Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2976.76
BIST 100
9724.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ekim 2020

Fikrî iktidar

İktidar, kulağa hoş gelen ve herkesin sahip olmak istediği bir güçtür. İktidara gelmek için her yol meşru şartlar içinde kullanılır. İktidar olabilmek için manifestolar ortaya konur. Siyasi partiler iktidara gelmeden önce ve iktidara geldikten sonra ayrı davranırlar. Bu farklılık iktidar gücünün büyülü ve şatafatlı etkisinden olsa gerek.

Türkiye’de siyaset ne yazık ki hamasî edebiyatla yürüyor. Tek partili hayattan çok partili hayata geçişle birlikte Türkiye’de sosyal demokrasiyi sağlayacak bir siyasî hayat maalesef gerçekleşmemiştir. Bütün partiler, iktidar olabilmek için çok büyük vaatlerle parti programlarını yazar ve ortaya çıkar ama iktidar olunca bu vaatler unutulur.

Türkiye’de siyasî partilerin iktidara geldiklerinde her şeyi kökten değiştireceklerine dair düşünceleri de vardır. Oysa her nesil kendi çağının zihniyetiyle donanıyor. İktidarı ele geçiren her güç, her nedense bir hesaplaşma duygusuyla geliyor. Eğitim, adalet ve bürokrasi gibi birçok alanda reformlar yapmaya kalkıyorlar. Yenilik tabii ki gerekli bir şeydir.

Her nesil kendi hükmünü ortaya koyuyor ve bunu yaşıyor. Gençlerimizi belli bir kalıp içerisinde görmek, onlara elbiseler biçmek doğru bir yaklaşım değildir. Şikâyetçi olduğumuz konu nesillerin çatışmasıdır, aslında nesillerin çatışması sorgulamayı ve eleştiriyi de geliştirecektir. İnsan dışarıdan kodlanarak zihniyeti belirlenebilecek bir varlık değildir. Ne kadar maddî gücünüz ve yaptırımınız olursa olsun, bir genci yine de istediğiniz kıvama getiremeyebilirsiniz. Dediğimiz gibi her çağın bir hükmü vardır, o hükmü yaşamanız kaçınılmazdır.

Bu düşünceler ışığında, özellikle eğitim sahasında ve kültürel alanda mevcut iktidarın yaptığı muhasebeler söz konusu. Burada kaçırılan en önemli husus gençlerimizin frekansının yakalanamamış olmasıdır. Şu mantık doğru değildir: Büyüklerin çektiği sıkıntıların faturasını gençlerimizin önüne koymak. Mevcut iktidarın siyasî propagandalarında, gençlerin kendi çağının problemlerinden ziyade ebeveynlerinin geçmişte yaşadıkları sıkıntılar, hak ihlalleri çocukların önüne konulmaktadır. Elbette bu çocuklar, bu problemlere yabancı kalacaktır, duyarsız davranacaktır. İnsan biraz da yaşadığından mesul değil midir? Dolayısıyla bunca yapılan yatırıma rağmen gençlerin frekansının tutturulamamış olması, yeni seçmen kitlelerinin yönelimlerinin farklı oluşu şaşırtıcı gelmektedir.

Bir çocuk tarihini bilecek ancak tarihin tüm misyonu ona yüklenmemelidir. Bir çocuk, Fatih’i tanıyacak ama ona, “Sen de Fatih olacaksın” demek, o çocuğun duygularını muhasaraya almak demektir. Bizler nasihat kültüründen geliyoruz ama artık nasihatin hükmü kalmamıştır. Gençlerimizin önüne örnek yaşamlar koymak zorundayız. Adaletin güzel olduğunu anlatan yüzlerce kitap, binlerce olay aktararak adaleti öğretemez ve tesis edemeyiz. Biz âdil davranacağız, âdil hükmedeceğiz ve çocuklar adaleti yaşayarak öğrenecekler. Öğrencilere, gençlere yüklediğimiz misyon onları bunaltmaktadır. Gençlerin heyecanı coşkun ırmaklar gibidir. Irmağın yatağını değiştirmek kolay değildir.

Türkiye’de gençleri potansiyel seçmen olarak görmek, gençlere yapılan en büyük haksızlıktır. Artık hiçbir genç kendisini kullandırtmak ve ideolojilerin aracı haline getirtmek istemiyor. Dünyayı takip eden, dünyayla entegre hayat süren ve ufku sınırsız bir gençlik var.

Yeni kuşak coşkulu ve hamasî duygulara ters. Gençlerin isteği tek şey var: Kendileri olmak! Meydana çıkan herkes değerlerden, tarihten ve muhteşem zaferlerden bahsediyor ama kimse mesuliyet almıyor. Kanaatkâr olalım, diyen birisinin şatafatlı hayatı her şeyi bitiriyor. Anakronik problemleri aşamadık. Reel politik başka, reklam başka olmamalıdır. Zaman geçiyor, biraz aşağılara inmek lazım. Gençler kendi çağının Fatih’i olacak. Fikirde iktidar olmak biraz da yetiştirdiğiniz nesil ile mümkündür. Kök sağlam ama dallara da iyi bakmak lazım. Budanması gerekenleri budamak lazım aksi hâlde ağaca zarar verirsiniz. Fikirde iktidar olmak ağacın sağlam kalmasıdır, meyveler ise kültürüdür, sanatıdır.