Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Temmuz 2021

Fiyat İstikrarı Komitesi

İlk olarak Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin küresel ekonomide oluşturduğu sert dalgalanma artarak devam ediyor.

Virüsün yayılmasını azaltmak amacıyla 2020 yılının ilk yarısında tüm dünyada evde kalma çağrıları yapılmış birçok ülkede sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanmıştı.

Başta hizmet sektörü olmak üzere birçok iş yerine faaliyet kısıtlaması gelmiş, buna bağlı olarak da küresel talepte ani ve sert bir küçülme yaşanmıştı.

Bir yandan talebin daralmasına bağlı olarak diğer yandan fabrikalarda virüse bağlı olarak yaşanan hastalıklar sebebiyle azalan üretim küresel piyasalarda ciddi dalgalanma sorununa neden oldu.

Özellikle 2020 yılının başından itibaren artan aşılama süreciyle birlikte azalan vaka ve kısıtlamalara bağlı olarak da birçok ülkede kısıtlamalar gevşetilmeye başlamış ve buna bağlı olarak da küresel talepte ani ve sert talep patlaması yaşandı. Evlerde kalma ve çeşitli kısıtlamalar sebebiyle talebin azalması birçok kişide tasarruf birikmesine vesile oldu. Kısıtlamaların azalmasıyla birlikte biriken tasarruflarla yaşanan ani ve sert talep patlaması küresel ekonomide üretimin hızla artmasına neden oldu. Ancak bu ani ve sert talep artışına hammadde üretimi yetişemez hale geldi.

Hammadde üretimi yetişemediği için girdi maliyetlerine de hızlı bir yükseliş yaşanmaya başladı. Hatta yüksek fiyattan almayı kabul eden üreticiler yüksek bedelle bile hammadde bulamamaya başladı.

ABD ekonomisine bakıldığında 2020 yılı haziran ayında %0,6 oranında olan enflasyon oranı 2021 yılı mayıs ayında %5’e kadar yükselmiş durumda. Aynı şekilde Rusya’da 2020 yılı haziran ayında %3,21 olan enflasyon oranı 2020 yılı mayıs ayında %6,02 seviyesine yükselmiştir. Avrupa’ya bakmak gerekirse 2020 yılı eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında %-0,3 oranında olan enflasyon 2021 yılı mayıs ayında %2 seviyesine çıktı. Birçok ülkede hammadde fiyatlarına bağlı olarak yaşanan üretici fiyat endeksinde artış gözlemleniyor. Çin’de mayıs ayında yıllık üfe son 13 yılının zirvesini görmüştü.

Türkiye’de enflasyon özellikle son iki yıldır hissedilir şekilde yaşanıyor. 2018 yılında ABD başkanı Trump’ın itiraf ettiği Türkiye’ye karşı başlatılan döviz kuru saldırısı sonrası hızlanmaya başlayan enflasyon oranı 2019 yılı sonunda başlayan pandeminin etkisiyle daha fazla artış gösterdi.

Ancak daha önceden de ifade ettiğim gibi enflasyon konusu tek başına merkez bankasının çözebileceği bir konu değildir. Geçtiğimiz günlerde resmi olarak kuruluşu gerçekleşen fiyat istikrarı komitesi çalışmalarına ivedilikle başlayarak bu sorunun çözümü için gayret göstermeli. Bazı basın ve medya organlarında fiyat istikrarı komitesinin kurulmasını merkez bankasının bağımsızlığına tehdit olarak haberleştirilse de bu son derece yanlış bir yorumdur.

Özellikle Türkiye ekonomisinde enflasyonun temel nedenleri incelendiğinde piyasada oluşan bazı dengesizlikleri görebilmek mümkündür. Tam rekabet piyasası olmayan, piyasada hâkim olan bazı şirketlerin anlaşarak tekel olarak hareket etmesi rekabeti azalttığı için fiyatları belirleme gücüne sahip olduğunu görebiliriz. Rekabetin olmadığı ortamda fiyatları belirleme gücü tekel veya tekel gibi hareket eden şirketlerin elinde olur. Merkez Bankasının uyguladığı faiz kararı tasarrufların bankalarda toplanmasına ve buna bağlı olarak da toplam talebin azalmasına ciddi bir etkisi olduğu görülmüyor. Nitekim Türkiye’de yapılan bazı ampirik çalışmalar da bunu destekler nitelikte. Bu nedenle enflasyon konusu sadece merkez bankasının tek başına çözebileceği bir konu değildir. Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Ticaret Bakanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı’ndan oluşacak fiyat istikrarı komitesine Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlıkları da dâhil edilmelidir. Böylece merkez bankasının tespit ettiği enflasyonun temel nedenlerini çözme konusunda ivedilikle politikalar üretilebilir ve daha hızlı sonuç alınabilir.