Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Temmuz 2020

Finansal Okuryazarlığın Önemi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hafta başında ekonomik güven endeksini yayımladı. Aslında bugün sadece bu konuya yer verecektim. Ancak verinin açıklanmasının ardından, çıkan sonuçları fazla iyimser bulanların yorumlarını okuyunca finansal okuryazarlığın önemine değinmek istedim.

Finansal okuryazarlık bireyin parasını, gelirini, harcamalarını ya da servetini yönetecek kadar finansal bilgiye sahip olması anlamına gelir. Bu, çok geniş bir tanım elbette. Kime sorsanız para olduktan sonra gerisi kolay der ancak gerçek şu ki parayı korumak parayı kazanmaktan çok daha zordur. Finansal anlamda atılan her adım makul ve kazanma hedefine yönelik olmalıdır. Hedef sözcüğünün yerine kullanılan diğer bir kelime de maksattır. Maksat “kasd” kelimesinden türemiştir. Bu kelimeden türeyen diğer bir kelime de iktisattır.

Günümüzde finansal ve ekonomik gelişmeleri takip etmek gelişen teknolojiler sayesinde artık çok kolay. Fakat bu bilgileri analiz edip işinize yarayacak şekilde kullanmak için biraz tecrübe gerekiyor. Tecrübe kazanmak için de bazı temel kavramları öğrenmek lazım. Çünkü bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmuyor ve ne yazık ki bilgi eksikliği hatalı yorumlara sebebiyet veriyor.

Örneğin; en son açıklanan ekonomik güven endeksini ele alalım. TÜİK’in verilerine göre ekonomik güven endeksi Mayıs ayında 61,7 iken, Haziran ayında yüzde 19,1 oranında artarak 73,5 değerine yükselmiş.

Bu verinin doğruluğundan şüphe edenlerin yorumlarından anladığım kadarıyla, güven endekslerinin ne anlama geldiğini bilmeyip değerlendirme yapanlar iki farklı bakış açısına sahipler. Birinci grup şu şekilde anlamış, 100 kişiye ekonominin gidişatı nasıl diye soruluyor ve bu 100 kişiden 73’ü de iyi diyor. Diğer grup ise, çok sayıda kişiye “ülke ekonomisine 100 üzerinden puan verin” denilmiş ve genel ortalamaya göre sonuç 73,5 puan çıkmış sanıyor.

Halbuki güven endeksleri 0-200 aralığında değer alır. Endeksin 100'den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100'den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Haziran ayına ait endeks 73,5 değer ile 100’ün altında kalmış. Ancak endeksin hem aylık bazda yüzde 19 artması hem de 100 değerine yaklaşmış olması olumlu olarak değerlendirilebilir. Özellikle yüzde 22,2 artan reel kesim güven endeksi ve konut kredi faiz oranlarının düşmesiyle birlikte yüzde 33,1 artan inşaat sektörü güven endeksi umut verici bir tablo çiziyor.

Güven endeksleri yorumlanırken yapılan bir hata da ters yönlü işleyen alt endekslerle ilgilidir. Örneğin tüketici güven endeksinde, işsiz sayısı beklentisi endeksinin artması, işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini gösteriyor.

Tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin beklenti endeksinin artması da tüketici fiyatlarında düşüş beklentisine, azalması ise tüketici fiyatlarında artış beklentisine işaret ediyor.

Diğer ekonomik göstergelerle ilgili de bazı yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Yeri geldikçe paylaşmaya devam edeceğim.

[email protected]