Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
35.95
Gram Altın
3005.09
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Şubat 2022

Filler tepişirken ezilen çimenlerdir

Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘’Yeniden Güçlü Rusya’’ hedefiyle birlikte gerek Avrupa devletlerini gerekse ABD’yi Ukrayna’da bir kez daha karşı karşıya getirmiştir. Hatırlanacağı gibi Rusya 2014 yılında Kırım’ı işgal etmişti. Rusya’nın dış politikadaki bu sert tutumu, ABD üzerinde adeta bir şok etkisi yaratmıştır.

Dünyanın en büyük askeri kapasitesini elinde bulunduran bu iki devlet de, Ukrayna’yı yayılmacılık için bir sıçrama tahtası olarak görmektedir. ABD Ukrayna üzerinden doğuyu, Rusya batıyı kontrol etmeye çalışmaktadır.

ABD, Rusya’nın enerjiyi bir dış politika aracı olarak kullanmasından, Rusya ise, ABD’nin doları bir baskı aracı olarak kullanmasından rahatsız olmaktadır. Ukrayna ise iki ihtiraslı yayılmacı gücün arasında ezilmektedir.

Ukrayna, gerek jeopolitik, gerek jeostratejik bakımdan oldukça önemli bir konuma sahiptir. Tarihsel süreçte Rusya’nın nüfuz alanı içerisinde bulunan Ukrayna, günümüzde Avrupa’ya güvenli enerji ulaşması açısından önemlidir.

Ukrayna’nın bu özel coğrafi yapısı, uluslararası güç dengeleri bakımından rekabeti kızıştırmaktadır. ABD, Ukrayna’nın Avrupa ile bütünleşmesini desteklemesi, Moskova’yı oldukça rahatsız etmektedir.

ABD’nin bu tutumuna mukabil, Rusya oyun alanını eşitlemek için Latin Amerika ülkeleri üzerinde çalışmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Rus dışişleri bakan yardımcısı Sergei Ryabkov, Venezuela ve Küba'ya askeri altyapı konuşlandırmayı teklif ettiğini açıkladı. Bu ifadeler ABD’yi epeyce endişelendirdi.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra, Rusya'nın Venezuela büyükelçisi, Rus-Venezuela askeri işbirliği konusunu tekrar gündeme getirdi. Büyükelçi: ‘’Venezuela anayasasının yabancı üslere ev sahipliği yapmayı yasakladığını, ancak limanlarda işbirliğini dışlamadığını’’ belirtti.

Soğuk Savaş gerimi geliyor?

ABD ise, Rusya'nın bölgeye askeri teçhizat yerleştirmesi hâlinde kararlı bir şekilde yanıt vereceğini söyledi. Ryabkov ‘un açıklamalarından hemen sonra, ABD Hava Kuvvetleri Karayipler üzerinde bir keşif uçağı uçurdu. Ancak ABD devamlı ‘’biri beş’’ gösterdiği hâlde, bu hareketi geniş çapta duyurmaması dikkat çekiciydi.

Benzer şekilde Washington, Moskova ve Venezüella hükümetlerinin faaliyetlerine çok fazla vurgu yapmaması da ilginçti. ABD, bu konudaki rahatsızlığını resmi olmayan kişilere yaptırmayı tercih etmektedir. Bu tutum Soğuk Savaş dönemini hatırlatıyor bize.

ABD medyasında, Rus diplomat Ryabkov ‘un sözlerini ‘’Küba Füze Krizi'nin anılarını canlandırdı’’ denildi. Rusya Putin’le birlikte toparlanmış olsa da askeri varlıklarını Venezüella'ya taşıma fikri bugün için pek pratik görünmemektedir. GF’da yer alan bir analizde: ‘’Rus tehdidinden ziyade Amerika’nın zayıflığı olarak düşünülmelidir’’ şeklinde yorumlandı.

Toparlayacak olursak Ukrayna, büyük güçlerin bölgesel stratejilerini gerçekleştirip yaptıkları hamlelerin ve stratejilerinin anlaşılması için önemli bir alandır. Bugün Ukrayna üzerinden yürütülen hegemonya mücadelesinin merkezinde Avrasya stratejisi bulunmaktadır.

Avrasya politikası ise, Avrupa ile Asya arasındaki en stratejik yerde sınırları çizilen Ukrayna’nın denetimiyle mümkün görünmektedir. Bu bağlamda ABD, Ukrayna’yı karıştırmaya çalışırken, Rusya’ya da Venezüella ve Küba’yı karıştırmaya çalışmaktadır. Demem o ki, filler tepişirken devamlı ezilen çimenler olmuştur.

[email protected]: @MehmetB78849685