Filistin'de gördüklerim
Filistin’de Gördüklerim, Osmanlı devlet adamı Müstakil Kudüs Sancağı Mutasarrıfı Ahmed Mâcid Gören’in hatıralarından oluşuyor.
Filistin’de Gördüklerim, Osmanlı devlet adamı Müstakil Kudüs
Sancağı Mutasarrıfı Ahmed Mâcid Gören’in hatıralarından oluşuyor.
Filistin toprakları tarih boyunca istilacıların,
sömürgecilerin, zalimlerin ve soykırımcıların iştahını kabartmıştır. Geçmiş
asırlarda Haçlı Hıristiyanlarının kirli saldırılarına uğrayan Filistin
toprakları, 1948 yılından beri de Siyonist İsrail’in kanlı işgallerine sahne
oluyor. Özellikle 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in Gazze, Kudüs ve Filistin’in
diğer topraklarında başlattığı ve hâlâ sürdürdüğü katliamlar bütün dünyada
şiddetli tepki çekmeye devam ediyor. Bilhassa İsrail terör örgütünün,
bebeklere, çocuklara, kadınlara ve bütün sivillere uyguladığı soykırım, dünyada
nefretle karşılanıyor. İsrail, artık dünyanın farklı dinlerine, kültürlerine ve
inanışlarına sahip olan insanlar tarafından öfkeyle eleştiriliyor, cinayetleri
şiddetle lanetleniyor. İnsanlığın vicdanını kanatan ve Siyonist İsrail’e karşı
yeryüzünde başlayan öfkenin yanı sıra bölgeye ilgi ve merak da artıyor.
Geçmişte veya yakın dönemde Filistin’le ilgili yazılmış olan yerli ve yabancı
kitaplar büyük ilgi çekiyor. İnsanlar, bu topraklarda yaşanmış olan hadiseleri
haklı olarak merak ediyor. İslam dinine olan alaka da giderek artıyor. Müstakil
Kudüs Sancağı Mutasarrıfı Ahmed Mâcid Gören’in Hatıraları” alt başlığıyla
okuyuculara sunulan Filisitn’de Gördüklerim kitabında, yaklaşık bir asır önceki
bölge bize tanıtılıyor. Bölgede ‘Kudüs Mutasarrıfı’ olarak görev yapmış olan
Osmanlı devlet adamının intibaları, son derece önemli. Ötüken Neşriyat’tan
çıkan eseri yayıma hazırlayan ise, müellifin torunu Osman Macit Söylemez.
Söylemez, kitabın sunuşunda şöyle diyor: “Ben doğmadan birkaç yıl önce vefat
ettiği için büyük dedem Ahmed Mâcid Bey’i görme fırsatım olmadı. Fakat
anılarını zaman zaman annemden dinleyerek veya okuyup çevremden edindiğim
bilgilerle hep tazeledim. Kendisinden bize intikal eden birkaç belge ve hatıra
da aramızdaki bağı her zaman perçinledi.” Aile hatıralarını yazmaya uzun yıllar
evvel başladığını belirten Osman Macit Söylemez, “Vatana hizmeti geçen her
insan saygıyı hak eder. Tarihimiz böylesine değerli ve kıymetli insanlarla
dopdoludur. Onlardan birinin dedem Ahmed Mâcid Bey olduğu su götürmez bir
gerçektir. Tarihin sayfalarında unutulmuş olması bu gerçeği asla değiştirmez.”
