Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Ekim 2016

FETÖ ile mücadelede aksamanın adresleri

FETÖ Terör örgütü ile mücadele, Hüku00fbmetin birinci derecede kontrol edebildiği bürokrasi cenahında tam yol yürürken, bazı illerde ise temizlik neredeyse durma noktasına geliyor. Ve bunun adresi olarak da bazı valilikler gösteriliyor.

Erdal ŞİMŞEK

E-Mail: [email protected]

TÜRKİYE, FETÖ ile mücadeleyi bu örgütün işgali altındaki bütün kurum ve kuruluşları tümden tasfiye etmezse, bu mücadele son bulmayacak.

Casusluk ve ihanet şebekesi FETÖ'nün sızmadığı ve ciddi oranda güç elde etmediği hiçbir kamu ve yarı özerk kuruluşun olmadığı ortaya çıktı. Ordudan il defterdarlıklarına, TÜBİTAK'tan posta teşkilatına kadar FETÖ Türkiye bürokrasisinin en kılcal damarlarına kadar sızmış ve büyük çoğunluğunda egemenlik kurmuştur. Ve bu egemenlik, maalesef hala birçok kurumda devam etmektedir.

FFETÖ ile mücadelede en önemli kurum olan İçişleri Bakanlığı, kendi bünyesindeki her organa neredeyse her gün operasyon yapmasına rağmen hala bakanlık bürokrasisi tamamıyla temizlenmiş durumda değil.

Efgan Ala dönemi

Örneğin eski İçişleri Bakanı Efgan Ala döneminde yapılan vali atamalarındaki facialara tüm Türkiye tanık oldu. FETÖ ile amansız mücadele ettiği bilinen sayın Ala'nın tayin ettiği vali ve vali yardımcılarının önemli bir kısmı tutuklanıp meslekten ihraca varana kadar bir çok cezai müeyyidelere çarptırılmalarına rağmen kurum içerisindeki FETÖ yapılanması çökmediği gibi aksine daha da sofistike ve marjinal bir örgütlenme yoluna gitti.

FETÖ militanlarının kamu kurum ve kuruluşlarındaki yeni gizlenme yöntemi "Kripto FETÖCÜ" tanımı ve akımını başlatmıştır. Bu kripto FETÖCÜLER, Atatürkçülükten Nurculuğun çeşitli varyant ve fraksiyonlarına kadar kendilerini kamufle etmeyi başarmışlardır. Örneğin Valilik seviyesindeki kamuflaj, "Meşveretçi" olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsanlık tarihinin en organize ve tüm dünyada 190 ülkeye yayılmış ve örgütlenmiş bu terör örgütünün en büyük özelliği kendini gizleyebilmek için bütün kutsal, değer yargılarını kullanmakta bir beis görmemektedir. Örneğin Nurculuğun geçer akçe olduğu yerlerde Nurcu, Kemalizm'in geçer akçe olduğu muhitlerde de ultra Kemalist olurlar. Nakşibendi görünüp Batıni zikrin şahikasını icra ederken, laik seküler görünüp alkolün dibini veya dine karşı cephede en önde kendilerine yer bulmakta oldukça mahirdirler.

FETÖ Terör örgütünün Genelkurmay'dan Emniyet'e, CHP'den, Saadet Partisine, kaçakçılardan, batakhaneler, gece kulüpleri, kumarhaneler, uyuşturucu ticaretine kadar her kurumun ve iş kolunun sorumlu örgüt şefi "imam"lar varken tarikatlar ve Risale-i Nur kollarının imamlarının olmadığını düşünmek safdillik olur. Özellikle Risale-i Nur camiasında çok kolay kamufle olabiliyorlar. Çünkü bu terör örgütü, toplumsal taban bulabilmek için Bediüzzaman hazretlerinin takipçisi oldukları propagandasını yaptılar sürekli.

İyi kamufle oluyorlar

İhanet ve casusluk şebekesi FETÖ'nün Risale-i Nur camiasında ismini en çok kullandıkları akım ise "MEŞVERETÇİLER"dir. Bu örgütün mensubu olan özellikle İçişleri Bakanlığı'ndaki yüksek düzeyli bürokratlar, vali, vali yardımcısı ve kaymakam makamındaki militanlar ısrarla Meşveretçi olduklarını yayarlar. Bulundukları il ve ilçelerde varsa Risale-i Nur'un Meşveretçi ekolüne mensup simaları ile bir arada görünmeye çalışırlar. Böylece kendilerini rahatlıkla kamufle edebiliyorlar.

