Finansal Entelektüellere İhtiyacımız Var!
Bugünün dünyasında, özellikle siyasal ve ekonomik olay ya da gelişmelerin arka planında neler olduğunun, bu gelişmelerin sebeplerinin ve sonuçlarının ne şekilde tezahür ettiğinin iyi anlaşılabilmesi için üç konuya iyi derecede vakıf olmak gerekiyor. Birincisi, dinler tarihi, ikincisi iktisat tarihi üçüncüsü siyaset felsefesi. Bu üç alandan yeteri kadar beslenmeyen hiçbir entelektüel ya da uzman dünyada olup biteni yeteri kadar sıhhatli anlayamaz ve yorumlayamaz. Üstelik bu kişinin Harward’da ekonomi eğitimi alması, birkaç yabancı dil bilmesi de, bu alanlardan yeteri kadar beslenmemişse kendisini kurtarmayacaktır.
Paranın nasıl doğduğunu bilmezseniz bugünün dünyasında, parayla nasıl hükmedildiğini anlamakta güçlük çekersiniz. Paranın patronlarının, parayı büyütmek ve paradan maksimum gücü elde etmek için hangi yöntemleri kullandıklarını bilmezseniz iktidarın ne şekilde kullanıldığını ve ne şekilde elde tutulduğunu anlayamazsınız. Dünyada söz sahibi olmuş büyük kapitalistlerin hangi felsefe, inanç ya da ideolojiye yaslandığını anlayamazsanız dünyada olup biten savaşların, darbelerin, krizlerin ne şekilde doğduğunu ve ne şekilde sonuçlandığını anlamanız ve ölçmeniz mümkün olmaz. Salt bilimsel metinler dünyada olup biten her şeyi yorumlamak için size yeterli veriyi sağlayamazlar. Çünkü bilimde spekülasyon, metafizik, inançlar, komplo teorilerine yer yoktur. Bilim bu sahadan doğası gereği uzak durur.
Gündelik ekonomik ve finansal gelişmelerin anlaşılması ve yorumlanması için belki komplo teorilerine, metafiziğe ihtiyaç yoktur ancak, bu hareketlerin arka planında duran yönetici elitin bilinmemesi ve tanınmaması durumunda doların neden yükseldiğinin, genel fiyatlar seviyesinin neden arttığının, ekonomik krizlerin neden patlak verdiğinin ancak yüzeysel şekilde analiz edilmesi mümkün olacaktır. Tam bu noktada aysberg metaforunu kullanacak olursak olan bitenin bir de suyun altında görünmeyen kısmı var. O görünmeyen kısım hakkında fikir yürütebilmek için sahnenin arkasında olan bitenin ve kurulan senaryoların, sahnenin arkasındaki esas aktörlerin iyi bilinmesi gerekiyor.
Diğer taraftan sahnenin önünde sergilenen oyunu iyi anlayabilmek için de olaylar, sebepler, aktörler, akış, yöntem ve politika hakkında da esaslı bilgilere sahip olmanız gerekiyor. Paranın, insanın, bilginin ve ürünün sınır tanımaksızın dolaştığı günümüz dünyasında ulusal ve uluslararası ölçekte bu dört kalemdeki hareketliliğin nedenlerini, niçinlerini, sonuçlarını iyi bilmeniz gerekiyor.
Para nasıl yer değiştiriyor? Bilgi ne şekilde yer değiştiriyor ve ne şekilde speküle ediliyor? Ürünün küresel piyasalarda hareketliliği nasıl mümkün oluyor? Transfer, ödeme, kabul ve standardizasyon ne şekilde gerçekleşiyor. Bütün bunlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan devletler, şirketler, kurumlar ve kuruluşlar çağın ve yaşanan olayların gerisinde kalmaya, pasif duruma düşmeye, sadece izleyici pozisyonda kalmaya mahkumdurlar.
Özellikle finans ve para hareketleri konusunda çok iyi yetişmiş insanlara ihtiyacımız var. Devletin, hükümetin, şirketlerin ve kurumların bu alanda iyi yetişmiş analistlere ihtiyacı var. Piyasa aktörlerini, davranışlarını, paranın takip ettiği seyri iyi okuyacak, üretilecek politikalara bu anlamda katkı sunacak insanlara ihtiyaç var. Çünkü parayı yönetemeyen devletler ve şirketlerin başarılı olması mümkün değil. Yatırım alamayan ve yatırım yapamayan bir ülkenin kalkınması mümkün değil. Öte yandan ekonomik istikrarın olmadığı bir ülke asla ilerleyemez ve gelişemez. Tam da bu sebeplerden ötürü özellikle devletin ve hükümetin bu alanda yetişmiş çok sayıda insana ihtiyacı var.
Ekonomi bürokrasisinde, özel sektörde, ekonomi yayını yapan yazılı ve görsel medyada ekonomi ve finans konusunda çalışan pek çok eğitimli insanımız var. Bunların önemli bir kısmı yurtdışında eğitim almış, yabancı dil bilen, kendi uzmanlık alanında bilgili insanlar. Ancak bahsettiğimiz ölçekte donanımlı insan sayısı gerçekten az. Şimdiden kolları sıvayıp bir şeyler yapmamız lazım.