Filistin bütün Müslümanların vatanıdır
Filistin
bütün Müslümanların vatanıdır; vatan ise namustur. Namusunu kaybeden her millet
zelîl olmaya mahkumdur. Daha çok geç olmadan ifsâda uğramış yurtlara, çiğnenen
hürmetlere, akıtılan kanlara, katledilen bebeklere, dokunulan ırzlara, yetim
bırakılan çocuklara, oğlunu yitirmiş annelere, dul kalmış kadınlara, yıkılmış
yuvalara ve dahası feryâd ü figan eden mustazaflara sahip çıkma vaktidir. Tıpkı
bundan 11 yıl önce “ölümü öldürerek”
Gazze’ye yardımına koşan bir avuç mücahid gibi... Biz yürürsek; zulüm korkar,
biz koşarsak; zulüm kaçar, biz bir olursak; mazlum hürce yaşar.
*
1948’den
beri Filistinlilere hayat hakkı tanımayan, kana ve işgale doymayan siyonist
İsrail; Filistin’de dünyanın gözünün önünde soykırım gerçekleştiriyor.
Siyonistler sütünün gereğini yaparken, imanın şartı olarak “Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün Resûlullâh”ı
kalpleriyle tasdik, dilleriyle ikrâr eden Ümmet-i Muhammed fitne ateşinde
yanıyor.
Rabbinin “Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve
birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider.
Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” Enfâl, 46) âyetine
muhalefet edenler yüzünden İslâm beldelerinde kan ve gözyaşı hiç eksik olmuyor.
*
Evet
1947’den düne, dünden her Ramazan-ı Şerif’e, her Ramazan-ı Şerif’ten bu
Ramazan-ı Şerif’e siyonistlerin zulmü hep böyle süregeldi. İsrail, Kur’an-ı
Azimüşşan’ın indirildiği “bin aydan daha
hayırlı gece”de, meleklerin semadan fevç fevç yeryüzüne indiği vakitlerde
isyanını sürdürerek, Filistinliler üzerinden Allah’a açık açık savaş açtığını
ilan etti.
İsrail
çocuk, yaşlı, kadın demeden ölüm kusan bombalarla katliam yaparken, adaletin
çivisinin çıktığı dünya bir yana, İslâm âlemi sustu. Bayram günleri; savaş
filmlerindeki kareler gibi ajanslardan dram ve dehşet dolu görüntüler akarken
herkes yine suskundu.
Çağlar
ötesine seslenen merhum Mehmed Âkif Ersoy’un, “Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa
yarım hisse mi verdi? / “Tarih”i
“tekerrür” diye tarif ediyorlar;
/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü
ederdi?..” dizeleri hiç unutulmasa da yine kendini hatırlattı.
***
Bugün
yaşananlar aslında dünün tekerrürü gibi... Siyonist İsrail yine ilk kıblemiz
Mescid-i Aksa’ya, Gazze’ye bomba yağdırırken sivil inisiyatif olarak
mustazaflara yardım için yola çıkan iyilik gemisi Mavi Marmara’ya binen “ölümü
öldüren” bir avuç mücahid, katil İsrail’in karşısına inanç, vicdan ve
adaletin sesi olarak çıkmıştı. Ve kana susamış katiller iğrenç oyunlarını bir
kez daha devreye sokmuştu.
Tıpkı
Kudüs’te, Şeyh Cerrah’ta, Gazze’de, Han Yunus’ta, Batı Şeria’da olduğu gibi
uluslararası sularda, Akdeniz’in açıklarında ölüm kusmuştu.
31 Mayıs
2010 Pazartesi günü PKK bir koldan, siyonist İsrail bir koldan
ciğerparelerimizi vurmuştu. Hatay’daki Deniz Askeri Üssü’müzde 6, Gazze’ye
yardım götüren “Rotamız Gazze Yükümüz
İnsani Yardım Konvoyu”nda 10 canımızın kanı akıtılmıştı.
*
“Ölümü öldüren” 16 canımıza kıydılar,
iyilik fedaimize, iyilikte yarışan mücahidimize kıydılar... Onlarca değil,
milyonlarca bedende asla kapanmayacak yara açtılar...
Siyonist
İsrail’in Gazze’ye insani destek vermek üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisine
31 Mayıs 2010’da düzenlediği kanlı baskında şehid düşen İbrahim Bilgen’i, Ali Haydar
Bengi’yi, Cevdet Kılıçlar’ı, Çetin Topçuoğlu’nu, Necdet Yıldırım’ı, Furkan Doğan’ı, Fahri Yaldız’ı,
Cengiz Songür’ü, Cengiz Akyüz’ü, Uğur Süleyman Söylemez ve bütün şehidlerimizi UNUTMADIK!.. Unutmadık!.. Aradan 11 yıl değil, 11 asır geçse de UNUTTURMAYACAĞIZ!..
Sizin aziz
canlarınıza kast edip, kanınızı akıtanları “dünyanın hakimleri” affetse de; her şeyin sahibi Allah asla
affetmeyecek.
Bütün
şehidlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Ruhlarına el-Fâtiha.
***
SOYKIRIMIN İLANI...
İsrail’in 10
Mayıs’ta başlayan ve 11 gün boyunca ara vermeden bomba yağdırması sonucu 67’sı
çocuk, 39’u kadın olmak üzere en az 254 Filistinli yaşamını yitirdi. İsrail
basınından Haaretz, manşetten verdiği haberde “Gazze’de 67 çocuk öldürüldü,
savaşın bedeli bu” başlığını atarak açık açık İsrail’in bebek katilliği ve
soykırımını dünyaya ilan etti. Arkasından bu manşeti “copy paste” yapan ABD’nin
ünlü gazetesi New York Times hayatlarıyla birlikte hayalleri de katledilen
çocukların fotoğrafını katilin ismini vermeden yayınladı.
Adaletin bu mu dünya!..
***
CİHAD EDİLMEYEN YERDE İSLÂM
YAŞAMAZ
Bu haksızlığın, bu vicdansızlığın, bu katliamın, bu soykırımı durdurmanın tek bir yolu var; söylemden eyleme geçmek. Yani cihad. Cihad nedir? Cihad; Kur’an’da en çok bahsi geçen emir. Cihad; tâkât kesilinceye kadar yapılacak eylem. Cihad; bütün zamanları kaplayan sevda. Cihad; ümmetle edâ edilebilen direniş. Cihad; önce ümmet şuuru, sonra ibadet. Cihad; dinin zirvesi. Cihad; “ittifak, ihlâs, ittika, ahlâk, ihsan, istişare, itaat, infak, sadaka ve İslâm’ın diğer farzlarını yapmak...” gibi hasletleri içinde barındıran bir hayat tarzı. Bu hayat tarzı söylemden eyleme geçirilmedikçe Ümmet-i Muhammed zelîl olmaya devam eder.