Fetih ve Gençlik: "Bitmeyen Fetih"
Gençlik Eğitim ve Kültür Federasyonu (GENÇKON) tarafından düzenlenen 15. Fetih ve Gençlik Buluşması, Türkiye’nin hemen hemen tüm illerinden binlerce gencin katılımıyla gerçekleşti.
Ayasofya-i
Kebir Camii Şerifi’nde sabah namazıyla başlayan 15. Fetih ve Gençlik Buluşması
“Bitmeyen Fetih” diyerek fethin bitmediği ve hâlâ devam ettiği düsturuyla
çalışmalarını sürdürüyor.
Hani
dillerden düşmeyen “gençlik nereye gidiyor?” sorusu var ya… İşte bu gençlerin nereye
gittiklerini görünce insanın kalbi umut doluyor.
Basın
ve medyanın suni gündemlerinden sıyrılmış, kendi gündemleri içerisinde
çalışmalarını yapan bir gençlik…
Dünyadan
habersiz kalmayıp olan bitenin farkında olarak, vatana, millete, devlete,
ümmete ve dahi insanlığa faydalı olabilmek için gece gündüz çalışan bir
gençlik...
Maddi
yönlerini geliştirirken manevi gelişimlerini ihmal etmeyen, fethin bitmediğinin
ve gönüllerin fethiyle devam ettiğinin farkında bir gençlik…
Bilgiyi
doğru kaynaktan öğrenmek için araştıran, öğrendikleri bilgileri hayatlarında
tatbik etmek için gayret gösteren ve yaptıkları işi hakkıyla yapan bir gençlik…
Necip
Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle “"kim
var!" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben
varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse
yoktur!" duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...”
Basın,
medya, sosyal medyagibi çeşitli araçlarla zihni işgal altında olan gençlerin
önce kendilerini fethetmeleriyle başlayıp sonra en yakınlarından başlayarak
zihni işgal altında olan herkesin gönlünü fethederek bu işgalden kurtarmaya
çalışan bir gençlik.
Kapitalizmin
“kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız” gördüğü bir ortamda kaynakların kıt
olmadığını, ihtiyaçların değil ihtirasların sınırsız
olduğunu bilen bir gençlik.
İnsanı
üretim faktörünün bir kaynağı olarak gören sistemde insanı bir kaynak değil
kıymet olarak gören bir gençlik…
Geçmişten
miras kalan bu vatanın gelecek nesillerin bir emaneti olduğunun farkında olan,
emanete sahip çıkmak için kuyumcu terazisi hassasiyetine olan bir gençlik…
İstatistiklerle gençlik
Türkiye
nüfusunun %15,3’ünü oluşturan gençler ülkemizin en önemli gücüdür. Ancak
gelecek projeksiyonu verilerine göre bu oranın 2025 yılında %14,3’e, 2030
yılında %14’e, 2040 yılında %13,4’e, 2060 yılında %11,8’e ve 2080 yılında ise
%11,1’e düşmesi öngörülüyor.
Son
yıllarda gençlerin iş gücüne katılımları da giderek artıyor. 2020 yılında %39,1
seviyesinde olan gençlerde iş gücüne katılım oranı 2021 yılında %41,7’ye
yükselmiş.
2020
yılında %25,3 oran genç işsizlik oranı 2021 yılında %22,6’ya düşmüş görünüyor. Buna
paralel olarakne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı2020 yılında %21,2
seviyesindeyken 2021 yılında 24,7’ye düşmüş görünüyor. 15-24 yaş arası gençler
arasında eğitime devam ermek istemesine rağmen (üniversite dâhil) eğitimini
yarıda bırakan gençlerin oranı %7,6 seviyesinde. Nedenlerine bakıldığında %48,1
ile ekonomik nedenler ilk sırayı alırken bunu %23,6 ile eğitimdeki başarısızlık
ve %10,8 ile ailenin izin vermemesi takip etmiş.
Ailenin
izin vermemesi nedenleri araştırılsa muhtemelen ekonomik nedenlere oranına dâhil
olacaktır. Maalesef bu oran çok ciddi ve gözardı edilemeyecek bir oran.Her ne
kadar Türkiye’nin her iline üniversite açılmış olsa da kendi ilinde dahi
ekonomik problemlerle eğitimini yarıda bırakan gençlerin olması oldukça üzücü
bir durum.
Bunun
dışında son dönemde güncellenen haliyle yeni bir boyut kazanan Mesleki Eğitim
Merkezlerine kayıtlı çırak ve kalfa sayısının da 500 bini aştığı açıklandı. Bu yılın
sonuna kadar bu merkezlerdeki çırak sayısının 1 milyona ulaşması hedefleniyor.
Mesleki
eğitimin öneminin giderek arttığı günümüzde gençlerin bu merkezlerde meslek
edinmeleri de sevindirici bir durum olarak önümüzde duruyor.
Yüksek Öğretim Kurumları’nda eğitim
müfredatının güncellenerek gençlerin eğitim hayatları sürecinde tıp eğitim
modelinde olduğu gibi teorik bilgileri pratiğe dökmelerine imkân sağlanmalı. Zorunlu
staj yerine daha uzun süreli kısmi zamanlı çalışmalar ile gençlerin iş dünyasına
katılımları artırılmalı. Böylece iş dünyası tecrübesiz eleman alma/almama
sorununu çözmüş olacak gençler de tecrübe sahibi olup kalifiye bir şekilde iş
dünyasına daha hızlı bir şekilde katılım sağlayacaklardır. Devlet politikasıyla
işletmelere hem yasal zorunluluk hem de maddi destek sağlayarak bu süreç
yönetilebilir hale gelecektir. Hükümet-TOBB-YÖK ortak çalışmasıyla hayata
geçirilebilirse çok büyük bir adım olacaktır.