Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.47
Gram Altın
2947.36
BIST 100
9877.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ekim 2024

Fırıncı ağabey

İnsanlık, Filistin topraklarına soykırımcı Siyonist İsrail’i kurdurarak dünyanın başına bela eden emperyalist ABD ve İngiltere’yi asla unutmayacak! Biz Müslümanlar da 76 yıldır bölgede masum kanı döken İsrail terör örgütünü hiç affetmeyeceğiz. Bizim kurduğumuz devletler sayesinde huzur, güven, adalet, barış ve kardeşlik iklimi sağlanmıştır. Bu yüksek medeniyetimizin temsilcilerinden bir büyüğümüz hakkında yazılan kitabı okuyorum.

Son yıllarda okuduğum en güzel eserlerden biri olan Fırıncı Ağabey Mehmed Nuri Güleç, Abdussamed Güleç tarafından kaleme alındı ve Nesil Yayınları tarafından neşredildi. Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin güzide talebelerinden Fırıncı Ağabey, sadece Nur talebeleri arasında değil bütün dindarlar, millî ve manevi değerlere sahip çıkan vatandaşlar arasında da çok sevilen, hürmet edilen bir büyüğümüzdü. Üstadın tabiriyle “Nurun Zembereği” ve “İstanbul’un Hüsrev’i”ydi. Azmi, sebatı, gayreti, heyecanı ve güler yüzüyle hepimize örnekti. “Mümine tebessüm sadakadır.” hadis-i şerifini en iyi ve hasbi olarak uygulayanlardandı.

92 yıllık ömrünü iman ve Kur’an hizmetine adayan büyüğümüzün 4. vefat yıldönümü münasebetiyle kurucularından olduğu ve başkanlığını yaptığı İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ile Yeni Dünya Vakfı, Eyüpsultan’da iki program düzenlediler. İkisine de geniş katılım oldu. Onun ve bütün müminlerin ruhlarına Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Tanıyanlar hatıralarını dile getirdi. Eseri okurken kahramanımızın destansı hayatını düşündüm, sonra da kendisini ilk tanıştığım günü. 1980’lerde tanıdığım örnek şahsiyetlerdendi Fırıncı Abi. Tevazuuyla gönüllerde taht kurmuştu.

Biricik emeli, derdi, meselesi Risale-i Nurları önce bütün vatan sathına, sonra da dünyaya yaymaktı. Bir ayağı İstanbul’daydı ama başta Isparta, Ankara ve diğer şehirleri de dolaşıyor, hizmet ediyordu. Üstadına Allah rızası için yardım ediyordu. Risalelerin neşri için vazifelendirilince “Bismillah” dedi. Türkiye’nin gönüllü en iyi naşirlerinden biri oldu. Eseri okuyunca hem hayret edecek, hem de hayran kalacaksınız. Bir insan bu aşka, şevke, heyecana nasıl sahip olabilir? Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine ve ABD’ye kardeşleriyle birlikte gidip hizmet eden, hattat Hâmid Aytaç’a yazdırılan “Tevafuklu Kur’an-ı Kerim”i yurtdışında bastıran, Risale-i Nurları neredeyse bütün dünya dillerine tercüme ettiren bir heyetin öncüsü olabilmek kolay mı? Bu ancak “istihdam-ı ilahidi”dir. Cenab-ı Allah’ın inayetiyle mümkündür. Yangın yerine döndürülen yerlerin ilk itfaiye erlerinden biridir Fırıncı Ağabey. O, imana muhtaç yüreklere avuçlarını, kucaklarını ve gönüllerini açan bahtiyarlar zümresindendir.

