Faydasız ilimden Allah'a sığınırım!
“Rabbimiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru olanlara bir korku yoktur. Onlar üzülecek de değillerdir.” ( Ahkaf 46/13)
Felsefe varlığın ne olduğunu düşünür. Somut olmayan bilgiyi tartışır. Bilginin kaynağı akıl, beş duyu organı denilmiştir. Beş duyu organımız göz, kulak, burun, dil ve deridir. Akıl ise soyuttur. Mahiyeti bilinmeyendir.
Peki mahiyeti bilinmeyen, soyut olan akıl nedir?
Akıl Allah’ın bir temsilcisidir. Nur Allah’ın ismi, bilgi ise Allah’ın vasfıdır. Allah’ın insanlara sözlerinin içinde olduğuna inandığımız Kur’an-ı Kerim’i somut bilgi kaynağı olarak elimize vermiştir. Korumasını da üzerine almıştır. Aklımızdaki bilgiler de bu kitabın içindeki bilgiler kadardır.
Kendini bilgili sanan, bilgisi ile böbürlenen, kibirlenenin bilgisi ulaştığı bilgi kadardır. Aklın son merhalesi ise kendi kendini inkar etmesidir. Bundan dolayı duamız; Allah’ım fayda vermeyen ilimden sana sığınırım!” Olmalıdır.
İlim de bilgi de disiplin ve kural ile olmalıdır. Bilim; belli bir kural ile herkesin objektif olarak kabul ettiği şeylerdir. Fizik, sosyoloji, psikoloji vs. bir bilimdir. İslami sahada fıkıh, tefsir, kelam da bilimdir.
Bilim bir vasıtadır. Önemli olan bilgidir. Akıl bilgi kaynağı değil, bilgiye ulaşma aracıdır. Kelam ilmi ise İslam’ı baz alan felsefedir.
Bilginin kaynağı aklımız, sağlam duyu organlarımız, doğru haberdir. Rasyonel olan akıl, beş duyu organı ile doğru haber ile itminan oluşur.
Bütün İslami söyler vahyin ürünüdür. Kur’an-ı Kerim ve sünnet Allah resulünden tevatürle gelen haberlerdir. Zorunlu bilgiler ise akidemiz ise Allah’tan kulluk edilecek başka ilah olmadığı, ölüm sonrası hayatın olduğudur. Zira borçluların borçların ödediği gün, kimsenin kimseye faydası olamyacaktır.
Bilginin kaynağı Allah’tır. Ahkaf Suresi, 23. Ayetinde Hak Teala; “Dedi ki: İlim ancak Allah Katındadır...” buyurur. İlim, her şeyi ile bilmektir. Alim olan Rahmandır. Bizler ancak O’nun bize bildirdiği kadarını biliriz. İlgili ayet şu şekildedir;
“Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin.” ( Bakara: 32)
Fıkıh; bir ifadenin ne demek istediğini anlamaya çalışmaktır. Kur-an’ı Kerim’de 20 yerde fiil olarak fıkhetmek, kavramak, düşünmek vs. olarak geçer. Sürekli yenilenmeyi kapsar.
Bilgi türü olarak bir de hikmet vardır. Hikmet hakim olmak, muhkem olmak, sağlamlaşmak demektir. Hikmet; Kur’an ve sünnettir. İlgili ayet şu şekildedir;
“Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir.” ( Nisa:113)
Hikmet vahiyde 20 yerden isim olarak geçer. Sabit sonuç; fıkıhtır. Her doğru bilgi fıkıhtır, o bilgi bizi Allah’a götürür. Faydası olmayan bilgi de Allah’tan uzaklaştırır. Bundan dolayı Allah Resulü: “Allah’ım! Faydasız bilgiden sana sığınırım” diye dua etmiştir. Zira yanlış bilgi alacağımız bütün kararları etkileyecektir.