Finansal Yeniden Yapılandırma, Geç Olmadan
Ekonomilerde basiret mesafesi çok önem arz ediyor.
Makro veya mikro verilerin tahminindeki isabet bu öngörüyü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda yapılacak yatırım kararlarından “gelecekte çok fonksiyonlu pozisyon almaya” kadar tüm ekonomik vakaları ilgilendiriyor ve etkiliyor…
Ülkemiz ekonomisi maalesef dış ticaret açığı gibi önemli ve kronik bir yapısal soruna sahip.
Bu probleme maruz kalan ekonomiler kur artışlarında kısa ve orta vadede finansal sıkıntılarla karşılaşıyor…
Son 2 ayda gerçekleşen aşırı kur artışı ekonomide bazı dengelerde hasar bıraktı.
Yaptığı ithalatın yüzde 70’i ara malı olan Türkiye Ekonomisi kur artışı ile beraber şirketlerin finansal yapısında “öngörülemeyen sıkışıklıklara” sebep oldu.
BDDK da devrede…
Bu sorunu gören Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) da genel çerçeveli bir düzenleme yaptı.
BDDK tarafından yayımlanan yönetmeliğe göre:
- Finansal sektöre olan borçların yeniden yapılandırılması için çerçeve anlaşmalar yapılabilecek,
- Çerçeve anlaşma kapsamında kredi borçlarının vadeleri uzatılabilecek,
- Borçluların kredileri yenilenebilecek,
- Borçlulara ilave kredi verilebilecek,
- Her türlü alacağın indirilmesi ya da bu alacaklardan vazgeçilmesi mümkün olabilecek.
Bu bağlamda Türkiye Bankalar Birliği tarafından da “finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşması” düzenlendi ve ilan edildi.
Geç olmadan…
Kur artışı, özel sektör aktörlerinin işletme sermayesi ihtiyacını ikiye katladı…
Bu durum işletmelerin bütçesinde açıklara sebep oldu.
İşletmelerin normal mekanizmalarının kullanılamamasını, likidite sıkışıklığını ve sermaye yetersizliğini netice verdi.
Bu problemin çözülmesi gerekiyor…
Bu gibi hallerde şirketler işletme sermayesi ihtiyacını karşılamak için genellikle:
- Ya dış finansman (kredi) bularak kaldığı yerden devam ederler,
- Yahut kur karşısında eriyen işletme sermayeleriyle yetinerek durumu idare etmeye çalışırlar.
İkinci seçeneğin gerçekleşmesi ekonomide küçülmeye sebep olur.
Bu sebeple uygun koşullarla gerçekleşecek finansal yeniden yapılandırma çalışmaları ile 6 ay ile 1 yıl arasında değişecek sürelerle özel sektör aktörlerinin (şirketlerin, işletmelerin) “nefes kredileriyle” veya “ödeme ötelemesiyle” rahatlatılması gerekiyor…
Limit çok yüksek…
Türkiye Bankalar Birliğince açıklanan “finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşması” yapılandırılacak alacak limitini 100 milyon TL üstü olarak belirliyor.
Bu üst limit özellikle likidite sıkışıklığını yaşayan KOBİ’leri kapsam dışı bırakıyor. Ve çözüm olmaktan uzak kalıyor…
Problemin “yara sar” merkezli bütünsel bir kapsama alanıyla tedavi edilmesi gerekiyor.
Bu sebeple kur artışı sürecinden dolayı sıkışıklık yaşayan işletmelerin tümünün çerçeve anlaşmalarından faydalandırılması gerekiyor…
Aksi takdirde… Konkordatolar daha da artabilir…
Geç olmadan… Dürüst, samimi, iyi niyetli işletmeleri rahatlatmak gerekiyor…