Fazla yönetici yüksek başarı için gerekli mi?
Yönetim hiç şüphesiz önemlidir. Diğer yandan insanların bir kısmı da varoluşunu yönetici olmaya endekslemiş. Her tarafta bir yönetici ile karşılaşıyoruz! Müdür, başkan, muhtar, şef, kadın kolları başkanı vs vs… Bu yazımda eğitimde yönetici oranını temel alarak yönetici bolluğu ile ilgili bir değerlendirme yapacağım.
Bir yazımda MEB ve üniversitelerde yönetici
sayısı ile ilgili hesaplamaları paylaşmıştım. Eğitim sisteminde yönetici
oranlarının hatırlatmakta fayda var: MEB öğretmenlerimizi %15-20 kadarı
yönetici olarak çalışmaktadır. Üniversitelerimizdeki tablo ise bundan çok
farklı değil. Üniversitelerimizde profesörlerin %25-35’i yönetici olarak görev
yapmaktadır. Üniversitelerde, profesör ve doçent gibi öğretim üyelerinin
%52,02’nin akademik yönetici olarak atama yapma imkânı var.
Bu kadar yöneticiye rağmen eğitimde başarı
durumumuz nedir?
Değerli okurlarım MEB okullarının durumunu
yansıtan PİSA sonuçları ve dünya üniversite sıralamalarını inceledikçe eğitim
sistemimiz ile ilgili ister istemez bazı kaygılara kapılıyoruz.
Elbette bu sonuçların birçok açıklaması
yapılabilir. Sorunun bir yönü yönetici sayısı veya yönetim sistemimiz ile
ilgilidir. Bu durum, A ve B (Japon) ülke
takımları arasındaki kürek yarışını anlatan bir hikâyede çok güzel bir şekilde izah
edilmektedir.
Dümenci
sayısı…
Hikâye, A ve B (Japon)
takımları arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilmesi ile başlamakta...
Yarışta her iki takımın bir kayıkta 9’ar
kişiden oluşmasına karar verilir… Takımlar personel dağılımını şu şekilde
belirlemişler: A takımında 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik, 3 kişi müdürlük
yapıyor ve 1 kişi de dümeni kullanacaktır. B (Japon) takımında ise 8 kişi kürek çekiyor,
1 kişi dümencilik yapacaktır.
Her iki takımda, performanslarının en üst
düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık ve organizasyon yaparlar...
Büyük gün gelir ve yarışma yapılır… Yarışma
sonunda Japon takımı yarışı bir kilometre farkla kazanır... Yani A şirketlerinin
takımı yarışı kaybetmişti…
Yarış sonrası A şirketleri yöneticileri çok
sarsılır ve yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verir.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu hazırlanan raporlara
göre yarışın kaybedilmesinin nedeni bulunur ve çözüm önerisi getirilir. Çözüm
olarak “yönetimdeki düzeni” güçlendirmek için 1 genel müdür atanır ve
sandaldaki ağırlığı dengelemek için de kürekçi sayısı 1’e indirilir.
Bu düzenleme sonrası Japonlara yeni bir yarış
teklif etme kararı alınır. Japon şirketler yönetimi bu teklifi kabul eder…
A şirketleri takımı yeni genel müdür
başkanlığında Japonlarla yeni bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandırıldı. A takımında
yeni yapılanma şekli şöyleydi: 1 genel müdür, 1 müdür, 2 müdür yardımcısı, 3 dümen
şefi, 1 dümenci ve 1 kürekçi… Japon şirketlerin takımında ise yine 8 kişi kürekçi
ve 1 kişi dümencidir…
İkinci yarışma sonunda Japon Takımı yarışı bu
sefer iki kilometre arayla kazanır…
A şirketleri için bu kadar çabadan sonra elde
edilen sonuç üzüntü vericiydi… A şirketler yönetim kurulu hemen harekete geçer
ve ilgililerden kapsamlı bir rapor istenir… Hazırlanan yeni raporda yarışın
kaybedilmesinde görevini yeterince yapmayan kürekçi sorumlu tutulmakta ve kürekçinin
kovulması talep edilmektedir… A şirketler yönetim kurulu rapordaki öneriyi
kabul ederek kürekçinin işine son verilmesine ve müdürlere ve diğer yöneticilere
sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verilmesine karar verir…
Hikâye bu olmakla birlikte yönetim sorununun
derin olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Mademki çok sayıda yönetici kadromuz
var, o zaman hiç yoksa ilgili alanda iyi bir yöneticide hangi özellikle
bulunması gerektiğini tanımlayarak işe başlanmalıdır. Eğitime dönersek, eğitim
sistemimizi çağdaş bir düzeye getirmek için yeniden yapılandırılmalıdır. Bunda iyi
eğitici (öğretmen/akademisyen) yetiştirilmesi ilk düşünülmesi gereken konudur.
Son söz: Çok dümenci az kürekçi ile iyi yönetim
olmaz.