Fethi Abi İçin Ağıt
Bugün el bağlayıp önünde eğilmek istiyordum Fethi Abi. Bu gün kısa cümlelerle seni anlatmak istiyordum. Gözlerimde damla damla yaşlar akıyor karakış yağmurlarıyla karışık. Lapa lapa yağan karın da altındayız.
Kerpiç kokulu bir evin gölgesiydi seni ağırbaşlı ve beyefendi kılan. Harput türküleriyle büyüdün sen. Bilmem papatyalardan kurdele yapmışmıydın sevdiğin için. İçindeki sevgidir seni büyüten büyük bir yüreğe sahip kılan. Fırat'ın kenarında ağıt yakan kadınlar bugün senin için ağıt yakıyorlar. Kar mı yağmış şu Haput'un başına dercesine...
Sen ki kaç istilayı def' ettin koca yüreğinle. On Beş Temmuz darbecilerini mi trafik teroristlerini mi anlatsam.Bir ağacın yaprakları gibi ağarttık ağaran saçlarımızı. Suskun gülüşlere aldırmadan, dikenli güllere bakakaldık. Gençken yoğurduğum mutluluk tomurcukları şimdi acıya dönüştü. Artık acılarımı, acılarımızı yoğuruyorum senin için.
Çocukların, annen ve ailen bunların hepsini baştan söylemeliyim.Bir ahlak abidesi gibi durur gözümün önünde. Suskun dervişlerin gönülleri var onlarda. Ah kalemin dili olsa da anlatsa onları. Şehit haberini vermek için eve gelen polislere "babam evde yok. Kapıyı açamayız." diyen o gonca gülleri ne güzel yetiştirdin ey güzel insan! Şimdi onlar öksüz Fethi Abi. Vatan sağolsun. Ahh! Fethi Abi kaldıramam bu yükü. Kalem yazmıyor artık. O çocuklar daha küçük, o çocuklar daha küçükken büyümeyi öğrenmişler. Ne güzel sorumluluklar yüklemişsin sen.
Vakit ikindi. Sular soğuktan dondu. O gün ilk defa İzmir hüzünlüydü. Hüzünlü yağmurlardan sonra hüzünlü karlar yağmıştı. İzmir, yeniden bir kurtuluş savaşına sahne olmuştu. Yüz yıl önce İzmir'de düşmana ilk kurşunu atan Hasan Tahsin de şehit olmuştu. Onun düşmana sıktığı kurşun Anadolu'nun her yerinde duyulmuş ve milli mücadeleye şan şeref katmıştı. Evet şimdi Fethi Abi, sen de son kurşununa kadar kalleşlere karşı dik durdun. Vatanı, milleti haysiyet ve şerefimizi korudun.Kalblerinde buzları erimeyen caniler, güzel İzmir'imizi ve güzel insanları katletmek istedi. Sen buna izin vermedin Fethi Abi. Karanlığın kalleş bekçileri beyaz sayfaları kanatmak istedi.. Sen onlara izin vermedin canı pahasına da olsa.
Ah Fethi Abi. Sende o yürek o mangal yürek sarmaladı bütün İzmir'i. Siper oldun, korudun herkesi. Madem ölüm bir defa, neden Allah için olmasın dedin ve gittin. Arkadaşlarının deyimiyle yine Gakkoşluğunu yaptın Fethi Abi. Önden gidenlere selam olsun.
Ne ufak bir ihmal ne de uzak ihtimal bizi yaralayabilir. Kaderin ötesinde değiştiremez rengimizi mevsimler. Feleğin çarkına çullanmış ecel celalileri götürdü seni. Geride kıvılcım ateşi gönüllerde bırakarak gittin. Son kurşununa kadar dayanarak gittin. Gidilecek tek bir mekan var senin için Fethi Abi. Sen cenneti çoktan hakk ettin. Amma vuslat, amma vuslat dedin. Ben rabbime koşuyorum dedin.
Haramilerin, Decalların, Haşhaşilerin ve daha bilmem hangi çekirge sürülerinin istilası altındayız. Bu hikaye çok uzun ve çok eski Fethi Abi. Hz. Adem'den beri biz Kabil'e karşı Habilin tarafını tuttuk. Peygamberimiz, iki cihan serveri, gözlerini bu dünyaya kapatırken de onun sünnetinden nasibini alamamışların karşısındaydık biz.
Mum ışığında kelimelerim kayboluyor Fethi abi. Cümleler boğazımda düğümleniyor. Bu yıl Elazığ'da Baskil'de Zerdali, Kayısı çiçekleri sensiz açacak. Gittin, giderken bir muştu gibi gittin Fethi Abi. Topraktan bir işaret taşıyarak gittin. Bizden selam götür cennetteki şehit bahçesinin sakinlerine. Hz. Hamza'ya, Şeyh Şamil'e, Ömer Halisdemir'e selam götür.Sana kucağını açıp duran sevgili peygamberimize selamlarımızı götür. Şehit tahtında Rabbe gülümseyenlere selamlarımızı götür. "Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm./Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm." Ölüm diyen dizelerin sahibi Erdem Beyazıt Abiye de selam götür.