Fay hattında sa'y
6 Şubat depreminden bu yana göğsümüze bastırdığımız acılar; yaşam- ölüm çizgisinde yaşam tarafında kalan bizlere büyük ibretler telakki ettirdi.
Ölüme an kala ‘’Rabbim canımı Müslüman olarak
al’’ cümlesinin yüreğimden dökülmesi deprem bitişinde gönlümde bambaşka bir
inşirah oldu.
Yaşam
ölüm köprüsünde say. Korku güven çizgisinde anı yaşarken sa’y
Yerin altının yerin üstüne hükmedişinde,
dağılmadan ayakta kalırken sa’y
Gittiğimiz Trabzon şehrinde de döndüğün
memleketimde de nice program, söyleşi, kitap ve yazı çalışmaları, gönüllere
dokunma çabası hiç durmaksızın devam etti.
Üreten ve veren el olmak ne kutlu bir
mücadeledir yaşamı anlamlı kılan.
Kalan
ömrümde daha büyük bir aşkla,’’ hayırlı işlere önder olmaya çabalayacağım’’
dedim.
Böyle bir imtihanla karşı karşıya olup sa’y
etmek…
Dönüş
köyümüzün toprak kokulu, avlusuna oldu.
Sa’y burada da devam etmeliydi, edecekti. Toprağın
dev kollarıyla göğe uzanan vişnemizden, kirazdan, kayısıdan nice eşe dosta
ikramlarımız başladı ve yetiştirdiğimiz sebzelerden…
Yaşlı annemizin varlığı da evde ayrıca
bereketti. evde ona yapılan hizmet ise sa’yın en önemli adımlarındandı.
Kuruttuğumuz reyhanlar, naneler güzel
insanların dostların hanelerine hediye olarak verilecekti.
Deprem kendini hiç unutturmadan devam ediyordu.
En son yaşadığımız 5.3’lük deprem; umudu, sevinci bir kez daha kırsa da yaşıyor
olmamız çaresizliği kenara bırakıp, kulluk şuuru ve dava bilinciyle bizi
kabuğumuzdan çıkarıp sahalara çıkma azmi ile kuşatıyordu.
Sa’yımız
koşturmalarımız en içteniyle devam etmeliydi zihinle bedenle…
Bizleri güçlü kılan en kutlu okumamız Kuran’la
beraberdik. Dua ve teslimiyet; sarsılan yeryüzüyle, sarsılan yüreklerimize
teselli ve inşirah idi bu.
Mürekkebimin sessizliği; çığlığı gün yüzüne
çıkaran cümlelerime aracı olurken, her kelime sa’yıme bir basamaktı.
Ruhun
çiçekli yanında tomurcukların solması, boy vermiş emeklerin gidişiyle imtihanımız
çetindi. Var oluş bilinciyle sa’y…
Depremle beraber özgürlüklerimizin kayboluşu
içinde, hapsolma hikayesi bizimkisi. Yeniden tutunmak, sayha sayha büyümek için
sa’y.
Sarsıntı türevlerini cinslerini çocukların bile
dilinden duymak onların birdenbire büyümesine şahit eylese de bizi, neslimiz
için vereceğimiz emeği farklı boyutta şekillendiriyordu.
Korkunun farklı frekanslarında yine çalışmak
sa’y etmek zorundayız. Tarifi zor cümleler biriktirirken.
Dönülen şehrin, mekanların can havliyle
yeniden terk edildiği şu günlerde gözlerde aynı çaresizlik, yüreklerde yine
korku okunuyor
Canım memleketim, her parçasına sarılmak
istediğim toprağım. Mahallelerin, sokakların, tenhalığın sessizliğin içinde
tozlanmış, gözyaşı döküyor
Üstünde coşkuyla oynayan çocukların sesinden
uzak bakıyoruz menzile. Bakkalı kasabı, dükkânları kapalı mahallemin boynu
bükük duruşu benim yürüyüşüme çelme taksa da biliyorum ‘’bir yerlerden
gelecek bahar’’
Gerdiğimiz yay atacağımız okun menzilini
belirleyecek.
Benim sa’yım yazmak … Malatya’mın beden ve gönül kayıpları
yaşamaması için bu şehrin bir an önce iyileştirilmesi ,kış gelmeden ayağa
kalkışının hızlandırılması gerekir.
Kira
ödeyemeyen, kalabalık aile olduğu için konteynerde, çadırda sıkıntı yaşayan
kara kara düşünen kardeşlerim var.
Bu şehre hizmet eden herkesin morale desteğe
ihtiyacı var.
Sa’yımız hep
birlikte olunca dokunuşlarımız hızlı olacak. Gürlük akışa yön verecek. Zamanı
lehimize çevirecek şey doğru adımlardır. Yerinde saymak değil, yerinde ve
zamanında sa’ydır kutlu yürüyüşlerdir vesselam…
(Sa’y:
yürüyüş)