Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.23
Gram Altın
2956.10
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Nisan 2023

Filistin direnişinin zarif gücü: Murabıtlar

Filistin direnişi, çözümler üretmekte, açılımlar yapmakta, rol modeller ortaya çıkarmakta son derece nitelikli yapılardan oluşur. 2. İntifada sürecinde yaşanan tutuklama furyası Mescid-i Aksa’yı muhafaza edecek erkeklerde ciddi düşüşler meydana getirince, Filistinli hanımefendilerin inisiyatif almasına ve sahaya daha fazla inmelerine sebep oldu. Kudüs’ten ve diğer şehirlerden kendi imkânlarıyla Aksa’ya gelen hanımefendiler hem ibadetlerini yapıyor hem ilmî derslerle meşgul oluyor hem de külliyeyi koruyorlardı. Her yaştan katılımın olduğu grupları şöyle tanırdınız: avlularda, ağaç altlarında, Kadim Mescit’te yahut Kıble Mescidi içinde halkalar halinde otururlar, gün boyu oralarda duracakları için birbirinden güzel yiyecekler tencereler, kaplar, tepsiler içinde hemen yanlarında dururdu. Sayıları 600’ü geçen bu hanımefendilere “Murabıta” denirdi. Murabıta, gönüllü nöbetçi, Allah’a kalpten bağlı insan, İbadetine düşkün kişi ve benim tercihim olan savaşçı derviş olarak tanımlanıyor.

Ebu Hummus, Ebu Eyyub, ayak ayak üstüne atmasıyla hatırladığımız Arif Amca gibi yaşlı murabıtlar elbette varlar ve varlıklarını sürdürüyorlar. Kur’an okurken, ip atlarken, çocuklarla futbol oynarken dahi görüyoruz onları. Ama etkileyicilik, kamuoyu oluşturma ve işgalci İsrail’in zulümlerini ortaya koymada hanımefendilerin baskın bir rolü olduğunu da belirtmek gerekiyor.

Murabıtaların, Mescid-İ Aksa külliyesi içindeki varlıklarının kıymeti, harem-i şerife baskına gelen Siyonistlere cesurca, dik ve vakarlı duruşlarıyla karşı çıkmalarıyla öne çıktılar. Şiddete başvurmayan, vakarlı bir duruşla meydan okuyan halleri işgalcileri çıldırtıyordu. İşgalci İsrail’in güvenlik güçleri murabıtaları caydırmak için her türlü yolu denedi. Murabıtalar dövüldüler, yerlerde sürüklendiler, tutuklandılar. Yedikleri dayaktan dişleri kırılanlar oldu. Sağlık güvenceleri iptal edildiği için ilaç dahi alamayanlar vardı. Seyahat yasaklarından dolayı eğitim hakları ellerinden alındı. Bir kısmının evleri yıkıldı, yakın akrabaları tutuklandı ve sık sık da uzaklaştırma cezası aldılar. Bazıları evlerinden çok neredeyse Batı Kudüs’teki Maksubiye karakolunu gördü.

Öncülükleriyle, misyonları ve kendilerini ifade edişleriyle öne çıkan murabıta hanımefendiler Hanadi Halavani, Ayide es-Saydavi, Hatice Huveys, Zineh Umru ve Ayda El-Disi olarak belirtebiliriz. Bu isimler sürekli ceza alarak Mescid-i Aksa külliyesinden uzak tutuluyorlar. Böylesine ağır ceza alan kişilerde yılgınlık, geri çekilme ve ceza bitiminin evde beklenmesi gibi davranışlar beklenirken aksine direnişi kararlılıkla sürdürdüklerini görüyoruz. Aksa’ya giriş yasaksa, en yakın yer neresiyse orada bekliyorlar. Aslanlı kapı önünde oturup Kur’an okuyorlar aralıksız; gözaltına alınana kadar. Külliyenin karşısında yer alan Zeytin Dağı’nın seyir kısmının hemen arkasındaki küçük yeşilliğe sofra serip iftar açıyorlar. Kadim Kudüs sokaklarında herhangi bir kapının önünde sofra bezlerini serip, arkalarında silahlı işgalciler varken bile iftar yaptıklarını görebilirsiniz.

Türkiye’ye gelip Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan tarafından ağırlanan Hatice Huveys’in şu çağrısı önemli: “Okçular tepesinde kalacağız, arkamızda bizi titreten Peygamberimizin hitabı var, ‘Ayrılmayın’… Kubbelerin altında, kapıların yanında ve tepelerde Allah’ın emri gelene kadar mücadelemize devam edeceğiz.” Okçular tepesini boş bırakmamaya ant içmiş, kendilerini Kudüs’ün ve Filistin’in kurtuluşuna adamış bu insanlar büyük bir saygıyı hak ediyorlar.

Hatice Huveys’in yakın dava arkadaşı Hanadi Halavani’de Türkiye’yi ziyaret edip üst düzeyde ağırlanmış ve Filistin’e geri döndükten sora yurt dışı yasağına maruz bırakılmıştı. Kaç kere gözaltına alındığını kendisinin bile sayamadığı defalarca kez para cezası alan, internet kullanması bile yasaklanan, toplamda 7,5 yıl Kudüs’ten uzaklaştırılan bu hanımefendi gençler için büyük bir rol model. Filistin direnişi hem erkeklerden hem de hanımefendilerden çıkardığı liderlerle, rol modellerle direnişine devam ediyor.

Murabıt/alık bir paye, yahut verilen bir görev değil. Sivil bir inisiyatif ve bağımsız bir hareket. Murabıt/a olmak için Filistinli olmanız da gerekmiyor. Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmama saikiyle atılan her adım, durulan her saat bu vazife ifa edilebiliyor. Hazır seçim önü gençlere bilgisayar, telefon, tablet gibi vaatler veriliyorken çok cüz’i fiyatlarla Kudüs ziyaretleri de listeye eklenebilir. Filistin ne kadar çok ziyaret edilirse, Mescid-i Aksa’nın safları ne kadar çok dolarsa, külliyenin taşlarına sahip çıkan insan sayısı ne kadar fazla olursa işgalci İsrail güçlerinin ve baskına gelen Siyonistlerin o kadar işi zorlaşıyor. Filistin’e yapılacak en büyük destek para göndermek değil fiilen oralara gidip saflarına arasına karışmaktır. Her Müslümanın içinde uyandırılmayı bekleyen bir murabıt, bir murabıta muhakkak vardır. Uyandırmak için geç kalmayın.