Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.71
Gram Altın
2976.12
BIST 100
10039.26
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Kasım 2024

​Felsefe, özgürlük ve düşünce

Felsefe, sahici soruları olan sahici insanların sahici bilgelik, ahlak ve varoluş arayışıdır ve serüvenidir. Soruları olmayan, sadece yağma ve talanla hayatlarını geçiren, düşünmeyi varoluşsal olarak tecrübe etmeyen bedevi ve barbar toplumlarda felsefe yoktur. Felsefe, kadim Yunan medeniyetinin insanlığa kazandırdığı bir tecrübedir. Doğa, insan ve toplum üzerinde sahici bir şekilde düşünen, tartışan, konuşan ve üreten Yunan filozofları insanlığa bitmez tükenmez bir yol açmışlardır. Eski Yunanda açılan felsefe yolunda insanlık yürümeye devam etmektedir.

Felsefe, doğmadan, otoriteden, gelenekten, muhafazakarlıktan, tutuculuktan, ilhamdan, kerametten,mucizeden, nakilden kaynaklanmaz. Felsefe, akıldan, mantıktan, gözlemden, tecrübeden, tartışmadan, konuşmadan, diyalogdan kaynaklanır. Felsefe, doğmaların ve otoritelerin ve hurafelerin karanlık ve kirli mağaralarından özgürleşerek kişinin bağımsız olarak akletme, düşünme ve yaşama çabasıdır. Bir doğmaya, otoriteye, ilhama, keramete, mucizeye, nakile dayalı olan, düşünme, felsefe ve akletme olarak nitelenmeyi hak etmemektedir.Felsefe, toplumdan ve kültürden elde edilen bütün kurgulardan, yalanlardan, kurumlardan ve kaynaklardan bağımsız olarak kendi başına düşünme özgürlüğüdür, tecrübesidir ve yaşam stilidir.

Felsefe ve özgürlük perspektifinden bakıldığında sorgulanmayacak, tartışılmayacak, şüphe edilmeyecek hiçbir doğma, kalıp, kaynak, otorite gelenek, alışkanlık, kitap ve kişi yoktur. Felsefe ve özgürlük, bireye kayıtsız şartsız, şeksiz şüphesiz hiçbir şeyin kabul edilmemesini, inanılmamasını ve teslim olunmamasını öğretmektedir. Felsefede, düşünmede, arayışta, otorite olarak görülecek hiçbir insani, insanüstü veya doğaüstü güç, otorite veya kurgu yoktur. Bilgi, bilime, akla, bilimsel araştırmaya ve mantığa dayanmalıdır. Bilimsel bilgi dahil bütün felsefi, sanatsal, ahlaki, toplumsal, ekonomik, ideolojik, dini, kültürel bilgilerden ve kabullerden şüphe edilir ve sorgulanır. Kerameti ve hakikati kendinden menkul hiçbir bilgi yoktur.

Felsefe, insanın bütün hayatını kapsayan geniş ve sınırsız bir şemsiye gibidir. Felsefe şemsiyesi altında hakikat tekelciliğine ve sahipliğine, mutlak otoritelere, değişmez kaynaklara, tartışılmaz ve yanılmaz kişilere ve kurgulanmış inançlara yer yoktur. Felsefe, insana hiçbir kurtarıcının beklenilmemesi gerektiğini, insanın mehdi, mesih, elçi, şeyh gibi sahte kurtarıcılara ihtiyacı olmadığını, insanı olgunlaştıracak ve geliştirecek kaynağın anahtarının gene kişinin kendisinde olduğunu gerçeğini bize söylemektedir. Felsefe, insanı bütün yüce yalanlardan, yanılgılardan ve yanılsamalardan özgürleştirmek için hakikat, güzellik ve iyilik için yolda olunan bir arayış ve çabadır. Felsefede kemal yoktur. Felsefe tarihinin hiçbir gününde hiçbir felsefi doktrini, kemale erdiğini ilan etmemiş ve insanlık için artık tek doğru felsefe oldukları iddiasında bulunmamıştır.

Felsefe, üzerinde düşünülmemiş, akledilmemiş, tartışılmamış, gözlemlenmemiş, kanıtı sunulmamış inançların, kabullerin ve kanaatlerin, hayatlarımızı çürüttüğünü ve hayatı tutsak aldığını bize öğretmektedir.Hiçbir sorgulama, düşünme ve akletme olmadan önümüze mutlak doğru olarak dayatılan her şeyin aslında bir yalandan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığının farkına varmak, bazen bir ömrü alabilmekktedir. Mutlak doğru olarak inanılan şeyler, aslında temelsiz, gereksiz ve verimsiz yalanlardan, yanıgılardan ve yanılsamalardan başka bir şey değildirler. Gerçek olmayan inançlar, kabuller ve kanaatler, sadece gerçek dışı değildirler, aynı zamanda zararlı ve yıkıcıdırlar. İnsanların fanatizme, ayırımcılığa, nefrete ve şiddete sürüklenmesinde gerçekdışı ve gereksiz inançlar, önemli rol oynamaktadırlar. Gerçekliği garanti eden hiçbir otorite, kurum, kaynak, kişi ve kalıp yoktur. İnsan, bütün söylenilenleri ve yapılanları aklın ve bilimin süzgecinden geçirerek test etmek zorundadır. Birey, akıl süzgecinden geçirdiği, lehlerine doyurucu kanıtlar bulduğu düşüncelerini değerli, verimli ve gerekli olarak ele alabilir.Felsefenin bilgeliğinden ve sevgisinden mahrum yaşayan, cehaletin ve fanatizmin konforuna kendini teslim etmiş sayısız insan, hayatı cehaletin sürekli olarak üretilmesi olarak yaşamakta ve böylece verimsiz bir şekilde her şeylerini israf etmektedirler.