Süreci sulandırdılar

Ve takındıkları bu maske ile FETÖ'ye yönelik mücadelede ciddi anlamda hissettirmeden engel oluyorlar. Engel olamıyorlarsa da süreci sulandırıp araya masumların karıştırılmasını sağlıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde Ağrı'da FETÖ ile mücadelenin ağır aksak yürüdüğüne dair gelen ihbarları değerlendirmek için ildeki siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin görüşlerine başvurdum. Özellikle AK Parti ve FETÖ karşıtı sivil toplum kuruluşları FETÖ ile mücadelenin neredeyse hiç yapılmadığından şikayet ettiler. Yapılan şikayetlere göre, örgüte sözde operasyonlar yapılıyor ancak, bu operasyonlar ne hikmetse örgütün ildeki kurum amir ve müdürlerinin yanı sıra ağababalarına değil de ayak takımına yönelik yapılıyor.

Bu iddiaları doğrulamaya çalışırken, 15 Temmuz Fetullahçı işgal darbe teşebbüsü gerçekleşti. Darbe ile uğraşırken yaklaşık iki ay sonra öğrencilik yıllarımdan beri bildiğim ve Refah Partisi'nin İstanbul'daki emekçilerinden bir abimizin ahfadı ile ilgili bilgi geldi. Bu abimiz, aynı zamanda Refah Partisi'nin aday adayı bulamadığı dönemlerde Silivri'den belediye başkan adayı olan, akabinde de 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediyesi kazanıldıktan sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte elini taşın altına koymuş bir vatandaşımız. İstanbul Belediyesi'nin en laçka kurumu olan İETT'de yönetici pozisyonunda görev alıp kurumun bugünkü mükemmel hale gelmesinde emeği olan bu fedakar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşı olan bu şahsın oğlu Ağrı'da vali yardımcısı görevinde iken görevden alındığına dair bilgiler geldi.

Aynı vali yardımcısı, daha önce İzmir'de görevde iken FETÖ terör örgütünün gadrine uğramış ve İzmir Askeri Casusluk davasına sokularak 3 yılı zindan edilmişti.

15 Temmuz gecesi il valisinden önce Valiliğe gelen, Ağrılıları Valiliğin önüne yığmayı başaran, kendisine bağlı bütün kamu yöneticilerini akşam saatlerinde göreve çağıran Vali Yardımcısı'na yönelik darbeden yaklaşık iki ay sonra çok ilginç bir suçlama yapılmıştı. Bahse konu olan vali yardımcısı, darbe gecesi Sayın Cumhurbaşkanına, İmam Hatiplilere ve dindarlara küfrettiği yönünde cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş. Ve bu suç duyurusu üzerine Vali yardımcısı, il valisi tarafından derhal görevden alınıyor.

Ailesini çeyrek yüzyıldan fazla yakinen tanıdığım söz konusu Ağrı Vali yardımcına kurulan tuzak o kadar sırıtıyor kiu2026 Çünkü bu vali yardımcısının iki ablası Eyüp Kız imam Hatip Lisesi'nden mezun. Abisi, Balat İmam Hatip okulunda okumuş. Babası Refah Partisi'nin kurucularından, Sayın Cumhurbaşkanının siyasetteki yol arkadaşlarından. Ve kendisi de İstanbul Fatih semtinin delikanlılarından.

Bunun üzerine ağrı üzerinde daha da detaylı araştırmalara başladım. Ve yaptığım araştırmaların neticesini davet edildiğim televizyon bir televizyon programında dile getirdim.

Ablaları, abisi imam hatipli olan, Babası Cumhurbaşkanının yol arkadaşı olan ve aynı zamanda İstanbul'un en muhafazakar semtinin çocuğu olan bir insan nasıl İmam Hatiplilere, Sayın Cumhurbaşkanı'na ve dindarlara küfreder? Zaten savcılık soruşturmasında Başta Ağrı İl Müftüsü olmak üzere o gece Vali yardımcısının odasında bulunan tüm kurum amirleri yapılan iddiaların iftira olduğunu ifadelerinde beyan etmişlerdir.

İyi küfreden mi tercih

Peki, söz konusu vali yardımcısı neden hedefe kondu? Ağrı'da FETÖ ile mücadelede ayak takımı ile değil, kamu kurum ve kuruluşlarında yönetici ve amir pozisyonunda olan örgütün ağababalarını, finansörlerini, liderlerini devletten tasfiye etmeye çalışmış hep. Ve bu çalışmaları nedense hep bir duvara toslamış? Bu duvarın kim veya ne olduğuna dair henüz net bir bilgiye ulaşmazken, Ağrı Valisi Musa Işın'dan benim bu ildeki FETÖ suskunluğuna yönelik sorularıma "Basın Bildirisi" şeklinde cevap geldi. Basın Bildirisi dediğim "şerefsiz, alçak, müfteri, hayasız, tetikçi, müptezelu2026" gibi güzel Türkçemizin pek müeddeb(!), pek seviyeli(!) pek naif(!), pek ahlaklı (!) kelimelerle süslenmiş bir "Küfür Edebiyatı"nın güzide-u00ee numunesi. Küfür dağarcığınızın gelişmesini istiyorsanız Ağrı Valiliği koltuğunda oturan Musa Işın'ın yazdıklarını (http://www.agri.gov.tr/sayin-valimiz-musa-isina-yonelik-guncem-ozel-programinda-erdal-simsek-tarafindan-dile-getirilen-yalan-ve-iftiralara-yonelik-aciklama) linkinden okuyabilirsiniz. Ancak bu sayfayı açtığınızda sağınızda solunuzda 18 yaşından küçük çocuklarınız, kardeşleriniz olmasın. Çocukların ahlaklarına, edeplerine bir halel gelmemesi için bu sayfayı kesinlikle görmemelidirler. Dediğim gibi Musa Efendi'nin bu yazılı metni, Küfür Edebiyatı'nın son numunelerinden.

