FETÖ temizliği
15 Temmuz
darbe girişimi başarısızlığa uğrayınca bazı Amerikalı generaller, “Bizim
çocuklar başaramadı” diye açıklama yapmıştı. ABD, dünyada ve Türkiye’de yapılan
tüm darbelerin merkezindeydi. Onların önceliği demokrasi değil, ülkeleri
sömürmelerine ses çıkarmayacak askeri veya sivil yönetimlerdi.
ABD’nin tüm darbelerin
merkezinde olduğuna dair son itiraf Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John
Bolton’dan geldi. Bolton, CNN yayınında kendisini, “Başka ülkelerde darbe
planlamalarına yardımcı olmuş biri olarak” tanıttı. 6 Ocak’ta ABD’deki Kongre
Baskını’nın darbe olmadığını savundu. Ancak 15 Temmuz 2016’da Türkiye’de
yaşanan darbeydi ve merkezi de Akıncı ve İncirlik üsleriydi.
15 Temmuz’da
Atatürk Havalimanı’na Erdoğan da geldi, Kılıçdaroğlu da… Biri havaalanını
karargâh haline getirip darbecilerle savaştı ve Türk tarihinde bir ilki
başardı. Diğeri darbecilerden izin alıp Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde
televizyon izleyip darbenin sonuçlanmasını bekledi. Yetmedi, birkaç gün sonra
FETÖ’cülerin dilinden konuşmaya, onların iftiralarını dillendirmeye soyundu.
***
15 Temmuz
darbe girişimini beceremeyen subaylar yakalandı, yargılandı ve ağır cezalar
aldılar. 2016’dan bu yana geçen 6 yıl içinde darbecilere karşı açılan 289
davanın tamamı sonuçlandı. Bu davalarda 3 bin darbeciye müebbet ve
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 2 bine yakın darbeciye ise 20 yıla kadar
hapis cezası verildi.
Bu davalarda
beraat kararı alanlar “emir alan” askerlerden oluşuyor. Emirlere uymak dışında
gönüllü hareket etmedikleri anlaşıldığı için ceza almayıp beraat ettiler. FETÖ’nün
ağına düşmüş 85 general ağırlaştırılmış müebbet, 24 general müebbet hapis
cezası aldı.
Türkiye,
altı yılda ciddi bir terörist temizliği yaptı. 15 Temmuz darbesinin
planlamasını yapan beyin takımı ise dışarda. Ağırlıklı olarak da ABD ve
Almanya’da… FETÖ’nün tepesinde bulunan “polit büro” şimdi Gülen sonrasının
kavgası içinde. Türk devletinin onlara dokunma zamanı da geldi.
***
15 Temmuz’a gelindiğinde
FETÖ adeta devleti teslim almıştı. Dersanelerden özel okul ve üniversitelere; hastanelerden finans
kurumlarına, yargıdan iş dünyasına ve holdinglere kadar çok geniş bir yelpazede
kontrolü sağlamıştı. İllegal olarak Türk polis teşkilatı ve Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin subay kesimini ele geçirmiş, gizliden gizliye tam bir “haşhaşi”
teşkilatı kurmuştu. İslami terminolojiyi kullanarak insanları kendisine çekmiş,
ancak icraatları ile dini de, dini kelime ve terimleri de kirletmişti.
Gülen
cemaati, başta ABD, hala 100 ülkede teşkilatlı. CIA’nın tetikçiliğini yapmaya
devam ediyor. Türkiye’den kaçan FETÖ’cü medya mensupları da yayınlarını, yalan
ve iftiralarını hız kesmeden sürdürüyor. Türk devletinin yurt dışında
sergilenen bu düşmanlığa da el atması şart.
Geldiğimiz
noktada NATO belgelerine FETÖ’nün terör örgütü olarak girmesi çok önemli bir
aşamadır. Almanya ve ABD başta olmak üzere tüm ülkelerde FETÖ’nün terör örgütü
olarak tanınması için Dışişleri Bakanlığı’nın kesintisiz
bir mesaisine ihtiyaç var.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Tabanı ibadet, ortası ticaret,
tavanı ihanet” olarak tanımladığı FETÖ, ruhunu satmış bir dolarlık kurşun askerlerden
oluşuyordu, Türkiye’de büyük oranda bitirildi. Sıra yurtdışı temizliğinde…