konuya girmeden fikrimizi beyan edecek olursak; “Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır”Ak Parti’nin icraatları için söylenebilecek sözlerden olup, ipi önde göğüsleyeceğinin sinyalidir.
Benzemezler zorunlu
ortaklığının masasının önümüzdeki günlerde neler söyleyeceğini de milletimiz
önemsemiyor. Bugüne kadar yaptıkları açıklamalar ve/veya yazılı metinleri
onlara tekrar sorsanız ne dediklerini veya neye imza attıklarını dahi
hatırlayamayacakları aşikârdır. Milletimizin feraseti açıktır. Kime neden,
niçin veya niye ‘rey’ vereceğini
gayet iyi bilmektedir. Şöyle geriye doğru filmci mantığıyla Flashback (geriye
gidiş) yaparsak önümüzdeki seçimde ne yapmamız gerektiğini de görmüş
oluruz.
Ak Parti’ni iktidarının maddi anlamda yaptıklarına göz
attığımızda ülkemizi dünya ülkeleriyle kıyaslamaya başladığımız yıllar aklıma
geliyor. Şimdilerde çok açık bir misal verecek olursak; havalimanlarımızdan
yurtdışına çıktığımızda ‘büyük devlet’
olduğumuzu gidilen ülkeye indiğinizde görüyorsunuz.
Hastaneler, köprüler, yollar ve diğer gelişmeleri
şöyle hafızanızı yoklarsanız göreceksiniz. Fabrikalarımızın ihraçları,
mühendislerimizin icatları ve savunma sanayimizin yıldızlarını da hatırlayalım.
Yapılan sağlıklı gelişmelerin yanında okullarımızın müfredat programlarındaki
olumlu gelişmeleri de unutmayalım derim.
Ak Parti iktidarında olumlu kazanımlarımızı hatırlayalım
mı?
12 Eylül askeri müdahalesi ve sonrasında
yaşadıklarımıza ilave olarak 28 Şubat ucube rejimini ve 15 Temmuz’u yakinen
yaşadık ve direkt etkilendik. Kamuda görevi olmamasına rağmen sırf tesettür
giyimli olduğundan eşimize bile ayar vermeye çalıştılar. Şöyle ki; göz
rahatsızlığı için gittiğimiz hastanede doktorun muayene için başını açmasını
istemesi dönemin ‘faşist’ anlayışını
göstermez mi?
Kız öğrencilerin okul kapılarından başörtüsünü
çıkarmadıkları için ağlayarak evlerinin yolunu tutmaları. Ailelerin bu konuda
diyanet dâhil başvurdukları hocalara tesettürle ilgili ayetleri tefsir
çabalarının ardından sümüklü ağlayan hoca kılıklı adamın ‘başörtüsü füruattır’ söylemini de akıllarımızın bir köşesinde
saklayalım. Üniversitelerde isimlerinin önünde profesör yazanların kız
öğrencilerimizi‘ikna’ çabalarını da
unutmadık.
TBMM Genel Kurul Salonu’na başörtüsü ile giren
milletvekiline yaptıkları hakaretleri, askerî tesisler ile oğlunun yemin
törenine sokulmayan annelerimizi hatırlatayım da vebal benden gitsin.
Zeytin, peynir ve pazar fiyatları mı? Bırakın Allah
aşkına.
Öyle ya da böyle çözerler. Böylesi küresel etkilerle
olumsuz gelişmeler olur, hükümet üstesinden gelir. Önemli olan kazanımlarımızın
elden çıkmaması için çaba sarf etmektir.