Fethin sembolü: Ayasofya
Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya’nın ‘Fetih Marşı’ şiiri ders kitaplarımızda yer alır, her yıl 29 Mayıs anma törenlerinde okunur. Şiiri Yıldırım Gürses’in bestesi ve kendi sesinden de dinlemişsinizdir. Şiirde tekrarlarla günümüz gençlerine Fatih olmaları yönünde mısralar vardır. Onlara Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta oldukları hatırlatılıp oyun oynamayı bırakmaları, ciddi meselelerle uğraşmaları tembihlenir. Genç kızlarımızda nasiplerini gündelik işlerle telaşta olduklarına dikkat çekilerek “Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!” mısraı ile alırlar. Şiir, Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın? / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın! ile noktalanır.
Dün İstanbul’un
fethinin 570. Yıldönümüydü. Ankaralı olarak İstanbul’umuzun zafer gününü en
kalbî dileklerimizle kutlamak istedim. İnanıyorum ki tarihte yaşanan bu çok önemli olayın
anlam ve önemini tarihçilerimiz başta olmak üzere binlerce kişi bilmekte
kalmayıp araştırmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in
komutanlığındaki ordumuzun Bizans’ın başkenti Constantinopolis'i fethettiği ve böylece Bizans İmparatorluğu'nu
yok etmesinin 570. Yılını coşkuyla kutladığımız şu günlerde Pazar günü yapılan
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle bağ kurmayacağım.
Zira İstanbul’un fethi
sadece bir şehri ele geçirmek değil, çağ kapatıp yeni bir çağı açmaktır.
Fetihle sadece tarihimizin değil aynı zamanda Dünya tarihinin akışını
değişmiştir. Hz. Muhammed'in “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu
fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur!..” hadis-i şerifi ile
müjdelediği fetih bundan tam 570 yıl önce Fatih tarafından
gerçekleşmiştir. Şimdi bazıları bu hadisin sahihliği veya hadis kitaplarında
olmadığını veya sahihliğinin tartışıldığını ifade edeceklerdir. Şunu peşinen
söyleyeyim ilahiyat tahsilim olmamakla beraber dinî bilgilerimi bu sütunlarda
tartışacak değilim. Bir hadisin
Kütüb-i Sitte'de bulunmaması sahih olmadığı anlamına gelmeyeceğini ilim adamlarımız söylemektedir.
Henüz 21 yaşında olan
Fatih, üstün askeri dehasıyla Bizans devletini tarihten silmeyi başararak
Peygamber Efendimizin ‘o güzel komutan’ sözleriyle müşerref olmuştur.
Birçok
tarihçi tarafından Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olarak kabul edildi.
Fetih'ten sonra Fethin Babası anlamına gelen ‘Ebû'l-Feth’ daha sonraki
dönemlerde ise ‘Çağ Açan Hükümdar’ ve ‘Kayser-i Rûm’ unvanları ile anıldı. Fatih,
Hz. Muhammed'in İstanbul ile ilgili
hadisine nâil olduğu için günümüzde İslam dünyasının geniş kesiminde ‘kahraman’
unvanı ile bilinmekte ve kabul edilmektedir.
Osmanlı’da
fethedilen bir şehrin fethedildiğinin tescillenmesi için en büyük mabedinde
ezan okunması ve ilk Cuma namazının burada kılınması bir gelenektir. İşte
fethin akabinde Sultan Fatih, sancağını Ayasofya’nın
ortasındaki mihrabın bulunduğu yere dikmiş, kubbeye doğru bir ok fırlatmış ve
ilk ezanı kendisi okuyarak, secdesi yapıp iki rekât şükür namazı kılarak Ayasofya’yı camiye çevirdiğini
göstermiştir.
Fetihle
birlikte 481 yıl cami olarak hizmet veren Ayasofya,
24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüş, Danıştay’ın
10 Temmuz 2020 de söz konusu kararı iptal etmesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ayasofya’yı
yeniden ibadete açtı. Seçim sonuçları nasıl mı oldu?
Milletimiz
gereğini yaptı, şimdi top tekrar Cumhurbaşkanımızda…