Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2987.71
BIST 100
9655.21
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Aralık 2015

FATİH PAŞA CAMİİ DEĞİL YANAN BEDENİM

Benim için Sur, Fatih Paşa Camii ve Mahallesi, Dabanoğlu, Hasırlı ve Sur'un diğer Mahalleleri farklı bir anlam ve değer taşıyor.

1989'da yasaklı yıllarım bittikten sonra Diyarbakır-Sur Süleyman Nazif İlköğretim Okulunda öğretmenlik ve idarecilik yaptım. 1989'un Kasım ayı sonunda küçücük çocukların hala yırtık naylon terliklerle okula gelmeleri üzerine velileriyle görüşmek için aile ziyaretleri gerçekleştirdim. Gittiğim ailelerin büyük bir kısmı açlık sınırındaydı. Bu feci durumu gördüğüm günden itibaren her gün en az üç haneyi ziyaret etmeye yemin ettim ve kusursuz sürdürdüm.

1989'dan 2006 yılına kadar 11 bin 148 aile ziyareti gerçekleştirdim. (Bu sayı 2015'te 29014/yirmi dokuz bin on dörde ulaştı) Yakılan Fatih Paşa Camii'nin hemen bitişiğindeki külliyesinde faaliyete açtığımız Kadın ve Çocuk Eğitim Merkezine 2003 yılından 2012 yılına kadar gönüllü katkılar sunduk. Şimdilerde sokağa çıkma yasağının bulunduğu Fatih Paşa, Cevat Paşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz, Mardin Kapı, Ali Paşa gibi mahallelerde girmediğim hane, çayını içmediğim, dertleşmediğim aile yok. Önemli bir kısmı köyü yanıp göç edenlerin kaldıkları bu mahallelerde mahallenin eski sakinleri de yaşıyorlardı. Zaman içinde bu mahallelerin eski sakinlerinin çoğu daha iyi semtlere göç ettiler.

Bu evlerin her birisinde ayrı bir hikaye dinlerdim, ama her hikaye, "PKK köye geldikten sonra, köye baskında, çıkan çatışmada, çatışmalardan sonra, çatışma anındau2026" ile devam eden içler acısı anıları gözyaşları eşliğinde anlatıyorlardı. Geçen Ramazan Ayının ilk günü gittiğim H. Ablamın evinde geçmişte yaşanan o acı günleri yeniden konuşmuştuk. O günlerin geride kaldığını söylemiş, başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bize bu çatışmasız günleri yaşatanlara dua etmiştik.

Bu kısa bilgilendirmeden de anlaşılacağı gibi sokağa çıkma yasağının devam ettiği Sur ilçesi ve mahalleleri ile sokakları ile çıkmaz sokakları ile her bir evi ile ayrı ayrı ilgilenmişliğim var. O ailelere yüzlerce değil binlerce ev eşyası, yüzlerce öğrenciye burs temin etmişliğim var. Bu semtlerde 7'den 77'ye herkes beni çok iyi tanır.

Biz bu semtlerde 2003'te anne ve çocuklara hizmet için Etüd Merkezi açtık, ama Belediyeler daha aktif davranıyorlardı. Bütün ısrarlarımıza rağmen bakanlıklar daha çok kişiye ulaşmamıza imkan sağlamıyordu. İlgili bakanlıkların -söz vermelerine rağmen- daha önemli işleri vardı! ki hiç oralı olmadılar.

Belediyelerin açtığı kurs, merkez ve etüdlerden iki ayda 50-52 bin kişi hizmet alırken, koca devletin bu faaliyetlerinden yararlanan Diyarbakırlı sayısı yılda maksimum 2 bin idi. Bir yanda iki ayda 50 bin, diğer tarafta ise yılda 2 bin. Bunun ilerde doğuracağı sıkıntıları ilgili bakanlara kadar anlattık. Ciddiye alınabilecek hiçbir şey yapılmadı. Hatta bir Gençlik ve Spor Bakanına durumu anlattığımda Ak Partili bu Bakanın "biz de on sekiz spor salonu onarıyoruz" gibi skandal ötesi cevabı olmuştu. O gün anladım ki devletin içinde sadece paralelciler yok, aynı zamanda para etmeyenler de varmış.

Bu mahallelerdeki merkezler çok sinsi şekilde son yıllarda da paralelcilerin insafına terk edilince olanlar oldu.

Kaç zamandır o mahallelerde PKK tarafından -hiçbirimizin anlam veremediği, neden ve niçinine cevap bulamadığı- hendekler açıldı, barikatlar kuruldu. Güvenlik güçlerinin de o hendek ve barikatları yıkma, bölgeyi YDG-H'lilerin elinden almaya yönelik operasyonları yaşanmakta. O mahallelerde nelerin yaşandığını hiçbir televizyondan izleyemez, hiçbir gazeteden de okuyamazsınız.

Birebir tanıdığım, kıt kanaat geçinen bu aileler perişan durumda. Onlar kimin ne ve niçin yaptığını da tam olarak bilmiyorlar. Şimdi o aileler haber gönderip ne olur, bize son bir iyilik yap ve bizi kurtar diyorlar.

Çaresizim, elim-kolum hatta dilim bağlı. O kadar bağlı ki ömrümde ilk kez hakikati bütün çıplaklığıyla haykıramıyorum.

Yazık oluyor, insana yazık, tarihe yazık, ülkeye yazık. Esnafı dinlesin HDP, halkı dinlesin. Gerçi dinlemese de duyuyordur halkın figanını. HDP ilk kez bir parti gibi davransın, istemediği bu hendeklere dur desin, STK'lardan destek alarak bu hendeklerin kapanması için mücadele versin.

İşte o zaman her şeyi konuşmak için hazır bir ortam oluşur.