Fiziki depremi tetikleyen manevi depremlerdir
Vahyî hakikat bilgisinden yoksunluğun merkezlerine dönüşen üniversiteler nasıllığını bile tam kavrayamadığı depremlerin niçinine hiç mi hiç değinemediği için yetersiz kalmaya mahkumdur.
Dolu silah tetiğe basılmadıkça patlamayacağı
gibi ilahi irade devreye girmedikçe fay hatları harekete geçmez. Yaratanını
bilgisi ve onayı dışında hiçbir oluşum gerçekleşmez.
İslâm’da ve bilimde tesadüfe yer yoktur.
Evet bütün önlemleri alalım. Sağlam zeminler
üzerinde güçlü binalar yapalım. Ama yetmez. Bizim için önleyemediğimiz doğal
olayların nasıl olduğundan çok niçin olduğu önemlidir.
Doğal afetlerin asıl sebepleri olan insan
kaynaklı manevi depremler yani Allah’a ortak koşma, sosyal adaletsizlik ve
zulümler giderilmeden bildiğimiz bütün önlemleri alsak korunabilecek miyiz?
Ekseni etrafında saatte 1670 kilometre hızla
dönen dünyamızda kasırgalar, hortumlar, seller, volkanik patlamalar daha
şiddetli ölçülerde gelirse ne halt edebiliriz? Ne yapabiliyoruz ki?
Beşeri Sistemlerin Sebep Olduğu Manevi
Depremler Fiziki Depremlerden Daha da Şiddetlidir.
Afetler
yalnızca doğal olanlardan ibaret değildir. Allah’ı ve Onun Kur’ânî ve tabii
yasalarını unutan insanlık, sebeplerini anlayamıyor ise de önleyemediği doğal
afetler karşısında geçici tedbirler alabiliyor. Ama fiziki depremleri
tetikleyen asıl büyük afetlere duyarsız.
Kendisinin
dünyasını sömüren ve ebedi hayatını mahvedecek olan beşeri sistemlerin azgınlığının
farkında değildir. Allah’ı ve yasalarını dışlayan eğitim sisteminden, faize ve
sömürüye dayalı ekonomiden, suç ile ceza arasında denge kuramayan hukuk
düzeninden, hulâsa hayatı konumlandırıp amaçlandıramayan materyalist ve
deist/laik düzenlerden daha büyük hortum kasırga, sel ve deprem olabilir mi?
Aslında
değinildiği üzere fiziki depremlerin asıl tetikleyicisi bu manevi depremlerdir.
Ama Kur’ân’ın bildirdiği bu gerçeği insanın inançları ve yaşam tarzı ile tabiat
olayları arasındaki bağlantıdan habersiz bilim adamları bilemezler.
Bu sebeple
ilgililer maddi önlemleri alsınlar ve aldırsınlar, yükümlü insanlar olarak da
bizler almamız gereke tedbirlere baş vurmalıyız. Bir taraftan doğal afetleri
önlemeye ve zararlarını gidermeye çalışırken, diğer taraftan doğal afetleri
manevî uyanışa ve yardımlaşma gibi hayırlara vesile kılmalıyız.
Şimdi
almamız gereken ve fizik depremleri de önleyici olan manevî önlemlere
bakalım:
1) Allah’a İmanımızı Pekiştirmeliyiz:
Bütün
varlıkları ve yaşam kanunlarını yaratan Allah’a imanımızı pekiştirmeliyiz.
Mikro ve makro alemlerde O’nun bilgisi ve onayı dışında hiçbir oluşum
gerçekleşemez Tesadüf yoktur. Koyduğu yasalara göre yaratan, yaşatan, hayatı
programlayan ve her türlü kanunları koymaya yetkili olan odur:
“Göklerin, yerin ve içindeki tüm varlıkların
mülkü/yönetimi Onundur. O her şeyi planlayıp yaratmaya güç yetirendir. (Mâide
5/126)
“… Kim Allah’a inanıp güvenirse Allah ona
yeter…” (Talak 65/3)
2.) Günahlarımıza Tövbe Etmeliyiz:
Allah’a ortak koşma, zulüm,
fakirlere duyarsızlık, faiz, eşcinsellik ve zina gibi günahlarımız bırakarak
Rabbimize dönmeliyiz. Çünkü bu günahlar Kur’ân’da açıklandığı üzere doğal
afetlere de sebeptir:
“ (Hûd
Peygamber şöyle demişti;) Ey kavmim! Haydi artık
günahlarınız için Rabbinizden bağışlanma dileyin. Sonra da tövbe ve pişmanlık
içinde O’na yönelin ki size gökten bolca bereketli yağmurlar yağdırsın,
gücünüze güç katsın. Suçlular olarak (Rabbinizden) yüz çevirmeyin.” (Hûd Sûresi 52:
3.) İhsanı, Adalet ve Merhameti Artırmalıyız
:
Ana baba, akraba komşu ve
arkadaşlara ihsanı /sevgi, saygı ve yardımları artırmalıyız. (Nisa 36)
Zalimleşmedikleri sürece inançları
ne olursa olsun insanlara adalet ve merhamet, maddî ve manevî yardım anlamına
sadakaları çoğaltmalıyız. (Mümtahine 8,9) Bütün bu ihsan ve sadaka türleri
sosyal çöküntüler gibi doğal afetleri de önleyicidir. Bu konuda pek çok âyet ve
hadisler vardır. Bunları sohbetlerimiz ve yazılarımızda işliyoruz.
4.) Sürekli Dua:
Dünya ve âhiret hayatımız için her
zaman dua etmeliyiz ama afetler döneminde daha bir yürekten dualar etmeliyiz:
“Onlara zorlu azabımız geldiği zaman
yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara
yapmakta olduklarını güzel gösterdi.” ( Enam 43)
Burada konuyu bitirmeden
önemli önemli bir noktaya daha açıklık getirelim.
Doğal Afetler Masumlara da Gelir
Tabii yani doğal afetler oluşturduğumuz manevi depremler olan
günahlarımız sebebiyle gelebileceği gibi ölüm, Kıyamet ve Cehennem gerçeğini
hatırlatmak için ilahi deneme gereği doğrudan ve uyarı niteliğinde de
gelebilir. Günahlarla mücadele etmeyen müminlere de gelir.
Ne var ki doğal afetlerle can verenler ve mağduriyet yaşayanlar, ahiret
hayatlarında mükâfatlarını alırlar.
Yazımızı, bilge bir insanımızın
dört maddede özetlediğimiz önlemlerin önemine de dolayı dolaylı bir vurgu olan
tespitlerine yer vererek bitirelim:
Mademki
insanlık Allah’ı ve onun Kur’âni yasalarını dışladı, tarihi bazı ümmetlerin
bulduğu gibi belasını bulacak. Aslında bulmaya başladı da farkında değil.
Rabbim cümlemizi hayata mümince
bakmaya ve yaşamaya çalışanlardan kılsın.