Filistin Bağımsızlık Günü!
Filistin
Bağımsızlık Günü, Filistin Bağımsızlık Bildirgesi'nin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve
kurulamayan Filistin Devlet kurucusu Yaser Arafat'ın devleti ilan eden bir
konuşma yaptığı Cezayir'in başkenti Cezayir şehrinde
15 Kasım 1988'de Filistin Devleti'nin kuruluş ilanının yıldönümüdür.
Filistinlilerin
‘İsrail’den Bağımsızlık(!) Bildirgesi olarak bilinen Filistin Devleti Bildirgesi veya
Filistin Bağımsızlık Günü, her
yıl El-Fetih hükümeti tarafından 15 Kasım'da anılır
ve resmi tatil ilan edilir.
Filistin
Bağımsızlık Bildirgesi, Gazze Şeridi'nde ve Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde Filistin Ulusal Otoritesinin (Sulta)kurulmasıyla ve Filistin
Devleti'nin bir dizi Birleşmiş Milletler üye devleti tarafından tanınmasıyla
sonuçlandı.
Birleşmiş
Milletler de Filistin Devleti'ni tanımaktadır ancak tam üyeliği yoktur, yani
Birleşmiş Milletler'e “üye olmayan bir devlet”tir.
‘İsrail’in FKÖ ile müzakere yapmayı reddetmesi
devam ederken, FKÖ Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde bir
Filistin devletine dayalı siyasi bir çözüme ulaşmak için 1987 sonlarında Birinci İntifada'nın patlak vermesinden yararlanmaya
çalıştı. Şubat 1988'de ABD
Dışişleri Bakanı George Shultz, ‘İsrail’ tarafından kabul edilen
Filistinlilerin katılımı formülüyle ‘İsrail’-Ürdün
anlaşmasına dayanan siyasi bir çözüme ulaşmayı amaçlayan bölgede siyasi bir
girişim başlattı. Bu girişim, Filistinlilerin güçlü tepki ve muhalefetiyle karşılaştı.
Temmuz 1988'de Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal, Batı Şeria ile idari ve hukuki
bağların kesildiğini ve ‘Ürdün
seçeneği’ olarak bilinen Ürdün’ün Batı Şeria’yı yönetmesi projesinin sona erdiğini duyurdu. FKÖ, Ürdün’ün
Batı Şeria’dan çekilip bölgeyi ‘israil’ teslim etmesinin yol açtığı siyasi ve hukuki boşluğu
doldurmaya çalıştı ve Orta Doğu'da uluslararası bir barış konferansı yapılması
çağrısında bulundu. Ancak Amerikan yönetiminin, Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı ve "terörü
reddediyoruz" kararının
kabul edilmesini öngören barış sürecine katılmayı reddetmesiyle karşı karşıya
kaldı.
Siyasi
içerik
Bağımsızlık
Bildirgesi'nin metninde, Filistin'in bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti
olarak bölünmesi kararının kabulünü içeren, 1947'de
yayınlanan Birleşmiş Milletler kararlarına atıfta bulunulmaktadır. Bağımsızlık
Bildirgesi'ne, Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı kararlarını tanıyan,
Filistinlilerin haklarına uygunluk şartını getiren, terörizmi kınayan, FKÖ tarafından kurulan Filistin Ulusal Konseyi'ne uygun
gördüğü bir zamanda sürgünde bir hükümet kurma yetkisi veren yeni bir siyasi
program içerdi, aynı zamanda
Yürütme Komitesine, sürgündeki hükümetin oluşumuna kadar olan yetki ve
işlevlerini de veriyor. Filistin Otoritesi (Sulta) ayrıca, Yaser Arafat'ın bir
ay sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada kabul ettiğini
doğruladığı, 1967 sınırlarını öngören yukarıda adı geçen iki Güvenlik Konseyi
kararına dayalı bir çözüm için müzakere yapma yetkisini de elde etti.
Yani
anlayacağınız üzere; El-Fetih veya FKÖ seçimsiz ve kimseden yetki almadan
kurulamayan Filistin sözde devletini yönettiğini iddia ediyor, aslında
yönetmiyor; ‘israil’ adına idare ediyor; Mahmud Abbas hükümetinin (Sulta) kuruluşunda
sebep olup 1993’de imzalanan Oslo Anlaşmasından bugüne, özellikle de Aksa
Tufanı’nın başlangıcından bu yana ki sürece baktığımızda; Abbas güçlerinin
direniş ruhunu taşıyan yüzlerce Filistinli genci tutuklayıp ‘israil’e teslim
ettiğine bizzat ben şahit oldum. Ezcümle; FKÖ,
o bildirge ile birlikte Yahudi Varlığın’nın varlığını tanımış oldu. Yani
‘israil’e meşruiyet verilmiş oldu…
Baktığımızda
FKÖ’nün örnekliği Türkiye’de yaşanmıştı tek parti döneminde…
El-Fetih
veya FKÖ, bir devletin kuruluşunu başka bir ülkede dekore etti ve hala o devlet
kurulmuş değil. Dolayısıyla devletin meşruiyeti var mıdır? Diye sorulabilir.
El-Fetih,
FKÖ, Yaser Arafat, Mahmud Abbas vb’lerinin geçmişi ve bugünü utanç vericidir. İhanetlerle
doludur… Gleceği de utanç verici olacaktır demeyeceğim; Çünkü gelecekte
olmayacak ve herhangi bir rol oynayamayacaklardır..
Tarih
boyunca, ceberut, tasallut, zorba ve diktayla yönetenler tarih sahnesinden
silinip tarih çöplüğüne uğurlanmışlardır…
Geriye
hak kalır…
Geriye
iman kalır…
Geriye
mücadele kalır…