Ferisi ahlaklı İran
Daha önce HAMENEY VE AHMEDİNEJAD'A AÇIK MEKTUP başlıklı bir İran güzellemesi yazmıştım. Dostlardan kimileri ağır bulmuş ve kırılmışlardı. Şimdi o gün yazdıklarımın çok hafif kaldığını gördüm ve kırılmaya hazır dostlar! kalmışsa onların da işini kolaylaştırmak için bu yazıyı kaleme aldım.
İran, daha doğrusu Şiilik için öteden beri söylenmedik laf kalmamıştı. Sünni, Vehhabi alimlerden kimileri Şia için,
"Sünniliğin önünün kesilmesi için, İslam dinini bulandırmak için Yahudilerin kurduğu mezhep" demiş (ben bununla ilgili olmadığım gibi bu iddiaya "şimdilik" inanan biri de değilim)
Kimileri "Ali'nin intikamı uğruna Sünnilerden intikam almak için (hangi akla hizmetse) her türlü dalavere, takiye, münafıklık yapabileceklerini" iddia etmişti.
Bazıları da u2013ki bunlar son dönem müellifleri- "Şiiler tıpkı İsrail gibi Sünni dünyada kangren olsun diye Batı ve Yahudiler tarafından destekleniyor, bu destek, İsrail'in İran'a (Saddam'la savaşında silah yardımında bulunduğu gibi)direkt destek olabildiği gibi, zaman zaman höt-möt demesi şeklinde oluyor, yoksa bunlar asla birbirine zarar vermezler" diyorlar.
Geriye bakıldığında Rahmetli Erbakan Hocanın başbakanlığı döneminde "ABD'nin uyarılarına rağmen" İran'a yaptığı ziyaret ABD için 28 Şubat 1997'de darbeye gerekçe kılınmıştı.
Batı'nın İran düşmanlığının tamamen göstermelik olduğu anlaşılıyor. İran Batı için daima gizli bir müttefik görevi görmüştür. En son Afganistan ve Irak işgali de bunu net bir şekilde ortaya koymuştu. Çünkü "İran ABD'nin Afganistan'ı işgalini kolaylaştırdık"larını resmi ağızlardan itiraf etmişti.
Asıl İran'ın en amansız rakibi Mısır'dı, Suudi Arabistan rakip olarak bilinse de.
Ama şimdi ve aslında her zaman rakip Türkiye. Bertaraf edilmiş Mısır tehlikesi, tehdit ve rakip olmaktan çıkmış, yarınından emin olamayan Suudi Arabistan. Artık rekabet enerji merkezi, enerji güzergahı olmayla alakalıdır. Enerjide bir merkez İran olsa da enerji pazarlamak için güvenli liman ihtiyacı şarttır. Bu liman görevini Türkiye üstlenip gerekli anlaşmaları yapınca İran'ın Sasani uyuzluğu Ferisi ahlaka dönüştü. (Ferisi ile Fars'ı karıştırmayalım)
Hey gidi günler!
80'li yılların başlarıydı,
İran İslam Cumhuriyetinin Sesi Radyosundan "Kur'an'ın Gölgesinden" programını dinlerdik. Onurlu şehid Seyyid Kutub'un muhteşem tefsiri Fi Zilali'l Kur'an okunuyordu radyodan. Spiker anlata anlata bitiremiyordu. İhvan'ı Müslimin'in kurucusu ve Şehid Hasan El Benna'yı anlatıyorlardı Mısır'ın diktatörlerine lanet ederek.
Şimdi görev tamamlandı ve aslına rucu00fb etti Pers-Şii Cumhuriyeti. Bu rucu00fb İran'ın değil Sasaniliğin ve Şiiliğin rucu00fbu olmalı. Yoksa geçen aylarda katil Sisi yöneticilerinin İran'a yaptıkları ziyarette en yetkili ağızdan şu sözler dökülür müydü:
"Cemal Abdünnasır konuştuğunda Atlas Okyanusu'ndan Hint Okyanusu'na kadar halkların Abdünnasır'ın konuşmasından etkilenmesini unutmayacağızu2026"
Allah Allah!
Peki, bu sözler hangi bahtsız ağza ait dersiniz?
İran'ın en yetkili Merci olan Hamaney'in dış politika danışmanı eski başbakanlardan Ali Ekber Velayetiu2026
İşte,
İran Şiiliğinin geldiği nokta burası. Ferisi ahlak deyişimizin nedenlerinden birisi de bu.
Mısır heyeti başkanı Salah El Desugi ise Mısır ve İran arasında tarihi ilişkilerin olduğuna dikkat çekerek, "İran devriminin düşmanları olduğu gibi Mısır'daki devrimin düşmanları da var" demiş. Şiicikler de "yahu ne devrimi, siz sivil halkınızdan 4000 kişiyi gece baskınıyla katlettiniz" demedi.
Hani "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandı?"
Acaba Ferisilerin ana yurdu Mısır (Mısır diyorsam da kastım Sisi) ile onları en iyi taklit eden İran'ın yakınlaşmasının en önemli nedeni Türkiye düşmanlığı olmasın?
Neyse, bu Şia ve Fars ırkçısı İran şimdilerde Türkiye aleyhinde karalama yapıyor. Almanların kontrolündeki istihbaratının dezenformasyonuna Şii-Fars Devrim Muhafızlarının kontrolündeki medyası da katıldı.
Ferisiahlaklı Şiiler, İran'ın ARM MEDİAsı olarak bilinen Fars Haber Ajansı, Keyhan ve irili ufaklı onlarca internet sitesi ile hücumda. Yukarıda "ilgili değilimu2026 inanmıyorum" dediğim "Sünniliğin önünün kesmek ve İslam dinini bulandırmak için Yahudilerin kurduğu mezhep" dedikleri İran Şiiliğinin yine İran Farsçılığı ile buluşması tam da o amaca hizmet ediyor.
İran'da medyanın çoğunu Sepah-e Pasdaran-e İnkılabi İslami (İslami Devrim Muhafızları Ordusu) tarafından kontrol edildiğini söylemiştik, yani Şii Pravda.
Diyorum ki nerdeeen nereye?
