Fırlatma koltuklarına ne oldu?
Daha gençlik yıllarımın başında, adrenalinin vücutta tavan yaptığı dönemlerde uçmaya merak salmıştım.
İnsanoğlunun iflah olmaz hayallerinden biri değil midir, uçmak?
Neyse İmam Hatip Lisesi'nin orta kısmında öğrenci iken bir grup arkadaşımızla, THK'nın 'genç kanatları' arasına girmeye hevesleniyorduk. Lise bitene kadar da adım adım 'Uçma' hayallerimizi gerçekleştirdik.
Kimimiz paraşüt, kimimiz planör, kimimiz yelken kanat, kimimiz de model uçak kurslarına gittik.
Yaz tatillerinde bu kurslardan birini bitirmek, bir yıl boyunca konuşacak malzeme de sağlıyordu haliyle.
Ben de THK'nın Adana'da açtığı paraşüt kursuna gittim o yaz.
Hayatımda ilk kez uçağa biniyordum. Ve hayatımda ilk kez bindiğim 5 uçak yolculuğunda da uçakla birlikte yere inemedim. (Böyle anlatınca yüzlerde oluşturduğu şaşkınlığı seviyorum.)
Çünkü "A Brövesi" almak için paraşütle uçaktan 5 atlayış yapmamız gerekiyordu.
1988 yılı yazında kursu tamamladım, A Bröve'mi ve Paraşüt Sertifika'mı aldım.
Sonra planörle uçmak ve Vilga tipi 4 kişilik bir gezi uçağı ile dolaşmak da nasip oldu.
Hele Planör daha acayip bir şey. Motoru yok, pervanesi yok, yakıtı yok. Kocaman kanatları ile yerden yükselen termal enerjiyle uçuyor.
Saatlerce sadece bu sıcak enerji ile yüzlerce kilometre yol alabilen bir hava aygıtı. Planör'de metal bulunmadığından çok hafif ve radara da yakalanmıyor. Akşam uçuş bitince iki kişi kaldırıp 'uçağı' hangara götürüyorsunuz.
Demem o ki, havacılıkla az da olsa bir ilgim varu2026
***
Şimdi neden bunları yeniden hatırladım?
Türkiye'de çoğunluğu İsrail'de modernize edilen uçaklar 2002'den bu yana 13 kez düştü.
Toplam 14 pilotumuz şehit oldu.
Bu düşen uçakların hepsi Amerikan malı.
Vietnam'da filan kullandıklarından.
1970'li yıllardan itibaren bize satmaya başlamış.
En son 1996 yılında Amerika hurdaya ayırdığı bu uçaklardan bize 80 tane daha vermiş.
***
Geçen bir hafta içinde Malatya ve Konya'da toplam 3 uçağımız eğitim sırasında 'kaza' ile düştü. Altı pilotumuz şehit oldu.
Geçtiğimiz hafta haliyle Türkiye'nin gündemi de bu oldu.
Uydularla uçakların yazılım kodlarına müdahale edilip kilitlendiği,
yine yerden manuel olarak uçakların sistemine girildiği ve bu yüzden fırlatma koltuklarının dahi devre dışı kaldığı,
İsrail'in modernizasyon sırasında uçaklara casus yazılım yüklediği ve istediği zaman uçaklara müdahale edip onları düşürebildiği yazıldı, çizildiu2026
***
Türkiye'nin milli silah sanayini güçlendirdiği,
bölgede kendisinden habersiz operasyonlara izin vermeyeceğini açıkladığı,
kendi tank, roket, füze ve helikopterini yaptığı bir dönemde,
bu uçakların patır patır düşmeye başlaması gerçekten bir tesadüf mü?
***
Eylül 2013'te Sivas'ın Kangal ilçesi yakınlarında da bir F-4 uçağı düşmüş ama iki pilot uçaktan atlayarak kurtulmuştu.
Mesela Genelkurmay Malatya'daki kazada "Çarpışma" olmadığını kazanın, "Alçak irtifadan" kaynaklandığını açıkladı.
Aynı şekilde Konya'daki kazada da herhangi bir çarpışma yok.
Hepsine tamam ama uçağın irtifa kaybettiği veya düşeceği anlarda uçaklardaki tüm ikaz lambaları uyarı sinyalleri vermeye başlar.
Bunları gören pilotlar da fırlatma koltuğunun düğmesine basar.
Bu işlemden 0,25 saniye sonra pilot uçağın dışındadır.
Yaklaşık 2 saniye sonra da pilotun ana paraşüt kubbesi tamamen açılır.
Soru kısa ve net?
Neden hiçbir pilotumuz bu düğmeye basamadı?