Fırsat verilince...
Değerli okurlarım, bir önceki yazıda, Ankarada sülük tedavisi gördüğümden bahsetmiştim. Bu tedavinin boşluklarında, bazı hayırlı olsun ziyaretleri yaptım.
Mesela ziyaret ettiğim siyasilerden biri: Erzurum Milletvekili Fatma Öncül Dü. Fatma Hanım'la, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı İken tanıştım.
Kendisinin görev alanı: Kadınlar olmasına rağmen, Engellilerin sorunlarıyla da yakından ilgilendiğinin şahidiyim. Aynen "Damdan düşenin halini, yine damdan düşen anlar" atasözünde olduğu gibi...
Evet, Fatma Hanım da bir Engelli birey... Kendisi, ellerinin olmaması sorununu aşarak başarılı çalışmalar yürütüyor.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Sayın Öncül, çoğu eli olandan daha fazla çalışıyor; daha fazla hizmet üretiyor.
Yeri gelmişken, Fatma Öncül'ün geçmişte yaşadığı bazı olayları, buraya taşımak istiyorum.
Efendim, Fatma Öncül, ilkokula giderken, müzik korosu çalışmalarına dahil edilmiş. Tam gösteri yapılacağı sırada, vir öğretmen, Fatma Öncül'ü koronun en arkasına geçirmiş. Belkide o öğretmen, Sayın Öncül'ün ellerinin olmamasından dolayı görüntüyü bozacağını düşünmüştür.
Fatma Hanımın hayatında, kendisine destek veren kişilerde varmış. Örneğin babası... Babası kızının topluma adapte olabilmesi için, sürekli simit ve dondurma yemeye götürürmüş.
Örneğin resim öğretmeni... Bu Hocamızda, Fatma Öncül'ün toplumdan uzaklaşmaması için, resim atölyesine davet edermiş.
Sonuç olarak, resim öğretmeni ve babasının desteği işe yaramış. Fatma Hanım diyor ki, -"14 yaşımdan sonra hiç cepli pantolon almadım.
Önyargılar kırılmalı...
değerli okurlar, Toplumdaki "Bunun elleri yok onu yapamaz; bunun gözleri görmüyor şurada çalışamaz; bu işitemiyor işe almayalım benzeri önyargıların kırılması gerekiyor.
Fatma Öncül örneğinde olduğu gibi, Engelli bireylere fırsat verilmesi lazım.
Mesela ziyaret ettiğim siyasilerden biri: Erzurum Milletvekili Fatma Öncül Dü. Fatma Hanım'la, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı İken tanıştım.
Kendisinin görev alanı: Kadınlar olmasına rağmen, Engellilerin sorunlarıyla da yakından ilgilendiğinin şahidiyim. Aynen "Damdan düşenin halini, yine damdan düşen anlar" atasözünde olduğu gibi...
Evet, Fatma Hanım da bir Engelli birey... Kendisi, ellerinin olmaması sorununu aşarak başarılı çalışmalar yürütüyor.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Sayın Öncül, çoğu eli olandan daha fazla çalışıyor; daha fazla hizmet üretiyor.
Yeri gelmişken, Fatma Öncül'ün geçmişte yaşadığı bazı olayları, buraya taşımak istiyorum.
Efendim, Fatma Öncül, ilkokula giderken, müzik korosu çalışmalarına dahil edilmiş. Tam gösteri yapılacağı sırada, vir öğretmen, Fatma Öncül'ü koronun en arkasına geçirmiş. Belkide o öğretmen, Sayın Öncül'ün ellerinin olmamasından dolayı görüntüyü bozacağını düşünmüştür.
Fatma Hanımın hayatında, kendisine destek veren kişilerde varmış. Örneğin babası... Babası kızının topluma adapte olabilmesi için, sürekli simit ve dondurma yemeye götürürmüş.
Örneğin resim öğretmeni... Bu Hocamızda, Fatma Öncül'ün toplumdan uzaklaşmaması için, resim atölyesine davet edermiş.
Sonuç olarak, resim öğretmeni ve babasının desteği işe yaramış. Fatma Hanım diyor ki, -"14 yaşımdan sonra hiç cepli pantolon almadım.
Önyargılar kırılmalı...
değerli okurlar, Toplumdaki "Bunun elleri yok onu yapamaz; bunun gözleri görmüyor şurada çalışamaz; bu işitemiyor işe almayalım benzeri önyargıların kırılması gerekiyor.
Fatma Öncül örneğinde olduğu gibi, Engelli bireylere fırsat verilmesi lazım.