Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.04
Gram Altın
2989.50
BIST 100
9504.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Fetih ve Gençlik: "Bitmeyen Fetih"

Gençlik Eğitim ve Kültür Federasyonu (GENÇKON) tarafından düzenlenen 15. Fetih ve Gençlik Buluşması, Türkiye’nin hemen hemen tüm illerinden binlerce gencin katılımıyla gerçekleşti.

Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde sabah namazıyla başlayan 15. Fetih ve Gençlik Buluşması “Bitmeyen Fetih” diyerek fethin bitmediği ve hâlâ devam ettiği düsturuyla çalışmalarını sürdürüyor.

Hani dillerden düşmeyen “gençlik nereye gidiyor?” sorusu var ya… İşte bu gençlerin nereye gittiklerini görünce insanın kalbi umut doluyor.

Basın ve medyanın suni gündemlerinden sıyrılmış, kendi gündemleri içerisinde çalışmalarını yapan bir gençlik…

Dünyadan habersiz kalmayıp olan bitenin farkında olarak, vatana, millete, devlete, ümmete ve dahi insanlığa faydalı olabilmek için gece gündüz çalışan bir gençlik...

Maddi yönlerini geliştirirken manevi gelişimlerini ihmal etmeyen, fethin bitmediğinin ve gönüllerin fethiyle devam ettiğinin farkında bir gençlik…

Bilgiyi doğru kaynaktan öğrenmek için araştıran, öğrendikleri bilgileri hayatlarında tatbik etmek için gayret gösteren ve yaptıkları işi hakkıyla yapan bir gençlik…

Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle “"kim var!" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...”

Basın, medya, sosyal medyagibi çeşitli araçlarla zihni işgal altında olan gençlerin önce kendilerini fethetmeleriyle başlayıp sonra en yakınlarından başlayarak zihni işgal altında olan herkesin gönlünü fethederek bu işgalden kurtarmaya çalışan bir gençlik.

Kapitalizmin “kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız” gördüğü bir ortamda kaynakların kıt olmadığını, ihtiyaçların değil ihtirasların sınırsız olduğunu bilen bir gençlik.

İnsanı üretim faktörünün bir kaynağı olarak gören sistemde insanı bir kaynak değil kıymet olarak gören bir gençlik…

Geçmişten miras kalan bu vatanın gelecek nesillerin bir emaneti olduğunun farkında olan, emanete sahip çıkmak için kuyumcu terazisi hassasiyetine olan bir gençlik…

İstatistiklerle gençlik

Türkiye nüfusunun %15,3’ünü oluşturan gençler ülkemizin en önemli gücüdür. Ancak gelecek projeksiyonu verilerine göre bu oranın 2025 yılında %14,3’e, 2030 yılında %14’e, 2040 yılında %13,4’e, 2060 yılında %11,8’e ve 2080 yılında ise %11,1’e düşmesi öngörülüyor.

Son yıllarda gençlerin iş gücüne katılımları da giderek artıyor. 2020 yılında %39,1 seviyesinde olan gençlerde iş gücüne katılım oranı 2021 yılında %41,7’ye yükselmiş.

2020 yılında %25,3 oran genç işsizlik oranı 2021 yılında %22,6’ya düşmüş görünüyor. Buna paralel olarakne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı2020 yılında %21,2 seviyesindeyken 2021 yılında 24,7’ye düşmüş görünüyor. 15-24 yaş arası gençler arasında eğitime devam ermek istemesine rağmen (üniversite dâhil) eğitimini yarıda bırakan gençlerin oranı %7,6 seviyesinde. Nedenlerine bakıldığında %48,1 ile ekonomik nedenler ilk sırayı alırken bunu %23,6 ile eğitimdeki başarısızlık ve %10,8 ile ailenin izin vermemesi takip etmiş.

Ailenin izin vermemesi nedenleri araştırılsa muhtemelen ekonomik nedenlere oranına dâhil olacaktır. Maalesef bu oran çok ciddi ve gözardı edilemeyecek bir oran.Her ne kadar Türkiye’nin her iline üniversite açılmış olsa da kendi ilinde dahi ekonomik problemlerle eğitimini yarıda bırakan gençlerin olması oldukça üzücü bir durum.

Bunun dışında son dönemde güncellenen haliyle yeni bir boyut kazanan Mesleki Eğitim Merkezlerine kayıtlı çırak ve kalfa sayısının da 500 bini aştığı açıklandı. Bu yılın sonuna kadar bu merkezlerdeki çırak sayısının 1 milyona ulaşması hedefleniyor.

Mesleki eğitimin öneminin giderek arttığı günümüzde gençlerin bu merkezlerde meslek edinmeleri de sevindirici bir durum olarak önümüzde duruyor.

Yüksek Öğretim Kurumları’nda eğitim müfredatının güncellenerek gençlerin eğitim hayatları sürecinde tıp eğitim modelinde olduğu gibi teorik bilgileri pratiğe dökmelerine imkân sağlanmalı. Zorunlu staj yerine daha uzun süreli kısmi zamanlı çalışmalar ile gençlerin iş dünyasına katılımları artırılmalı. Böylece iş dünyası tecrübesiz eleman alma/almama sorununu çözmüş olacak gençler de tecrübe sahibi olup kalifiye bir şekilde iş dünyasına daha hızlı bir şekilde katılım sağlayacaklardır. Devlet politikasıyla işletmelere hem yasal zorunluluk hem de maddi destek sağlayarak bu süreç yönetilebilir hale gelecektir. Hükümet-TOBB-YÖK ortak çalışmasıyla hayata geçirilebilirse çok büyük bir adım olacaktır.