Faşizmi anlamak
Faşizm, Hitler, Mussolini, Saddam, Salazar gibi faşist diktatörlerle tarihin çöplüğüne atılmış değildir. Son olarak Faşist partiler, İtalya’da seçimleri kazandılar ve hükümeti kuracak güce eriştiler. Önümüzde duran çıplak gerçek şudur: Faşizm, devam etmektedir ve bütün dünyada yükseliştedir. Faşizmin yükselişte olduğu bu dönemde Faşizm tehlikesini anlamak, konuşmak ve tartışmak, insanlığın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Faşizmin dünyası, bugünün dünyası
değildir. Faşizm, yüceltilen, kutsanan muhteşem bir geçmiş kurgusuna dayanır.
Faşizme göre tarih kutsaldır ve geçmişteo toplumun ataları muhteşem işler
yapmışlardır ve millete altın bir çağ yaratmışlardır. Günümüz dünyasının
sorunlarına hiçbir çözümleri olmayan Faşistler, tek çözüm olarak geçmişe, yani o
hayali altın çağa dönme fantazisini topluma kabul ettirmektedirler. Faşizm,
insanların gerçekle olan bağını koparmaktadır. Faşizm, mitolojik bir tarih
kurgusuyla insanları hayali altın çağ fantazisine dönmeyi, ona özlem duymayı ve
onu gerçek sanmalarını dayatmaktadır.
Faşizm’in insanlara söylediği ve vadettiği şey, illüzyon ve fantaziden başka
bir şey değildir.
İnsanların gerçekle bağını koparan
Faşizm, bireylerin ve toplumların sağlıklı ve makul şekilde ekonomik, sosyal,
siyasal, eğitimsel, bilimsel, ekolojik ve kültürel sorunlarını konuşmalarına,
tartışmalarına ve konuşmalarına izin vermemektedir. İnsanların, gerçek
sorunları konuşmalarını önlemek için Faşistler, sürekli olarak yapay gündemler
üretirler. Faşizm, bir toplumun kötü yönetim, yolsuzluk, uyuşturucu, yaygınlaşan
suçlar, işlemeyen yargı sistemi, ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk eğitim
sisteminin verimsizliği, aile içi şiddet,fanatizm gibi sahici ve yakıcı sorunların
konuşulmasına, tartışılmasına ve bu konularda etkili bir kamuoyunun
oluşumuna izin vermez. Faşizm, insanlarla ve toplumlarla oynamakta ve onları oyalamaktadır.
Faşizmin en nefret ettiği şey, akıl,
fikir ve düşüncedir. Faşizm, aklı, bilgiyi ve düşünceyi öldürmenin ve
köreltmenin ideolojisidir. Aklını kullanmaktan korkan, tartışılmaz otorite
olarak görülen güç sahiplerinin söylediklerine bağımlı ve onlarla hayatlarını
şekillendiren man kurtlaşan
bir ahmaklar güruhu var etmek, faşizmin temel amacıdır. Faşizmi var eden şey,
ahmaklıktır. Ahmaklığın egemen olması, ancak aklın öldürülmesiyle mümkündür.
Aklını kullanmaktan korkan insanlar ve toplumlar, kendi kendilerini yönetmekten
aciz olurlar ve başkaları tarafından yönetilmeye da yanılmaz bir şekilde ihtiyaç
duyarlar. Faşistler ,ahmaklaştırma sonucunda başkaları tarafından yönetilme
açlığı çeken toplumlara ve devletlere çok kolay bir şekilde çökmektedirler.
Faşizm, sıradan insanın hükmetme
arzusunu kışkırtmakta, manipüle etmekte ve radikalleştirmektedir. Tek yumruk gibi
olunduğu takdirde ulus (nation) olarak güçlü olunacağı ve bu ulusun önünde dünyada
duracak hiçbir güç olmadığı inancını popülist bir şekilde sıradan insanların
zihnine empoze eden Faşizm,eşitlik, özgürlük ve hak talebinde bulunan toplum
kesimlerinin düşman olarak algılanmasına neden olmaktadır. Faşizm,
özellikle kadınların hak taleplerini bir tehdit olarak sunmakta ve erkeklerin
şiddet kullanarak kadınların susturulmasına ve sindirilmesine uygun bir sosyal ve
siyasal oluşturmaktadır.
Faşizm, iktidar için iktidar düşüncesini
benimseyen bir ideolojidir. Faşizmin ilahı ve putu, iktidardır. İktidarda olmayı
ilah haline getirmelerine rağmen faşistler, iktidar saplantılarını
ve sapkınlıklarını ustalıklı bir şekilde gizlemektedirler. Kendilerinin milletin
hizmetinde çalışan ve büyük
fedakarlıklarda bulunan, hayatları dahil her şeylerini riske atan korkusuz kadrolar
oldukları şeklinde bir algı oluşturmaya çalışan Faşist muktedir
elitler, kendileriyle ilgili yapılan her türlümu halefeti millete karşı yapılan
bir komplo, kumpas, büyük güçlerin bir oyunu, dış güçlerin yalanlarına inanan
maşaların tezgahları gibi söylemlerle etkisizleştirmeye çalışmaktadırlar. Faşist
muktedir elitler, sürekli olarak mağdur olan tarafı oynamaktadırlar. Faşist muktedir elitler, hukuku ve
kanunları, gerçek suçlulara karşı değil, kendilerine karşı gördükleri dış
gruplara karşı bir silah olarak kullanmaktadırlar.
Faşistler, kendilerinin millet için
gecesini gündüzüne katmadan çalışan insanlar olduklarını, ancak kendilerine muhalif olanların kendi çalışkanlıklarının değerini
bilmediklerini söylerler. Faşistler, kendileri sayesinde bütün işlerin yolunda
gitmesine rağmen, insanların tembelliğinden dolayı çalışacak insan
bulunmadığını, herkesin zenginlik ve bolluk içinde yüzdüğüne dair söylemler
kullanırlar. İşledikleri suçlar, uyguladıkları keyfi uygulamalar ve yaptıkları
yolsuzluklar hakkında ortada somut deliller olmasına rağmen Faşist muktedir
elitler, toplumun kendilerine dair değişmez ve sorgulanmaz inançlara sahip
olmasını isterler. Faşizm, toplumun kendileri hakkında gerçeklere değil,
efsanelere inanmalarını ve kendilerine kayıtsız şartsız itaat etmelerini
isterler. Faşistlerinen korktuğu şey, kendileri hakkında üretilen efsanelerin
çökmesi, söyledikleri yalanların ortaya çıkması ve
dayattıkları yanılsamaların buharlaşmasıdır.
Nasyonalizmi güçlü bir şekilde merkeze alan Faşizm, insan haklarından nefret eden, düşmanlar ve günah keçileri uydurarak kendi etrafında bir milli birlik oluşturmaya çalışan, güvenlikleştirmeyi ve militarizmi iç içe geçiren, kitle iletişim araçları üzerinde tam bir kontrol sağlayarak insanların zihinlerine hükmetmeye çalışan bir ideolojidir. Faşizm, dini istismar eden bir ideolojidir. Muhaliflerini din düşmanı olarak yaftalayan Faşizm, kendisini dinin koruyucusu olarak sunmaktadır. Faşizmin olduğu yerde, maneviyat olmadığı gibi, bilim, felsefe, sanat ve kültür de yoktur. Faşizm, hayatı, özgürlüğü, kadını, kısacası hayata, doğaya ve insana dair her şeyi iktidar uğruna tüketmeyi ve yok etmeyi amaçlayan bir ideolojidir.