Fırat’ın doğusu ve ABD’nin sancısı
Bir süredir iç siyasetteki gelişmeleri kaleme alıyoruz. Türkiye odaklı çevremizde ise hızlı gelişmeler yaşanıyor. S-400 ve F-35 konuları ABD-Türkiye ilişkilerini ciddi derecede yönlendirirken Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz merkezli gelişmeler ise enteresan.
Türkiye Suriye ve Irak konusunda bugüne kadar olmadık kadar kararlı ve sabırlı davranıyor. Türkiye kararlılığını Pençe harekâtı ile ortaya koydu. Koymadan önce ABD’nin hem Peşmerge’ye hem de PKK-PYD’ye yönelik Türkiye’yi tehdit eden yeni stratejileri dikkat çekti. Pençe harekâtının ilk günlerinde ABD’nin PKK ile girdiği çok özel girişimlere yönelik kararlı ve sert tedbirler ortaya koydu. Aldığı riskler ile ABD’ye aslında şaka yapmadığını gösterdi. ABD’nin Diplomatlarımıza ve vatandaşlarımıza yönelik saldırı ve kaçırma girişimleri aslında bu Peşçe harekâtı sırasında yediği darbelerin karşı hamlesidir.
Son günlerde ABD ile Türkiye Genel Kurmay ve Savunma Bakanlıkları düzeyinde yoğun bir iki görüşmeler gerçekleştiriliyor.
Anlaşıldığı kadarı ile ABD-Türkiye arasında S-400 ve F-35 gelişmelerinin ardından başlayan ikili görüşmelerde pek bir ilerleme kaydedilmedi. Dediğimiz gibi Türkiye Cerablus, Afrin ve Mümbiç ile birlikte takvime bağladığı konularda ABD ile ortak bir yol bulmak istiyor. Fakat ABD bölgede Türkiyesiz bir alanda ısrarcı. Böyle bir noktada Türkiye’nin sabrının çok fazla olmayacağı bellidir.
Türkiye’nin durumu şüphesiz özellikle kendinin geliştirdiği savunma sistemleri ve bunlara ilave s-400’lerin resmen gelişi ile birlikte her geçen gün daha güçleniyor. ABD ise hem Doğu Akdeniz’de hem Suriye’de ve Irak’ta gayrı resmi olarak yerel güçler görüntüsünde yeni silah takvileri ile birlikte yeni stratejiler oluşturma peşinde. Aslında şu an ABD ve Türkiye’nin bölgede bir birlerine karşı strateji savaşları hüküm sürüyor. Bu strateji mücadelesinin bir noktasında Türkiye özellikle dünyaya deklare ettiği Fırat’ın doğusu konusunda kırmızıçizgilerini daha fazla çiğnetmek istemeyecek. Bu durumu hem uzmanların hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü açıklamalarında açıkça görmek mümkün.
Gelen farklı bilgilere göre ABD önümüzdeki günlerde Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin hâkim olduğu yerlerde uçuşa yasak bölgeler ilan etmeye hazırlanıyor. Türkiye bu konuda kesinlikle müsaade etmeyeceğini ABD’ye bildirdi. Bu durum için PYD’nin kesinlikle dağıtılması masada. Yoksa Türkiye silahsız şekilde almak istediği Fırat’ın Doğusu konusunda silahlı müdahaleye mecbur kalacak.
Öyle görülüyor ki Irak-Suriye-İdlip-Doğu Akdeniz hattında ABD almak istediği inisiyatife karşı Türkiye gerekeli tedbirleri alıyor.
Türkiye son zamana kadar konuların silahsız ve çatışmasız çözülmesi çabalarını sürdürdü. Fakat gelinen noktada bıçak kemiğe dayanmak üzere. ABD ile direk veya maşaları üzerinden ciddi bir çatışma dönemine giriyoruz. ABD Türkiye’nin kararlılığını anlamak zorunda. İlerleyen dönemde ABD bölgede Türkiyesiz at koşturma hayallerinden vazgeçmek zorunda kalacağı gibi yaptığı hatalar ile Türkiyeli bile bölgede kalması zorlaşacak.
Kalın sağlıcakla…