Fırat''ın doğusu da batısı da...
Amerika’nın, PKK’nın üst düzey isimleri için ödül koyduğu şu günlerde PYD’li teröristlerle ABD Gaziler Günü kutlamasında buluşması manidar bulundu.
KAŞIKÇI cinayetinin ardından köşeye sıkışan ve kendince belli tavizler vermek zorunda kalan veya öyle bir görüntü sergileyen Amerika, bir yandan PKK’nın Suriye uzantısı PYD’ye silah mühimmat ve asker desteğine devam ederken diğer yandan da PKK lider kadrosunun başına ödül koyduğunu açıkladı.
‘Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü’ denir durduk yere bir taltif geldiğinde beklenmedik yerden. Geçtiğimiz hafta ABD, PKK’nın üst düzey kadrosuna ödül haberi böyle bir şeydi.
On sekiz bin TIR dolusu silah yardımı yaptığı, birlikte devriye gezdiği, hatta daha dün ABD’li subayların Menbiç'te "YPG-PKK'lıların, Amerikan Gaziler günü" için düzenledikleri yemekli organizeye katıldığı ortadayken, PKK kadrosuna ödül koyuyor olması, ABD’nin her zaman yaptığı gibi bizim aklımızla dalga geçmeye çalıştığını gösterir.
Bir danışıklı dövüş
ABD’nin Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan için yaptığı duyuru.
ABD’nin PKK hamlesi danışıklı dövüştür. Devletimiz bunu gördüğü için bu hamleyi “PKK’yı hedefe koymuş gibi göstererek PYD’yi meşrulaştırma hamlesidir” açıklamasıyla şerh düşerek karşıladı.
Israrla tekrar ediyoruz. ABD ve İsrail bu bölgede kendi kontrollerinde bir PKK devleti kurmak için her şeyi yapacaktır. 15 Temmuz gerçekleşseydi ilk ve kati neticesi de bu olacaktı.
ABD için asıl olan İsrail’in güvenliği, İsrail için ise Arz-ı Mevud’u gerçekleştirmek…
Bölgede ikinci bir İsrail, yani bütün bölge ülkeleriyle düşman, onlara rağmen zorla kurdurulmuş bir ülke gerekli bu planı yerine getirebilmek için.
Bitiş noktası Kandil
Bize göre Afrin Operasyonu başladığında bitiş noktası Kandil olmalıydı. Fırat’ın Doğu’su da Batı’sı da bizim güvenliğimiz noktasında hayatidir. Öncelikle Fırat’ın Doğu’su söylemini bırakmamız gerek. Orada, hangi noktada olursa olsun açılacak bir gedik, hızla ve engellenemez bir şekilde büyüyecek durumdadır. Emperyalizmin yeni yüz yılda oluşturmak istediği yeni dizaynın en vazgeçilmez ve gerekli unsuru kendilerine bağlı bir PKK devleti oluşturmak.
Kürt Devleti demiyorum. Müslüman Kürtlerin emperyalist Amerika’nın oyuncağı olmayacaklarını bildikleri için ısrarla PKK-YPG kadrosunu güçlendiriyorlar. Şu an YPG üst kadrosunun çoğunluğu zaten Müslüman olmayan unsurlardan oluşturulmuş durumda.
Nusayrilere iktidar verdi
Her dönem aynı oyunu oynadı emperyalistler. Müslüman Coğrafyada Müslüman milletlerin içinde kendi çıkarına olan ve İslam’a düşman olan azınlıkları destekleyerek onlara güç ve temsiliyet verdi. Ve onlar üzerinden Müslüman halkı kontrol etti yıllarca. Suriye’de olan buydu. Yüzde on bile olmayan Nusayrilere iktidarı verdi yüzde doksanı kontrol etti. Bizde de farklı değildi durum. Aynı şeyi şimdi Kürt milletine yapmaya çalışıyor. PKK-YPG gibi İslam’a düşman, emperyalizmin emrinde olan azınlık ama eli silahlı grupları destekleyerek milyonlarca Müslüman Kürdü kendisine köle yapmaya ve bu durumun üzerinden de bölgedeki siyasetini yürütmeye çalışıyor.
Müslüman ve emperyalist oyunların farkında olan Kürt kardeşlerimizi destekleyerek PKK-YPG’yi atfedilen “temsil” misyonu sona erdirilmeli.
Bunun farkında olarak yapılacak şey, bir yandan askeri olarak hiçbir taviz vermeden bütün sınır hattını kontrol altına almak diğer taraftan bu azınlıkların temsiliyetini bitirecek siyasi hamle yapmak gerek.
Yeni bir darbe zemini aranıyor
Ama son zamanlarda ülkemizde yaşananlara bakılırsa yeni bir darbe zemini hazırlandığını görmemek için kör olmak lazım. Birileri yine ortam hazırlığına başlamış, birileri de ellerini ovuşturarak bekliyor. Göz göre göre yapılıyor her şey. Aynı tuzağa tekrar düşülmemeli. Bu mesele sadece içerde hakimiyet sağlama meselesi değil, ülkenin geleceğiyle alakalı.
15 Temmuz Fetö darbesi değildi. ABD-İsrail’in Fetö ve diğer unsurları kullanarak yapmaya çalıştığı bir darbeydi. Büyük bölgesel planın bir parçasıydı. Geri püskürtüldü. Fakat plân hala yürürlükte ve ilmek ilmek örülmeye devam ediyor.
Bunun farkında olmalıyız. İşgalci güçlerin algı operasyonlarıyla zihnimiz iğdiş edilirken, atı alan Üsküdar’ı geçmesin. Tek kaygımız budur bizim.
Allah vatana ve millete zeval vermesin.