Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
35.99
Gram Altın
3003.29
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 May 2021

Fıtrat

Dünya bir han, insan da bir yolcu. Bildirildiğine göre yolculuğun başında insan, tertemiz bir fıtrat ile yaratılmış. İnsanın doğumuyla beraber yanında getirdiği fıtrat yeterince pak, yeterince saf ve temiz. Yani fıtrat denilen insanın varlık yapısı, yaratılış itibari ile kir pas, çer çöp barındırmamakta.

Fıtratın bu temiz ve pak olma durumu, tüm insanlar için ortak ve değişmez kural. Doğuşundan sonraki süreçte insan, ailesi ve çevresi sayesinde ister istemez dönüşüp başkalaşıyor. İyi ve doğru bir yönde etkilenirse ne âlâ! Ancak başkalaşım kötü ve yanlış bir yönde ise yapacak çok iş, dökecek çok teriniz var demektir.

İnsanlık tarihine baktığınızda koca bir kâinatta iki insanla karşılaşırsınız. Birisi Âdem diğeri Havva’dır. İnsan namına onlardan öncesi yoktur ve ilk haneleri cennettir. Cennetteki yaşamları, her istediklerinin olması onlar için bir lütuf, bir nimettir. Başlarına gelecek bir sıkıntı, bir ihtiyaç da yoktur. Çünkü cennette yaşam, ekmek ve su, her ne varsa hepsi Allah’tandır.

Nereye kadar?

Ta ki Şeytanın sağdan yaklaşmasına… Ta ki Âdem ile Havva’nın kendilerine konan “İstediğiniz kadar yiyin ve için. Sadece şu ağaca yaklaşmayın” emri unutuluncaya kadar.

Âdem ile Havva, yaşam alanı olan Cennette kararsızlıkları ve şeytanın aldatması ile nefslerine yenik düşüp bahtsız olmuşlardır. Böylece hata yapıp yasaklanmış meyveden yemeleri ile temiz olan fıtratları başkalaşmış ve değişmiştir.

Zamanla yanlış yola duçar olsa da kin ve haset sahibi olsa da nefsine yenik düşse de ahlaktan uzaklaşsa da temiz olan fıtrat asla yok olmamıştır. Sadece fıtratın temiz oluşundan uzaklaşılmıştır.

Ne zamana kadar uzaklaşılmıştır?

İman edenler için gün gelip güç yetiremediği, elindeki imkânlarla baş edemediği bir bela, bir sıkıntı bizzat kendi başlarına gelinceye kadar böyle olmuştur. Temiz olan fıtratın etrafına aile ve çevrece örülen sarsılmaz duvarlar bir anda yıkılıncaya kadar böyle olmuştur.

İnsanlık, bugünkü yolculuğunda hep bir kaybeden durumundadır. En büyük kaybı da fıtratının özünü ve ahlakını kaybetmiş olmasıdır. Bu yolculuktaki kayıplarıyla başına gelen belalar, dertler ve maddi manevi sıkıntılar artmış, kurtuluştan uzaklaşmıştır.

İnsanlık bugün belki büyük buhranda.. belki de büyük dipsiz kuyularda. Belki de ahlak konusunda idealden çok uzakta. Ancak bilinmeli ki tertemiz yaratılan, saf ve pak bir fıtratla doğan insanın dünya yolculuğu yine tertemiz yaratılışına dönmek durumunda.

Fıtratın değişmesi, başkalaşması ve buna sebep hatadan yüz çevirip af dilenmesi ile tekrar öze dönülmesinde en büyük örnek Hazreti Âdem ve Havva’dır. Bildirildiğine göre Onların kıssasında da iş aynen böyle olmuş ve yine insanlara en büyük ibret olarak Kitap’taki yerini almıştır.

İnsan; kurtuluşa ermek, huzura ve felaha kavuşmak istiyorsa mutlaka fıtratını temiz tutmalıdır. Özünü kinden hasetten, çiğ nefsinden ve kötü ahlaktan mutlaka uzak tutmalıdır.

İnsan hep iyilerden, hep temizlerden olmaya çalışmalıdır. Tertemiz yaratılmış, en güzel yaratılmış insanın dünya yolculuğu yine tertemiz yaratılışına dönerek nihayet bulursa işte o zaman kurtuluşa erecektir. Çünkü cennet kirlenenlerin, kirli kalanların ve kirli kalmaya devam etmek isteyenlerin değil temizlenenlerin, temiz kalanların yurdudur.