diyor. Çok doğru. Hakikaten bizim geçmişte yaşamış ve hizmet etmiş olan hiçbir
kahramanımızı unutmaya hakkımız yok. Bu hatıralara dair İbrahim Öztürkçü’nün
kaleme aldığı giriş yazısı sayesinde müellifimizi yakından tanıyoruz. Ahmed
Mâcid Bey’in hayat hikâyesini, aldığı tahsili, üstlendiği vazifeleri, yaptığı
hizmetleri teferruatlı biçimde anlatan Öztürkçü, müellifimizin eserlerinden de
bahseder. Ahmed Mâcid Bey’in Takvim-i Bahâr, Tarihçe-i Beşer, Telefon, Köy Evi
ve Müştemilâtı gibi eserleri olduğunu buradan öğreniyoruz. İstanbul Üsküdar’da
1 Aralık 1871 tarihide doğan Ahmed Mâcid Bey, 5 Nisan 1946 tarihinde Hakk’ın
rahmetine kavuşmuş ve Sahrayıcedid Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Önce
gazetede tefrika edilen şimdi de kitaplaşan Filistin’de Gördüklerim’de,
yazarımız Kudüs’ün nüfusunu, tarihini ve coğrafi konumunu, halkının dinî, sosyal
ve kültürel yaşayışını, Kudüslülerin ahlakını, dinî yaşayışlarını ve
mabetlerini iyi bir gözlemci olarak geniş biçimde dile getiriyor. Kitabın son
bölümünde Ahmed Mâcid Bey’in 1914’te hazırladığı özel albümünden seçilmiş
orijinal fotoğraflar yer alıyor.
EDEBİYATIN KADIKÖYÜ
İyi araştırmacı yazar Taner Ay’ın Edebiyatın Kadıköyü adlı
eseri, çok iyi bir semt monografisi olarak şehir kitaplığımızdaki yerini aldı.
Olağanüstü bir sayfa tasarımı ile okurun önüne çıkan kitapta, semtin kültür
dünyası, sanat âlemi, ünlü şairleri, yazarları ve bütünüyle sanatçıları gözler
önüne seriliyor. Kitabın sayfalarını karıştırdıkça, bir semtin, bulunduğu
şehrin parçası olduğunu, bir şehrin de tamamıyla o ülkenin yansımasından ibaret
olduğunu anlıyoruz. Ahmed Midhat Efendi, Ahmed Rasim, Neyzen Tevfik, Nazım
Hikmet, Necip Fazıl, Tahsin Nahid ve Mina Urgan, eserde hatıraları ve
yaptıklarıyla adı geçen ediplerimizden sadece bir kaçı. Semtin çarşıları,
meşhurları, delileri, kütüphaneleri, kedileri ve bütünüyle ‘alamet-i farika’ları
akıcı bir üslup ile önümüze konuyor. En çok notlar aldığım ve sevdiğim
kitaplardan biri oldu Edebiyatın Kadıköyü. Kitabın kapağını,
Haydarpaşalı/vapurlu bir resim ve semtin simgesi bir kedi figürü süslüyor.
Zevkle okunan renkli, tatlı bir kitap.
SAKLI SÖZLÜK
Türkçemizle ilgili her yayın ilgimi çeker. Bilhassa
sözlükler benim için daha da cazip. Zira her gün konuşmalarımızda ve
yazılarımızda kullandığımız kelimeleri bize hatırlatır bu lügatler. Küçüğüne,
büyüğüne bakmamak gerek. Benim kütüphanemde hatırı sayılır bir uzun rafta
sözlüklerim vardır. Şimdi onlara Kemal Ateş’in hazırladığı Saklı Sözlük de
eklendi. Bir defa zihinlerde canlandığı gibi
büyük boy, çok sayfalı ve birkaç ciltli bir sözlükten bahsetmiyorum. Roman
boyu 240 sayfalık bir çalışma. Okura, “Dil dışı Bırakılmış Bir Dilin Sözlüğü”
olarak sunuluyor. Kitabın başındaki “Saklı Sözlük Nasıl Bir Sözlük?” başlığı
dikkatimi çekiyor. Türkçenin kısacık bir tarihçesi var. Sonra da Saklı
Sözlük’ün, “Yüzyılların ihmali, ilgisizliği ve bilinçsizliği yüzünden dil dışı
bırakılmış bir dilin sözlüğü” olduğu vurgulanıyor. Kaşgarlı Mahmut, Refik Halit
Karay, Memduh Şevket Esendal, Reşat Nuri Güntekin, Osman Cema Kaygılı, Rıfat
Ilgaz gibi halk diline kulak vermiş yazarların kitaplarının taranarak bu
sözlüğün hazırlandığı belirtiliyor. Sadece yitik kelimelerin peşine düşülmemiş,
unutulmuş deyimler de hatırlanmış. Dilimizi seven herkesin, özellikle yazıp
çizenlerin, el altında tutmaları gereken faydalı bir araştırma.
