Fatih mi yezid mi?..
Memleketi kurtarmanın, insanı kurtarmanın, insanlığı
kurtarmanın yolu nedir?
Edep ve ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkânı hayata
dâhil etmenin yolu nedir?
İnsanoğlunun birinci vazifesi, kendini ve etrafındaki
insanları değerlendirip yetiştirmektir. İnsanın yol hikâyesi de budur.
Memleketi ve kendini kurtarma hikâyesi de budur.
Yoldan çıkma hikâyesi de bunun içerisindedir.
Kendisinin ve etrafındaki insanların edep ve ahlak, ilim ve yetenek, usul ve
erkân hikâyeleri de bunun içerisindedir.
Senin kendine hayrın yoksa kendine yetecek edep ve
ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkân gücün yoksa memleketi nasıl
kurtaracaksın?
Sadece nutuk çekip dünyayı nasıl kurtarabiliyorsun?
Böyle bir şey olabilir mi?
Olmaz. Mümkün değildir.
Şarlatanlık yaparak, sözde hoş görünerek “sizde ne yetenekler, ne edep ve ahlak
timsalliği vardır” diyerek yalakalık yapanlara da aldanmamak gerekir.
İnsanın kendini ve etrafındaki insanları değerlendirmesi
sistematiktir. İnsan, biricik ve hiçbir insanın aynısı olmadığı için her
birinde mutlaka kuvveden fiile dökülecek bir cevher, bir mesaj vardır. Asıl
marifet, kurumlarla toplumla beraber sistematik işleme çalışması ile o cevheri,
o mesajı bulup çıkarabilmektir. Bu konuda gayret gösterilirse hiçbir şekilde
şarlatanlık yapmaya, yalakalık yapmaya gerek de kalmaz. Gayet tabi hayırlı
sonuç alınır.
Nasıl ki bir tabip; bir insanın bedenini kontrol edip
kan ve idrar testi, röntgen filmi istiyor, iskelet ve kas yapısını, yağ
dokusunu görüp inceliyor, sitoloji laboratuvarına göndererek muayene ediyor… Ve
böylece insanın bedeni, kimyası, hücrelerine kadar vücudunun tüm özelliğini
öğreniyorsa insanların yazdığı, konuştuğu, davrandığı ile zihin dünyası Allah
vergisi zekâ ve yetenek, kişilik, karakter, edep ve ahlakı, vesaire tüm
özellikleri katiyen öğrenilir.
Bir siyasetçi, bir âlim konuşma yapacak da edep ve
ahlakı, kişiliği, karakteri öğrenilemeyecek?
Bir yazar, bir senarist, bir şair yazacak da edep ve ahlakı,
kişiliği, karakteri öğrenilemeyecek?
Bir sinemacı, bir tiyatrocu rolünü oynayacak da edep
ve ahlakı, kişiliği, karakteri öğrenilemeyecek?
Mümkün değildir. Kendi özelliklerini konuşmalarında,
yazdıklarında ve oynadıklarında mutlaka insanlara yansıtıyorlardır.
Akşemseddin’in kişiliği, karakteri, edep ve ahlakı,
yüceliği Sultan Fatih’ten anlaşılır. Sultan Fatih’in iddiası, cesareti, azmi ve
gayreti, kendini değerlendirdiği ve Akşemseddinlerin Onu değerlendirdiği ile
ortaya çıkmıştır. Yezid’in yezidliği, kişilik ve karakteri, edep ve ahlakı da
tarihin yazdığı gibi kötülükleri de onun kendini değerlendirdiği ve onu
değerlendirdikleri ile ortaya çıkmıştır.
Yunus Emre, Akşemseddin, Cezeri ve İbni Sinaların yol
hikâyelerine bakıldığında mutlaka edep ve ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkân
var. Memleketi, insanı ve insanlığı kurtarma hikâyeleri var.
Onların
hikâyesi böyle… Senin hikâyende ne var?
Edep ve
ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkân öncülüğünde, örnekliğinde senin yerin
neresi?
Senin işlemen
ile etrafındaki insanlar Fatih mi oluyor yezid mi?..