Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.28
Gram Altın
2908.57
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Şubat 2015

Fetö ve düğmesi

17-25 Aralık Paralel darbe teşebbüsünden sonra bir gerçek daha ortaya çıktı;

Paralel yapıya mensup kamu görevlileri aynı "düğme" ile senkronize hareket ediyorlar. Bölge imamı, şehir imamı, kurum imamı derken "imam" dedikleri Birleşik Krallık kontrolünde ve MOSSAD destekli bir örgüt çıktı ortaya.

Alışılagelmişin dışında bir yapıya sahip Paralel örgüt Fırat'ın doğusunda oldukça etkili bir güce sahip. 1990 sonrası bu bölgede tamamen güvenlik amaçlı kurulan tezgah, paralelcilerin PKK'nın etkili olduğu şehirlerde hücreler oluşturmasını kolaylaştırdı. Kimse güvenlik gerekçesiyle! Oluşturulan bu hücrelere dokunmadı. Ne de olsa "devletin alu00ee menfaatleri!" söz konusu olmaktaydı. Bizde de devlet denince milletin kadr u kıymetinin yokluğu anlaşılıyordu. Bu yüzden kimse bölgede ne olup bittiğini sorgulamaz, çıkılan bütün "rutin dışı"lıklar devletin bekası! İçin takdire şayan görülüyordu.

Bunu öylesine söylediğimi sananlar yanılıyorlar.

Bu ülkede "devlet gerektiğinde rutin dışına çıkabilir"sözü bir dönem Başkomutan, 7 dönem başbakan olan zata ait idi. Ve bu ülkede "TAK-ŞAK" başbakanlar len de öldüren de şereflidir" derken illegal yapılar tarafından vatandaşının öldürülmesini kastediyor ve bu ölüm makinesine dönüşen çeteleri kutsuyordu!

Zaten 80 yıl boyunca hükümet edenler "rutin dışı"lıklarla devrilirdi. Darbelere ortam hazırlamak da yine bu "rutin dışı" hareket eden hücrelerin işiydi.

Unutmayın,

Paralel yapılanma ile Hücrelerin en tehlikesini oluşturduktan sonra 28 Şubat generallerinin kararları için "yanlış bile olsa bir sevap vardır" diyerek onları MÜCTEHİD konumuna getiriyordu Fetullah Gülen.

Uğur Kaymaz, Hrant Dink cinayetinden tutun, Danıştay Baskınına kadar bütün cinayetler rutin dışı eylemleriyle bilinen hücreler tarafından Devletin ali menfaatleri için işleniyordu.

En son 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde MİT TIRlarının durdurulması yine bu hücrelerin ihbarı ile gerçekleşti. Aynı imama bağlı hücrenin ihbarcı ayağı, emniyet-jandarma ayağı ile yargı ayağı kurdukları kumpasla devleti birilerinin menfaatleri için Batıya jurnalledi.

Burada dikkatlerden kaçmaması gereken çok önemli bir husus var. Yazımızın başında belirttiğimiz gibi paralelciler Diyarbakır ve bölgede oldukça güçlenmişlerdi. Terör bahanesiyle kimse bu tehlikeli hücrelere dokunmuyordu. Nasıl olsa bu hücreler terörle mücadele için bölgede çalışmakla fedakarlık yapıyorlardı!

MGK'da "hangi illerde OHAL kalkmalıdır" konusu görüşülürken o gün veya bir gün önceden o il/ler/de bombalar patlar, kan dökülür ve OHAL'in o şehirde kalkmasının önüne geçilirdi.

Kimler tarafından?

Bölgede vatandaşın can güvenliğini sağlamak için görevlendirilen "gizli hücrelerde pusu hazırlayan elemanlar" yani devletin maaşlı memurları tarafından. Elbette ki bu eylemler güvenlik güçlerine mal edilemez. Ama bir gerçektir ki biz de bu kirli ve kanlı eylemleri yapanların devlet içine sız(dırı)lmış kripto elemanlar olduğunu sonradan öğrenecektik.

Evet, ta o yıllardan beri Güneydoğu'da ve özellikle Diyarbakır'da bu elemanlar her zaman etkiliydiler. Güvenlik bahanesiyle ele geçirdikleri kurumları tepe tepe kullandılar. Hiç kimse de ne oluyoruz deme gereği duymadı derin devletin bekası için.

MİT TIRlarını durdurması için ihbar eden"eleman" Diyarbakır'da görevli,

Kulakçı polisler Diyarbakır'dan çıkıyor.

6-8 Ekim olaylarında 100'ü aşkın polis Diyarbakır'da işe gitmiyor,

Üniversite sınavlarında öğrencileri mağdur etme pahasına Diyarbakır'dayüzlerce görevli rapor alarak sınav görevini protesto ediyor. Keza;

Eylemlerde yanan araca patlaması için kamyon sürükleyen polisler,

Yola el bombaları bırakan polisler,

12 yaşındaki çocuğu av tüfeğiyle öldüren polisler bu bölgede,

Eylemleri kızıştırmak için durup dururken göstericilere ateş açan polisler bu bölgede çalıştılar.

Bu hukuk dışı, kanunsuz işlere imza atan polislerin kahir ekseriyeti paralel yapıya mensup,

Geri kalanı da onların dümen suyunda kulaç atanlardı.

Bölgede Çözüm Süreci ile birlikte PKK silahları susturmasın diye çabalayanların paralelci polisler olduğu, bunu saklama gereği duymadıkları, her fırsatta süreci baltalamak için karanlık eylemlere başvurdukları biliniyor.

28 Şubat bin yıl sürmese de bu örgütle mücadelenin uzun sürmesi bekleniyor. Bu süreçte bölgede görev yapacak emniyet mensuplarının çocukluğuna kadar gidilmelidir. ÇünküFETÖile kısa bir süre beraber kaldıktan sonra FETÖtarafından kendilerinin olmayan başka okullara, başka dershanelere, başka evlere gönderilen kripto elemanlar bugün FETÖ'cüolarak bilinmiyor. İşte bu ÇOK ÖZEL KUVVETLER bölgede ve ülkenin dört bir yanında görevdedirler.

Buna örnek olarak Can Dündar ya da Radikal'in çocuğunu saymam gerekmiyor. Bunlar dünden gönüllü, ama öyleleri var ki hala necedir bilinmez.

Niye mi FETÖ'de bu kadar ısrar ediyorum?

Bu süreçte gerilemişolsa da FETÖ, ellerinde çorap örmeye müsait elemanlarla ülkenin geleceğini karartmaya yeminlidir de ondan.

@ahmetay_