KİTAP HİKÂYELERİ
Yazı kurslarımda öğrencilere “Her kitabın bir hikâyesi,
hatta bir kaderi vardır.” derim. Duyduklarımı, bildiklerimi, işittiklerimi ve
yaşadıklarını anlatırım. Talebelerin ilgisini çeker. Yaşanmışlıklardan ders
çıkarmalarını isterim. M. Şeref Özsoy’un Kitap Hikâyeleri bu minvalde hazırlanmış
kıymetli bir araştırma. Yayın dünyamızın, edebiyat âleminin saklı yönleri geniş
şekilde ele alınıyor. Telif savaşları, kitap kapakları, yazar-yayıncı
münasebetleri, edebiyatçıların kitaplara dair mektuplaşmaları, tashih konusu,
imza günleri, korsan kitap problemi, çalınan kitaplar, mahkemelik eserler, ismi
sonradan değişen romanlar. 180 sayfalık eseri okurken doğrusu yaşadığım, tanık
olduğum birçok olayı hatırladım. Yayın dünyasını az çok bildiğim için
anlatılanlar bana hiç de yabancı gelmedi. Aksine isimler, eserler, yayın
kuruluşları genelde tanıdık. Kısa anekdotlarla, minik hatıralarla, sevimli
dokunuşlarla kaleme alınan kitabı şevkle, severek okudum.
İKİ ŞİİR KİTABI
Genelde ince olan şiir kitaplarını okurken bu şiirlerden
bazılarını seçerim. İbrahim Daş’ın Gümrâh kitabını da bu dikkatle inceledim.
Şimdi de seçtiğim “Kerem Yüzü” şiirini sizinle paylaşayım: “Beni meclislerde
arama canım/Yerim yurdum bir gönül-dür bir gönül/Methiye pazarında yok
heyecanım/Ünüm şânım bir gönüldür bir gönül/Erkenden gördüm gelip de
geçeni/Varıyla akıl çelip de seçeni/Sen gel de yoğuma indir geçeni/Varım yoğum
bir gönüldür bir gönül/sev’ilmek olur urgan diye dolarsın/garibim, kime ne
anlatır da sorarsın/serilmek olur bahtın, dizgin bağrına/garibim, kire ne
parlatır da solarsın./çıkıntı susarım, dünyalık görürler/çırpındı pusatım,
hülyalık ölümler/çıtkırıldım, karınca güreşinde bileğim/anız yaktı, güya kırk
dönümler.” Neslihan Magunacı’nın Seyrek Ekim’de ise, kitaba adını veren şiirin
ilk mısraları bana farklı ve etkileyici geldi: “Sana belirsiz bir gölge
veriyorum, al!/Al, bu ellerinde tuttuğun ölüm kalım:/Çığ zevkler, göveren ümit,
salınan şavk/Senin uğuruna hepsi çürümüş olacak./Sana belirsiz bir gölge
veriyorum, al!”
ROMAN VE HİKÂYELER
Tanıttığım bütün kitaplar Ötüken Neşriyat’tan okuyuculara
ulaştı. Aynı yayınevinin etiketiyle vitrinlere çıkan ve müstakil olarak
bahsedilmeyi bekleyen diğer kitapları, şimdilik isimleri ve yazarlarıyla takdim
ediyorum. Hikâye kitapları: Efeli Hayriye (Sümer Tek), Letafetsiz Ama
Evladiyelik Öğütler (Müge Ceyhan), Müzmin Susuzluk (Halil Ziya Doğruöz),
Denizağaçları, Kemikyüzleri (Feyza Ay), Tahra Bey’in Akıllara Durgunluk veren
Maceraları (Hazırlayan ve Notlandıran: Mustafa B. Bozkurt); Roman: Aşk Kitabı
(Ayşe Acar), Abus (Berna Güzey), Denizler Aslanı (Hasan Erimez), Dublinliler
(James Joyce, Türkçesi: Tamer Gülbek); Diğerleri: Şamanın Son Haykırışları –
Türk Neo-Şamanığı (Fuzuli Bayat), Fakirizm Keramet mi? Düzenbazlık mı? (Mustafa
B. Bozkurt).