Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Temmuz 2019

FETÖ, PKK, YPG ve ABD

Geçen hafta, FETÖ’cülerin değişmeyen zihin yapısından bahsetmiştim. İlk prensipleri gizlilik, ikincisi ise efendilerine sadakat... Düşünmeyi ortadan kaldırmışlar, asla tefekkür etmiyorlar. Tamamen emir komuta zinciri içerisinde hareket ediyorlar. Yukarıdan gelen emir ve talimatlara olduğu gibi inanıp uyguluyorlar.

15 Temmuz darbesini Akıncı Üssü’nden yöneten FETÖ’nün önde gelen isimlerinden Kemal Batmaz, yaptığına asla pişman olmadığını kendi el yazısı ile efendisine yazdığı mektupta dile getirdi. Mektubu diğer FETÖ’cü sanıklara ulaştırırken jandarmanın el koyması sonucu 19 gün hücre hapsine mahkûm edildi. Yalana o kadar alışmışlar ki, Kemal Batmaz kendi el yazısına bile itiraz etti ama Adli Tıp, yazının ona ait olduğunu ispatladı. Mahkemenin tespitine göre, mektupta FETÖ’yü satmadığını, sadık olduğunu ve bağlılığını ifade ediyordu.

Peki, askeri birlikte suçüstü yakalanmış bu ve diğer sivil elebaşlarına rağmen FETÖ’cüler darbeyi sahipleniyor mu? 15 Temmuz’u üstleniyorlar mı? Asla, iddiaları şu: “Ulusalcı, Avrasyacı, Rusyacı klikle birlikte geniş bir konsorsiyum yaptı.” Beyinlerine kazımışlar. Yunanistan’a, Almanya’ya, ABD’ye kaçanların tamamı aynı zihniyet ve düşüncede… O yüzden Türkiye’de kalanlar ve kıyısından köşesinden onlara bulaşanlar acilen rehabilite edilmeli…

Adamları beceremedi

FETÖ, bir ABD ürünü. ABD ile ilişkilerimizde de hiçbir şey tesadüfi değil. Darbe gerçekleşmeyince ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı açık açık “Bizim adamlarımız beceremedi” demişti. FETÖ aleyhine bu kadar delil varken, ABD Adalet Bakanlığı, Gülen’in iade edilmesini gündemine bile almıyor. Kendi yaptırmaya kalktıkları bir darbenin sorumlularını nasıl iade etsinler ki?

FETÖ’den sonra başımıza musallat etmek için eğitip silahlandırdıkları onbinlerce YPG’li var. Türkiye bunu bildiği için temizlik hareketine Hakurk’tan başladı. Hakurk yeni başladı diye düşünmeyin çok önceden yapılmış bir planın sonucu Türk askeri adım adım ilerliyor. Zaten Türkiye’nin ilk girişimi, Kandil’den söküp atacağı PKK’nın üst düzey elebaşları başka bir yere sığınmasın diye ABD’nin onların başına para ödülü koymasını sağlamak olmuştu.

Murat Karayılan için 5, Cemil Bayık için 4, Duran Kalkan için 3 milyon dolara kadar ödül vaad edilmişti. Bu durum, Türkiye’nin Hakurk ve Kandil’de düzenlemeyi planladığı harekatların ilk ayağıydı. Çünkü Türkiye, Kandil’den çıkardıktan sonra terör örgütü elebaşlarının Kuzey Suriye veya başka bir ülkeye sığınmasını istemiyor.

ABD’nin bakış açısı

ABD’nin Türkiye’ye bakış açısı, tabii ve uydu bir ülke olması yönünde. Türkiye’nin asla ve asla güçlenmesinden yana değil. Onlar için müttefik falan değil, sadece emirlerini dinletecekleri bir uydu devletten yanalar… Bizi FETÖ ve YPG ile terbiye etmek istemeleri de bu yüzden.

S - 400’leri bahane ederek aynı anda iki sisteme sahip olmamızı önlediler. Hayırlı da oldu. En azından ABD’nin kasasına gidecek milyarlarca dolar parayla kendi 5. nesil savaş uçağımızı geliştiririz. Zaten Trump’un açık açık dile getirdiği de o, Rus füzeleri aldık diye milyarlarca dolarlık F – 35 satışından olmalarına hayıflanıyor.

S - 400’lerin gelmeye başladığı tarih dikkatinizi çekmiştir. 12 Temmuz 2019 günü… Yani Türkiye’nin ABD ile yardım anlaşması imzaladığı 12 Temmuz 1947 tarihinin yıldönümü… Rus nakliye uçaklarının S – 400’leri indirdiği merkez de anlamlı değil mi? FETÖ’nün 15 Temmuz darbesini organize ettiği Akıncı Üssü…

S – 400 tedariki, Türkiye’nin yüzünü bir sömürge imparatorluğu olan ABD’den çevirip, ancak kendisine teknoloji de verecek olanlarla anlaşacağını gösteren milli bir duruşun hayata geçmiş biçimidir. Biz yeni nesil savaş uçağını Avrupa ülkelerinden de alabiliriz, Rusya’dan da… Ama asıl olan ileri teknolojiyi temin ederek kendimizin üretmesi, sonra da daha iyisini geliştirmemiz değil mi?