Filler tepişirken ezilen çimenlerdir
Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘’Yeniden Güçlü Rusya’’ hedefiyle birlikte gerek Avrupa devletlerini gerekse ABD’yi Ukrayna’da bir kez daha karşı karşıya getirmiştir. Hatırlanacağı gibi Rusya 2014 yılında Kırım’ı işgal etmişti. Rusya’nın dış politikadaki bu sert tutumu, ABD üzerinde adeta bir şok etkisi yaratmıştır.
Dünyanın en büyük askeri kapasitesini elinde
bulunduran bu iki devlet de, Ukrayna’yı yayılmacılık için bir sıçrama tahtası
olarak görmektedir. ABD Ukrayna üzerinden doğuyu, Rusya batıyı kontrol etmeye
çalışmaktadır.
ABD, Rusya’nın enerjiyi bir dış politika aracı
olarak kullanmasından, Rusya ise, ABD’nin doları bir baskı aracı olarak kullanmasından
rahatsız olmaktadır. Ukrayna ise iki ihtiraslı yayılmacı gücün arasında
ezilmektedir.
Ukrayna, gerek jeopolitik, gerek jeostratejik
bakımdan oldukça önemli bir konuma sahiptir. Tarihsel süreçte Rusya’nın nüfuz
alanı içerisinde bulunan Ukrayna, günümüzde Avrupa’ya güvenli enerji ulaşması
açısından önemlidir.
Ukrayna’nın bu özel coğrafi yapısı, uluslararası
güç dengeleri bakımından rekabeti kızıştırmaktadır. ABD, Ukrayna’nın Avrupa ile
bütünleşmesini desteklemesi, Moskova’yı oldukça rahatsız etmektedir.
ABD’nin bu tutumuna mukabil, Rusya oyun alanını
eşitlemek için Latin Amerika ülkeleri üzerinde çalışmaktadır. Geçtiğimiz
günlerde Rus dışişleri bakan yardımcısı Sergei Ryabkov, Venezuela ve Küba'ya
askeri altyapı konuşlandırmayı teklif ettiğini açıkladı. Bu ifadeler ABD’yi
epeyce endişelendirdi.
Bu açıklamadan kısa bir süre sonra, Rusya'nın
Venezuela büyükelçisi, Rus-Venezuela askeri işbirliği konusunu tekrar gündeme
getirdi. Büyükelçi: ‘’Venezuela
anayasasının yabancı üslere ev sahipliği yapmayı yasakladığını, ancak
limanlarda işbirliğini dışlamadığını’’ belirtti.
Soğuk
Savaş gerimi geliyor?
ABD ise, Rusya'nın bölgeye askeri teçhizat
yerleştirmesi hâlinde kararlı bir şekilde yanıt vereceğini söyledi. Ryabkov ‘un
açıklamalarından hemen sonra, ABD Hava Kuvvetleri Karayipler üzerinde bir keşif
uçağı uçurdu. Ancak ABD devamlı ‘’biri beş’’ gösterdiği hâlde, bu hareketi
geniş çapta duyurmaması dikkat çekiciydi.
Benzer şekilde Washington, Moskova ve Venezüella
hükümetlerinin faaliyetlerine çok fazla vurgu yapmaması da ilginçti. ABD, bu
konudaki rahatsızlığını resmi olmayan kişilere yaptırmayı tercih etmektedir. Bu
tutum Soğuk Savaş dönemini hatırlatıyor bize.
ABD medyasında, Rus diplomat Ryabkov ‘un
sözlerini ‘’Küba Füze Krizi'nin
anılarını canlandırdı’’ denildi. Rusya Putin’le birlikte toparlanmış olsa
da askeri varlıklarını Venezüella'ya taşıma fikri bugün için pek pratik
görünmemektedir. GF’da yer alan bir analizde: ‘’Rus tehdidinden ziyade Amerika’nın zayıflığı olarak düşünülmelidir’’ şeklinde
yorumlandı.
Toparlayacak olursak Ukrayna, büyük güçlerin
bölgesel stratejilerini gerçekleştirip yaptıkları hamlelerin ve stratejilerinin
anlaşılması için önemli bir alandır. Bugün Ukrayna üzerinden yürütülen
hegemonya mücadelesinin merkezinde Avrasya stratejisi bulunmaktadır.
Avrasya politikası ise, Avrupa ile Asya
arasındaki en stratejik yerde sınırları çizilen Ukrayna’nın denetimiyle mümkün
görünmektedir. Bu bağlamda ABD, Ukrayna’yı karıştırmaya çalışırken, Rusya’ya da
Venezüella ve Küba’yı karıştırmaya çalışmaktadır. Demem o ki, filler tepişirken
devamlı ezilen çimenler olmuştur.
[email protected]: @MehmetB78849685