‘Fitne katilden beterdir…’
Edep kelimesi, güzel ahlak, saygı, terbiye, hayâ ve nezaket gibi anlamlarda kullanılır. İslam âlimleri edep kelimesini Hz. Peygamberin “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” hadisine bağlar.
Hz. Peygamberin hayâ ve edeple ile ilgili uyarılarında güzel ahlaka davet var. “Hayasızlık yapma ve yayma” aksi halde bir gün sen ve toplum bunun hesabını verir. “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” Hayâ ve edep duygusundan yoksun biri her fenalığı yapabilir. Hayasızlığının ve edepsizliğinin farkında olmaz ikazında bulunuyor.
Hz. Mevlana da, “Güzellik Allah’ın lütfudur, nurunun yansımasıdır; edep ise kişinin gönül aynasıdır” der.
Evet, Hayatta sahip olunan en değerli şey ahlak, edep ve hayâdır. İnsan hayâsı ve edebi kadar kıymetli ve şereflidir. Yoksunluğu da hayvan mertebesine inmekle eşdeğerdir. Toplumsal aynada iyi görünmediğimizin farkında mısınız?
İyilik için çaba göstermenin boş bir çaba gibi görülmesi toplumsal sorunlarımızı çoğaltıyor. Bu nedenle “iyiliğin emredilmesi ve kötülüğe engel olmak” herkesin görevi olmalıdır. Ayrıca bu müminin vasıflarından sayılmıştır.
Dilin, kalbin ve gözün korunması edeptendir. Çarşıda pazarda nerdeyse kişinin yatak odasındaki gibi kıyafetlerle dolaşması hayasızlıktır. Geçenlerde ar damarı çatlamış birine “Göğüsleri görünüyor hayasızın…” diye biri tepki gösterdi. Haklıydı, kötülüğe tahammül kötülüğü çoğaltıyor!
Teşhirciliğe, çıplaklık ve ahlaksızlığa tepki vermek insan hakkına saldırı sayılıyor. İyi de, hayasızlık dinlere ve edepli insanın hakkına saldırı değil midir?
Bütün bunlar cinsiyet eşitliği tuzağı ile oldu!
Zina suç olmaktan çıktı, sapkın ve sapık ilişkiler meşrulaştı! Kadın cinselliğin objesi görülüp anlam ve değer kaybına uğradı! Ahlak ve hayanın ölümü insanlığın ölümüdür, bilelim…
Sohbet ve sözlerde, ortamlarda edepsizlik sınırı çoktan aşıldı. Uluorta sevişen birine tepkin vermekten korkar hale gelindi. Neden? Çünkü ahlaksızlık insan hakkı görülüyor da ondan… Bu nedenle ahlaksız ve edepsiz kişi aleni her pisliği yapıp faş olmaktan korkmuyor.
Her türden şiddet, cinayet ve tecavüz biçimlerinin görülebildiği şizofren bir topluma dönüştük vesselam. En büyük tehlike de inancın zayıflaması ve karşı koyanların suçlanmasıdır.
Çözüm ne?
Cinsiyet Eşitliği Yasasının iptal edilmesidir. Böylece nesil ve aile korunmuş olacaktır. Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tecavüzü, şiddet ve cinayeti teşvik eden her türlü eylem, yayın ve haber yasaklanmalıdır.
Bütün bunların üstüne...
Merhamet eksikliği, yalan dolan, iftira, türlü kıvrak ayak oyunları, köşe dönmecilik, arkadan vurmalar kötü örnek oluyor. Türkiye’de bilinen bir kesim var ki bütün bunlara karşı koyanları cahillik ve yobazlıkla suçluyor. Bu kesim daha önce de başörtü ve başörtülüye, dindarlık ve dindara, Kuran kurslarına karşıydı. Bugün değerlerimizle barışık gibi görünmeleri sizi aldatmasın. Kuzu postunda görünenlerin asıl amacı kötülüğe karşı olanların direncini kırmak ve teslim almaktır...
Nerdeyse bütün kadın cinayetlerinde suçu dindarlara ve dine yıkmak, perdenin arkasındaki ellerin tanıdık olduğunu göstermiyor mu?
Bize düşen…
İyiliği emredip kötülüğe engel olmaktır.