Eserin birinci bölümünde “Mehmed Fırıncı Ağabey’in Dilinden Hatıraları”nı okuyorum. Anlatılanlar sadece bir şahsın veya cemaatin hikâyesi değil, ülkemizde yaşanmış büyük bir destanın terennümüdür. Nasıl koşulmuş, nasıl çalışılmış ve nasıl hizmet edilmiş? O fedakârlığı, feragati, sabrı, cehdi nasıl gösterebilmişler? Dünya ve nimetlerine sırtlarını çevirip ulvi davayı nasıl sırtlayıp taşımışlar? Eserde Fırıncı Ağabey’in çocukluk yıllarını, ailesini kendi lisanından okuyoruz. Tatlı, sürükleyici ve ahenkli bir dil. Muazzam bir İstanbul Türkçesi. Samimi bir üslup ve eda. “Çocukluğumda ninemin bize öğrettiği dualar, zikirler vardı.” diyor ve devam ediyor. Necip Fazıl’ın Büyük Doğu dergisi vasıtasıyla önce Risale-i Nurlarla ardından Bediüzzaman’la tanışmanın ilgi çekici hikâyesi… Sonra da son nefese kadar devam eden muhteşem sadakat. Olağanüstü çalışma, koşturma, mücadele ve hizmet ruhuna sahip oluş hâli. Bir ‘fırıncı’dan bir ‘kahraman’ı ancak üstad çıkarabilirdi. “Ne iş yapıyorsun?” sualine “Fırıncılık yapıyoruz.” cevabı. Bu hararetli ve ‘sevaplı’ iş, daha sonra fevkalâde bir enerjiye dönüşecektir. Tıpkı “Somuncu Baba”da olduğu gibi. Fırıncı Ağabey, fikrimce Çağımızın Somuncu Babası’ydı.

En mühim özelliği bütün Ehl-i İman’la muhabbet etmesi, hiç kimseyi “kardeşlik halkası”ndan ayırmaması, herkesi kucaklamasıydı. Pek çok toplantıya davet ettik, hiç kırmadı, meclislerimizi şereflendirdi. Etrafında bir sevgi halesi meydana geldi. Geçmişte Gönenli Mehmed Efendi gibi âlimlerle dostluk kuran Fırıncı Ağabey, ömrünün ahir demlerinde de Metin Balkanlıoğlu gibi gönül insanlarıyla bir araya gelmiş ve “İman kardeşliği”nin önemini dosta/düşmana göstermişti. Dâhilde bu birlik ve beraberlik ruhuna, İttihad-ı İslam fikriyatına ehemmiyet veren ağabeyimiz, devletimize düşman, milletimize hasım, ümmetimize karşı olan güruhla en sert şekilde mücadele etti. Türkiye’yi parçalamak isteyen ABD ve diğer emperyalist ülkelerin maşası olan ihanet hareketi FETÖ’ye karşı en çetin mücadeleyi yapanlar arasındaydı. 15 Temmuz Destanı’nın manevi kumandanlarındandı. Alçak, kanlı ve vahşi darbe teşebbüsünden sonra bir ay boyunca yurt çapında ‘vatan ve demokrasi nöbetleri’ tutuldu. O nöbeti tutanlardan biri de Fırıncı Ağabey’di. Ömrüm boyunca o sahneyi unutamam: Saraçhane’de belediye binası önünde bir ay boyunca sabahlara kadar beklemişti. 222 sayfalık eserin her sayfası kıymetli, her paragrafı değerli, her satırı önemlidir. Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görebilmek, anlayabilmek, idrak edebilmek ve şükredebilmek için bu eser okunmalıdır. Elhamdülillah gözü açık gitmedi. Üstadı gibi çok istediği iki hizmeti de dünya gözüyle gördü. Ayasofya Camii açılmış, Risale-i Nurlar Devlet (Diyanet) eliyle neşredilmişti. Bu hizmetleri yerine getiren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, diğer ağabeylerle birlikte teşekkür etmişti. Fotoğraflarla süslenen, hatıralarla bezenen bu ufuk açıcı, ümit verici mükemmel eseri, hepinize tavsiye ediyorum.