FETÖ'NÜN SÖZCÜ'SÜ
FETÖ ağzıyla konuşan ve FETÖ azığıyla karnını doyuran Sözcü gazetesi hakkında, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" iddiasıyla geçtiğimiz hafta bir FETÖ soruşturması başlatıldı. Gazetecilik adı altında hakaret ve ülkeye ihanet bültenine dönüşen; iftira ve hakaretlerde hiçbir insani, vicdani ve ahlaki sınır tanımayan Sözcü gazetesine bugüne kadar dokunulmaması, hesap sorulmaması büyük bir hataydı. Birçok küfürbaz kalemiyle; Ak Partiye oy verenlere, Kürtlere, dindarlara, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sürekli ve sistemli bir şekilde ağır hakaretler, ırkçı manşetler, aşağılayıcı sıfatlar kullanarak insanlıktan çıkma hali ile siyasi komploların, ahlaksız şantajların, alçak iftiraların tetikçiliğini yaptılar. "Varsın ülke yansın, bölünürse bölünsün, iç savaş çıkarsa çıksın, darbe ve sıkıyönetim olursa da olsun, yeter ki Recep Tayyip Erdoğan devrilsin" saplantısıyla ülkenin milli ve manevi değerlerine, birlik ve kardeşliğine sürekli saldırdılar.
ARTIK ZIVANADAN ÇIKTILAR
"2016 Falınız" başlığıyla "ÖLRECEP" cümlesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ölüm tehdidinde bulundular. 15 Temmuz günü "SÖZCÜ ERDOĞAN'I BULDU" manşetiyle gazetecilikten öte darbecilere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı oteli ve korunma durumunu ifşa ederek FETÖ ajanı gibi çalıştılar. "TERTEMİZ ALNINI ARAP'A ÖPTÜRDÜ" ırkçı manşetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiler. YERLİ VE MİLLİ DİYENE BAK" manşetiyle Ak Partili Kürt vekillere ırkçılıkta zirve yaptılar. "HAY SENİN ÇENENİ" içerikli karikatürleriyle Hz. Musa'ya hakaretler yağdırdılar. "OY KULANMAYA GİDERKEN BEYNİNİZİ YANINIZA ALMAYI UNUTMAYIN" manşetiyle Ak Partiye oy verenlere beyinsiz imasında bulundular. "ATATÜRK OLMASAYDI KİM BİLİR KİMİN ÇOCUĞU OLACAKTINIZ" ahlaksız manşetiyle zıvanadan çıktılar. Bunca ırkçı söylemlerin, hakaret ve küfrün; doğdukları bu topraklara, vatandaşı oldukları bu ülkeye yapılan ihanetin; yedikleri hangi kazığın ve acının depreşmesi olduğunu çok iyi biliyoruz.
GAZETECİLİĞİN DE BİR SINIRI OLMALI
FETÖ'nün servis ettiği kumpas operasyonlara ait belge ve görüntülerle hükümete karşı darbe zemini oluşturmaya çalışan, Fetö'ye tetikçilik yapan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Partiyi yıpratma görevi verilen, Fetöyle mücadeleyi sulandırmaya çalışan, sürekli ayrılıkları körükleyen, farklılıkların ve zafiyetlerin sinir uçlarını kaşıyan, etnik ve mezhepsel çatışma çıkarıcı, aklıselim ve sağduyulu davranılmasını engelleyici, ırkçılık ve öfke saçan, farklılıklar arasında, kin, kan ve çatışma çıkmasını isteyen bir proje; gazetecilik ve basın özgürlüğü mesleği şemsiyesi altına sığınamaz. Gazetecilik mesleğinin de insani, vicdani, ahlaki ve hukuki bir sınırı olmalı. "Bir zamanlar cüppeli ve apoletlilerle beraber hükümet devirmeye çalışan çok ahmaklar oldu. Hepsinin sonu ise hiçlik oldu ve hepsi rezil oldu. Kazanansa eninde sonunda hakkı ve halkı arkasına alan öncü kadrolar ve tarih yazanlar oldu."
ABD VE İSRAİL'E GÖBEKTEN BAĞLILAR
Kürt ve dindar insan nefreti, sonu olmayan bir uçurum gibi girmiş bunların içine, kapkara vicdanlarına. İyi ki bunlar gibi zihniyetler iktidara gelemiyor. Halkın bunların fikriyatlarını niçin iktidara getirmediği şimdi çok daha iyi anlaşılıyor. Irkçılık ve din düşmanlığı, bunlarda ideolojik bir saplantıdan öte patolojik bir vakıa haline gelmiş. Bunların kuyruğuna basıldığında, nedense feryat hep ABD, İsrail, FETÖ ve CHP'den gelir. Yüzyıldır bu ülkenin kaymağını yiyen bu azınlık, ABD ve İsrail'e göbekten bağlıdırlar, Haçlı ve Siyonist cephe devletlerini asla eleştirmezler. Onların hesabına var güçleriyle bağımsız Müslüman Türkiye'ye her fırsatta saldırırlar."Göbeğini Kaşıyanlar", "Bidon Kafalılar" gibi aşağılayıcı ve küçültücü sıfatlar ile bu aziz millete hakaretlerde bulunmak artık kimsenin hakkı da haddi de değil. Yeni hükümet sistemiyle, millet artık devletine el koymuştur, Türkiye artık eski Türkiye değil.