Ağrı Valiliği makamında oturan şahsın bu küfürlerine cevap veremiyorum. Çünkü o kadar diplere inmeyi beceremiyorum. Ve ömrü hayatım boyunca hiç mi hiç çukurlara inmedim ve inmeyi bilmiyorum.

Sayın valinin anlayacağı dilden cevap verebilmem için acaba ben de hüku00fbmetimizden vali olarak atanmayı mı rica etsem diyeceğim ama geriye kalan 80 vilayetteki hiçbir valinin böylesine edebiyat, terbiye ahlak şahikası(!) olan ne yazılı ne sözlü metnini işittik.

İçişleri Bakanlığı'na sorum

Sayın İçişleri Bakanı ve bakanlık yetkililerine soruyorum: Ağrı valiliği koltuğunda oturan Musa Işın, küfür ve hakaretlerle bezediği sözde "Basın Açıklaması"nda "hakkımda alçakça ve hayasızca yalan ve iftiralara sevk eden ve bu tetikçi ile kimlerin program öncesi ve sonrasında irtibat kurduğu teknik olarak tespit edilmiştir" diyor. Yani valilik koltuğunda oturan şahıs, Anayasal teminat altına alınan "haberleşme özgürlüğü"mü ihlal ettiğini açıkça beyan etmektedir. Bu hususta bakanlığınız idari bir soruşturma yapacak mıdır?

Valilere her soru soran gazetecilerin telefonları valiler tarafından teknik takibe alınıp kimlerle konuştuğu çalışması yapılmakta mıdır? Bildiğim kadarıyla Valilere bu tür yetkiyi veren yasal bir düzenleme yok. Bu durumda Bakanlık olarak siz valilerin istedikleri kişilerin telefonlarını teknik takibe alma yetkisi veren bir yetkilendirme yaptınız mı?

Ayrıca daha önce Ağrı'daki FETÖ ile yapılan mücadele ile ilgili televizyonda dile getirdiğim soruların Bakanlık tarafından cevaplandırılması talebiyle burada yineliyorum:

1- Ağrı'da FETÖ Silahlı Terör Örgütü üyeliğinden gözaltına alınıp denetimli serbestlikle bırakılan kaymakam var mıdır ve bunlar görevlerine iade edilmişler midir?

2- Televizyona çıkıp konuştuğum 16/09/2016 tarihine kadar kamu kurum ve kuruluşlarından FETÖ ile mücadele kapsamında Ağrı'da kaç kurum müdürü, amiri görevden alınmıştır?

3- Devletin resmi istihbarat servisinin verdiği FETÖCÜ LİSTESİ'nin akıbeti nedir? Devletin tespit ettiği FETÖCÜ bu kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ile ilgili işlem yapılmış mıdır?

4- Vali Musa Işın'ın 15 Temmuz Fetullahçı ihanet darbe teşebbüsüne kadar hafta sonları FETÖCÜlerle piknik yaptığı iddia edilmektedir. İçişleri Bakanlığı; TİB'den Vali Işın'ın telefonun hafta sonu saatlerce sinyal verdiği yerde Denetimli Serbestlikle salıverilen FETÖ'cülerin de telefonunun sinyal verdiğine dair bir inceleme yapacak mıdır?

5- Sayın Vali'nin çocukları hangi kolej mezunlarıdır?

6- Tendürek Dağı'nda çatışmalar devam ettiğinde Sayın Vali izine ayrılmış mıdır? Ve Ağrı'da 20 civarında şehit ve yaralı verdiğimiz çatışmalarda Sayın Işın ilde miydi?

İçişleri Bakanlığı yetkililerinden ricam bu sorularıma kendilerinin cevap vermeleridir. Çünkü cevap işini Ağrı Valisi koltuğunda oturan Sayın Musa Işın'a havale ederlerse, korkarım yine Küfür Edebiyatı'na yeni bir metin armağan edecektir.