Fıtrat Bayramı
Ramazan ayı, insanın fizyolojik ve sosyal rutin ihtiyaçlarını aşarak manevi ve ahlaki açılardan kendisini yenilemesini ve güçlendirmesini amaçlayan bir ibadet, tefekkür ve kulluk dönemidir. Yeme, içme ve cinsellik gibi bazı fizyolojik ihtiyaçların gün boyunca kısıtlandığı Ramazan orucuyla, gerçekleştirilmek istenen insanın kendi iradesini kontrol etmesi ve kişiliğini terbiye etmesidir. Kişilik terbiyesi açısından önemli bir süreç ve tecrübe olan Ramazan ayının sonunda bayram coşkusu ve neşesi yaşanmaktadır. Bayram, kişinin önemli zorluklardan geçerek kişiliğini manevi, ahlaki ve insani açılardan güçlendirmesinden dolayı yaşadığı mutluluğu paylaşmak için fıtri bir imkandır.
Bayram sevinç ve neşesi yaşadığımız bu günlerde, farkında olmamız gereken çok önemli bir ahlaki durum vardır. Bizi ahlaki açıdan güçlendirecek olan şey, kalbimizi, aklımızı ve duygularımızı kin denilen insan düşmanlığından temizlememizdir. Kin, bireysel ve toplumsal düzeyde bütün insani ilişkileri yozlaştıran ve çürüten zehirli bir sarmaşık gibidir. Kinin zehirlediği bir toplumda, insanların, barış, özgürlük ve refah içinde yaşamaları mümkün değildir. Bayram, insanların kindarlık şeklinde ifade ettiğimiz zehirli sarmaşığın kuşatmasından kurtularak insana, topluma, hayata ve tabiata sevgiyle ve merhametle yaklaşması bilincini kazanmasını gerekli kılmaktadır.
Bayramın kin ve düşmanlıktan arındırılmış bir şekilde idrak edilmesi gerekmektedir. Kin ve düşmanlık atmosferinin olduğu bir ortam içerisinde, bayramın gerçek anlamda kutlanması düşünülemez. Bugün coğrafyamızı ateşe vermek için derin sömürü planları yapılmaktadır. İktidar ve sömürgecilik uğruna Müslüman toplumlar birbirleriyle savaştırılmak ve çatıştırılmak istenmektedir. Küresel emperyalizm adına harekete geçen Suudi Arabistan liderliğindeki blok, Katar'a on üç maddelik dayatmalar listesi sunarak Ortadoğu'da kapsamlı bir savaş , çatışma ve kamplaşma üretmenin öncülüğünü yapmaktadır. Müslüman toplumlar, mezhep, ırk, din, dil, coğrafya, ideoloji veya başka kurgular adına birbirleriyle savaşmamayı öğrenmelidirler. Birbirimizle savaşmamayı öğrendiğimiz zaman, İslam dünyasının gerçek bayramı o zaman kutlanacaktır. Emperyalizmin bütün şer hesapları, birbirimizle çatışmayacağız dediğimizde bozulacaktır.
Ramazan ve bayram, olguları hiçbir şekilde birbirinden kopartılamaz. Oruç, yemek vakitlerinin değiştirilmesine indirgenemeyeceği gibi, Ramazan bayramı da şeker bayramına indirgenmez. Bayramın börek ve tatlılarla özdeşleştirilmesi ve sınırsız bir yeme-içme döneminin yeniden başlaması olarak kutlanması, bayramın ve Ramazanın özüne aykırıdır. Bayram, ruhumuzun ve aklımızın ahlakla, bilgiyle ve düşünceyle doldurmak için hazır olmayı ifade etmektedir. Aklımızı, ahlakımızı ve imanımızı tamamen faal harekete geçirmenin adı bayramdır. Bayram, midelerimizi değil, aklımızı ve kalbimizi harekete geçirmenin başlangıcıdır.
Bayramlar, geçmişe dönmeyi arzulayan nostaljik günler değildirler. Ramazan ve bayram, geçmişe değil, geleceğe bakan tecrübelerdir. Bayram, geçmişte ne yaşandığından ziyade, bugün ve yarın yaşanacak yeni tecrübelerden dolayı hissedilen derin bir diriliş heyecanıdır. Bayram, diriliştir. Bayram, varlığımızı e hayatımızı sahih anlamda yeniden canlandırmaya merhaba demektir.
Bayram olgusunun merkezinde ziyaret bulunmaktadır. İnsanın insana gitmesi, bayram denilen mutluluğun kaynağını oluşturmaktadır. Bayramda insanlar birbirlerini bulmak, tanımak, tanışmak, konuşmak ve dertleşmek için birbirleriyle buluşmaya çalışırlar. Bayram, buluşmaktır ve yarenlik etmektir. İnsanın insanı saygı ve sevgi içerisinde muhatap alması, bayramın özüdür. Bayramın bize kazandırdığı en önemli değer ziyarettir. Ziyaret felsefesini, bireysel ve toplumsal hayatımızın bütün kılcal damarlarına kadar işlememiz gerekmektedir. Ziyaret, sadece bayramlarda gerçekleşen bir ilişki değildir. Ziyaret, bütün bir yıl boyunca gerçekleşmesi gereken doğal bir insani davranıştır.
Bayram, insanlıkla bütünleşmektir. Siyasal, ideolojik, mezhepsel ve kültürel gerekçeler ileri sürerek toplumu kamplaştırmak, bayramın felsefesiyle uyuşmamaktır. Bayram, insanlık temelinde yeniden bir bütün olmayı gerektirmektedir. Fıtratta bütün insanların birbirine kardeş olduğunun bilincine varmak önemlidir. Kardeşlik bilincinin bayramda kökleşmesi ve derinleşmesi lazımdır. Bayram, kökleşen kardeşlik bilinciyle yeniden sağlıklı ve sahih toplum haline gelmemizi güçlendirmektedir.
Ramazan bayramı, Fıtr bayramıdır. Ramazan bayramı, fıtrat ve fıtr bayramı olarak yaratılış bayramıdır. Bayram, yaratılışımızdaki derin incelikleri keşfederek insanlığımızı, Mutlak Hakikati ve Hakkı idrak etmemiz için büyük bir nimettir. Hayatlarımıza hürriyeti, adaleti ve barışı hakim kıldığımız takdirde, gerçek anlamda fıtrata uygun yaşayabiliriz. Fıtrat, hakkı, hukuku, vicdanı, merhameti, paylaşmayı, fedakarlığı, yardımlaşmayı ve müsamahayı içselleştirmeyi gerekli kılmaktadır. Ramazan bayramı, gelip geçici hiçbir şeyle ilişkili olmayan, direkt fıtratla özdeş olan bir bayramdır. Bayram, fıtrata uygun şekilde Ramazan ayını tecrübe etmenin mutluluğudur. Herkesin Fıtrat bayramını kutluyorum.