Fetih Haktır
Muhsin Demirel o unutulmaz muhteşem şiirinde "Fetih haktır, fetih muhakkaktır." diyordu. Köhnemiş anlayışların çatırdayıp yıkılmasıdır fetih. İnsanın yeniden dirilişi, uyanışı ve yürüyüşüdür. Sadece bir şehrin alınışı değil değil fetih. Zulümle anılan bir çağın kapanışı, adaleti dünyaya yayacak bir dönemin başlangıcıdır. Fatih Sultan Mehmed, bir cihan sultanı olarak hüsn-ü kabul gördü, saygıyla karşılandı ve kendisine ümitler bağlandı. Umutlar boşa çıkmadı, karşılık buldu. Bu bakımdan ümit, hasret ve müjdeli bir sevdadır fetih.
***
29 Mayıs 1453 Destanı, Doğu'nun Batı'ya galibiyetidir. Adaletin zulme üstünlüğü, Hakkın batılı yenmesi, iyiliğin kötülüğü alt etmesidir. Sadece surların aşılması, şehrin alınması, Bizans'ın yenilmesi değil fetih. Aynı zamanda gönüllerin de kuşatılması, ruhların da zapt edilmesi ve İslam'ın da neşvü nema bulması, parlak ışıklarının parlamasıdır. Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya, o ihtişamlı "Fetih Marşı"nda ne diyor: "Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; / Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; / Kerpetenlerle su00fbrun dişleri sökülecek! / Yürü hala ne diye oyunda, oynaştasın? / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın."
Milletimizin ruh köküne bağlı, değerlerine sevdalı olan şairimiz, gençliğin de kararlı ve sebatkar olduğuna inanır ve ondan ümitvardır: "Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden / Senin de destanını okuyalım ezberden / Haberin yok gibidir taşıdığın değerden / Elde sensin dilde sen; gönüldesin, baştasın / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın."
***
İstanbul 1453 yılında fethedildi. 2017 senesini yaşıyoruz. Batı, tam 564 yıldan beri bu hezimeti unutmadı, bu mağlubiyeti kabullenemedi, bu acıyı içinde taşıdı. Zannediyor musunuz ki İstanbul'dan vazgeçecek? Asla! 15 Temmuz 2017 tarihinde içerideki hainlerin ve dışarıdaki düşmanların işbirliğiyle gerçekleşen Türkiye'yi istila ve işgal hareketi bu kirli amaca yönelikti. Türkiye'yi parçalamak ve İstanbul'u Müslüman Türk'ün elinden alma teşebbüsüydü. Ama muvaffak olamadılar. Asırlardır gördükleri aldatıcı rüya onlar için kabusa döndü, ümitleri söndü. Hevesleri kırıldı, inançları darmadağın oldu. Yine de vazgeçmeyecekler. Yine uğraşacaklar. Ama nafile. Batı, 15 Temmuz'dan sonra iğrenç emellerini daha çok göstermeye başladı. Kanlı dişlerini gizleyemiyor. Yöneticileri, alçak duruşlarını, ihanet örgütleriyle nasıl birlikte olduklarını saklamıyorlar. Artık kimseyi aldatamıyorlar. Bizi de, İslam alemini de, insanlığı da! Dolayısıyla her 29 Mayıs gün onlar için bir matem günüdür. Mersiyelerini gizlice yazıyorlar, ağıtlarını durmadan yakıyorlar.
***
Doğu'nun uyanışı başlamıştır. Bu hamleyi kırmak, İslam ülkelerini birbirine düşürmek, Müslümanlar arasında kin ve nefret tohumlarını ekmek istiyorlar. Bazı Müslümanlar belki zaman zaman gaflete dalıp bu tuzağa düşüyor. Lakin inanıyorum ki, mutlaka intibahı, sabahı, uyanışı yaşayacağız. Masumların kanını dökerek hayatta kalan Batılı canavar emperyalistler, sun'i güçlerini kaybedecekler. Bu şanlı duruşun, bu mübarek direnişin de öncüsü Türkiye olacaktır. Batı'nın Türkiye ile devamlı uğraşması, başımıza musallat edilen terörist gruplarını pervasızca ve küstahça desteklemesi boşuna değildir. Işık yanmış ve ortalık aydınlanmıştır. Artık kimseyi aldatamayacaklar, gaflet uykusuna yatıramayacaklar. İnşallah İstanbul'un fethi gibi yeryüzündeki bütün insanların gönülleri de fethedilecektir. İslam'ın aydınlık düşüncesi, temiz imanı ve kutlu medeniyeti bütün cihana yayılacaktır.
NOT: Yeni Akit Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni, kıymetli gazeteci yazar, iyi insan Kadir Demirel, müessif bir hadisede Hakka yürüdü. Allah'ın rahmeti, mağfireti üzerine olsun. Ruhu şad, kabri nur, mekanı cennet, menzili mübarek, makamı ali olsun. Başta ailesine, gazete yöneticilerine, meslektaşlarına, dostlarına, okuyucularına ve bütün sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.