Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Aralık 2019

Fayton zulmü

Fransızca bir kelime olan phaeton, tarihte ilk kez M.Ö 2800’lü yıllarda Mısır’da görüldüğü söylenir. Bizde de padişah Abdülmecit zamanında kullanılmaya başlanmış. Hele 2. Mahmut hastasıymış.

Bir de mitolojik hikâyesi var. Şu meşhur Tanrıları Zeus ile alakalı… Gerek yok buna da.

Maksadımız nostalji yapmak değil. Bizim mevzuu Adalarda yaşanan trajik fayton hikâyeleri ile alakalı.

Fayton, Adalar’da kamu ulaşım aracı olarak ilk kez 1917’de İsmail Arif Karadoğan’ın tek atıyla başlıyor. Sonra bu atlar 200’e kadar çıkarılarak bir sektör oluşmaya başlıyor. 1928 yılından beri de buraya taşıt sokulmuyor.

Adalar’a akın eden insanların en büyük zevklerinden biri de fayton seyahati yapmaktır. Malum biz insanlar, hayvanların üzerinden huzur bulmak isteriz. Ve elbette onların çektiği ıstıraba pek de aldırmadan yaparız bunu.

Ben de bir defa bindim. Lakin atlara bakmaktan hiçbir yeri göremedim. “Başkalarının omzuna binmeyi sevmiyorum” diyen Yusuf’u düşünmüştüm. Sırf biz, keyif alacağız diye yokuşu tırmanan atlar… Bu utancı hala yaşarım.

İndiğimde sahibine günde kaç tur attığını, atların nasıl beslendiğini, dinlenme saatlerini, ahır bakımlarını vs. sormuştum. Hiçbir eksikliklerinin olmadığını ifade etmişti.

Lakin son yıllarda yaşanan hayvan ölümleri ve bugünlerde Ruam hastalığı sebebiyle 81 atın itlaf edilmesi bu meseleyi önemli hale getiriyor.

Bilindiği gibi Büyükada’da üç ay boyunca atların faytonlara koşulması durduruldu. Bu kararın ardından bazı atların içler acısı hali içimizi burktu. İki at çöpte yemek ararken görüntülenmişti.

“Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi” açısından atların ağır şartlarda çalıştırılması, eziyet verici uygulamalar sonunda sağlıklarının olumsuz yönde etkilenmesi hususu göz önünde bulundurularak, Adalar’da yük aracı olarak kullanılan at arabalarının kaldırılması meselesi 1998 yılından beri gündemde.

Oysa Dünyada hayvan haklarıyla ilgili ilk kanun 1587 yılında 3. Murat döneminde çıkmıştır. Yük beygirlerine taşıyabileceklerinden fazla yük yüklenmemesi için padişah fermanı çıktığını biliyoruz.

Abdülmecid döneminde yayımlanan bir bildiride de cuma müminlerin bayramı olması sebebiyle beygir ve eşeklerin nakil işleminde kullanılması ve hatta üzerine binilmesi bile yasaklanmıştır.

Ne var ki bu hassasiyet ve kültür birikimi Adalar’da işe yaramadı.

Yapılan tüm çağrılara rağmen AK Parti Büyükşehir Belediyesi dahil kimse bu hazin meseleyi çözüme kavuşturamadı. Ve o zavallı atlar yük taşımacılığına devam etti.

Bırakınız kaldırmayı 2005 yılında faytonlarda bulundurulması zorunlu aksesuarların yanı sıra, faytonların daha nitelikli hale getirilmesi amacıyla çok sayıda şartlar arandı. Örneğin bunun için Güzel Sanatlar Fakülteleri Endüstri Tasarım Bölümleri ile yapılacak çalışmayla bir fayton prototipi belirlenecekti falan.

Ne var ki biz insanların zevki için ağır çalışma şartları yüzünden her yıl 300 at ölüyor. Sezon sonunda işe yaramaz hale gelen atlar ise kesim için şehre yollanıyor.

Ekrem İmamoğlu, Haziran’da verdiği bir röportajda, fayton uygulamasına son verileceğini ve elektrikli faytonların kullanıma gireceğini söylemişti.

Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’nun “Oylarımız Hayvanlar İçin” kampanyası kapsamında “Söz Veriyorum” taahhütnamesini de 27 Mart’ta imzalamıştı.

Hayvan hakları aktivistleri birkaç gündür Adalar ilçesindeki atlı fayton taşımacılığının tamamen kaldırılması talebi ile İBB’nin karşısındaki Saraçhane Parkı’nda nöbet tutmaya başladı.

Bir aktivist, Büyükada’da yasal olarak bulunan 1.600 atın dışında sürekli kaçak olarak at getirildiğini, tanesinin 1.000 lira civarı olduğunu, adada çok ciddi ruam hastalığı olmasına rağmen kaçak getirildiği için aşılanamadıklarını ifade ediyordu.

En hazin olanı da doğan taylar, anneden ayrılması için ya adanın arkasındaki uçurumdan atılıyormuş ya da dövülerek adanın içindeki köpeklerin arasına…

İmamoğlu geçenlerde konuyla alakalı; “Biz, yüzde 90 oranında, taşımacılıkla ilgili süreci tümüyle elektrikli araçla çözeceğimizin alt yapısını oluşturduk” demişti. Bu sorunun çözülmesi elzemdir.

Belli ki toplum olarak bu konuda duyarsızız. Onca atın eziyetine ve hatta ölmesine rağmen hala fayton keyfi yapacak kadar duyarsız bir toplumuz. En iyisi bu meselenin tümden çözüme kavuşturulmasıdır.