Finans Sektörü OVP ve Yapısal Önlemleri Bekliyor
Bu seneki ana teması “Ticaret Savaşları ve Sanayinin Finansmanı” olan 9. İstanbul Finans Zirvesi (IFS 2018) yapıldı. Zirvenin ilk gününde küresel ve bölgesel gelişmeler nedeniyle ticaretin zorlaştığı; bu nedenle de sanayinin finansmanının günden güne daha ciddi bir sorun haline geldiği ele alındı. Açılış konuşmalarını Türkiye’nin önde gelen bankalarının genel müdürleri ve SPK Başkanı yaptı.
SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, STA ile gelişen küresel ticaretin son dönemde zorlaştığına dikkat çekerek reel sektörün finansmanının öneminin arttığını belirterek yapısal önlemlerle nitelikli yatırımlara finansman kolaylığı sağlanmasının önemine vurgu yaptı. ABD’nin vergi ve miktar kısıtlama yoluyla kendi piyasalarını korumayı amaçladığını fakat bu durumun uzun vadede en çok yine ABD’ye zarar vereceğini belirtti.
Albaraka Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Melikşah Utku “2008 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz sonrasında Merkez Bankalarının öncülüğünde ciddi bir parasal genişleme yaşandı. Ekonominin yeniden rayına oturtulması, büyümenin canlandırılması için ciddi bir uğraş verildi. Son zamanlarda ise Amerika ekonomisinin toparlanmaya ve gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının yaşanmaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir ortamda; ‘parasal genişleme sona erdi, parasal sıkılaştırma geliyor, bununla nasıl baş edeceğiz’ derken, bütün dünya kendini birdenbire küresel ticaret savaşlarının ortasında buluverdi. Aslında son dönemde ülkemizde yaşadığımız dalgalanmada kendi iç meselelerimize ek olarak bu dışsallıkların etki ettiğini söylemek mümkün. Buna rağmen, küresel risklerin arttığı bir ortamda Türkiye için ürün ve pazar çeşitliliğinden dolayı ciddi fırsatlar vardır. Türkiye ekonomisinin temelleri sağlamdır ve bizler de katılım bankaları olarak ekonomiye destek veriyoruz. Örneğin, konvansiyonel bankaların toplam kredileri içerisinde imalat sanayi payı %19 iken, katılım bankalarında bu oran %30’dur. Bunun yanı sıra toplam kredilerde KOBİ kredilerinin aldığı oran katılım bankalarında %40 iken aynı oranı bankacılık sektöründe %27 olarak görüyoruz.“ diye konuştu.
Bankacılık sektörünün güçlü mali altyapısı ve yüksek aktif kalitesiyle ekonomiye değer katmaya kararlı olduğunu belirten Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan “Ülkemiz yapısal reformların ve hızlı karar alabilen yeni yönetim sisteminin olumlu etkisiyle ekonomik gelişimini sürdürecektir. Bir önceki yüzyılda yaşanan krizlerden önemli dersler çıkarmış olan finans sektörünün küresel ve bölgesel olarak yaşanan şartlardan alnının akıyla çıkacağını görebiliyoruz. Şundan da eminiz ki, bu süreçte Bankacılık sektörü de daha güçlü bir Türkiye için yenilikçi projeler geliştirmeye devam edecektir. Yerli ve milli markalarımızın öne çıktığı, sanayimizin gelişerek ihracatta daha güçlü olmayı hedeflediğimiz yeni dönemde ekonominin en güçlü destekçisi yine bankacılık sektörü olacaktır.” dedi.
Vakıfbank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, küresel ticarete ilişkin alınan tek taraflı kararların uluslararası kural ve teamülllere aykırı olduğu kadar ticaretin kendi doğasına da aykırı olduğunu ifade etti. Banka olarak sanayinin, uzun vadeli yatırımların ve milli ekonominin finansmanı için kaynak temin ederek reel sektörü desteklemeye devam ettiklerini vurguladı.
İki gün süren Zirve’de 40’tan fazla yerli ve yabancı panelist yer aldı. Önümüzdeki günlerde diğer kıymetli konuşmacıların da değindikleri hususları sizlerle paylaşacağım.